Davacı kurumun adının karar başlığında eksik yazılmış olması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak değerlendirilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalının temyiz itirazlarına gelince; Dava, Orman Kanunu'na muhalefet nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece istem kısmen kabul edilmiş; karar davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalının ormandan işgal ve faydalanma suçunu işlediğini belirterek, bu eylem nedeniyle oluşan ağaçlandırma gideri zararının ödetilmesini istemiştir. Davalı, orman sahasında, herhangi bir işgalde bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
e yemin verdirilmeden hüküm tesisi, Kabule göre; 2-Sanık hakkında tatbik olunan 6831 sayılı kanunun 93/3 maddesinin 5728 sayılı kanunla kaldırıldığı, cezası ertelenmeyen sanık hakkında 5728 sayılı kanunla değişik 6831 sayılı kanunun sanığın daha lehine olacağı gözetilmeden ve bu hususta değerlendirme yapılmadan karar verilmesi, 3-Tazminat ve ağaçlandırma gideri tayin edilmediği halde nispi harca hükmolunması, 4-20.2.2006 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu yerde tahribatın olmadığı belirtilmiş mahkemenin kabulüde bu doğrultuda olup tazminat ve ağaçlandırma giderine hükmedilmediği halde idarenin zararı giderilmediğinden bahisle CMK'nın 231 maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 17.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davaya konu orman vasfında olduğu tespit edilen yere 6-7 yaşlarında fındık fidanlarının ekildiği ve davalı tarafından bakımının yapıldığı işgal ve faydalanmanın sürdüğü sabittir.Dosya içeriğine ve yerel mahkemenin kabulüne göre ormanda işgal ve faydalanma yapmış olan davalının eylemi 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 93.maddesine uyan orman suçunu oluşturduğu ve bu halde orman alanının olağan halinin bozulduğu ve bu halde her türlü orman suçunda tahrip edilen sahanın ağaçlandırma giderine hükmedileceğini açıklayan Orman Kanunun 114.maddesine göre ağaçlandırma giderine hükmedilmesi gerektiği halde yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Sulh Ceza Mahkemesinin 2008/325 esas 2010/15 karar sayılı ve 08.03.2010 tarihli kararına göre, sanık hakkında orman içi açıklığa fidan dikmek suçlaması ile kamu davası açılmış, mahkemece sanığın Orman Kanunu’nun 93/1 maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verilmiş ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.6831 sayılı Orman Yasası’nın 114.maddesinde “Her türlü orman suçları ile tahrip olunan veya yakılan sahalar için, bu Kanunda yazılı tazminattan başka ayrıca, ağaç cinsine göre cari yıl içindeki mahalli birim saha ağaçlandırma gideri esas tutularak ağaçlandırma masrafına da hükmolunur.” denilmektedir. Davaya konu orman vasfında olduğu tespit edilen yere 5-6 yaşlarında fındık fidanlarının ekildiği ve davalı tarafından bakımının yapıldığı işgal ve faydalanmanın sürdüğü sabittir....
Dosya kapsamından; davalı hakkında orman alanının işgali, ormandan faydalanma suçundan kamu davası açılmış, ceza dosyasında alınan bilirkişi raporuna göre, işgal edilen alanın 20 yıldan fazla bir zamandır açıldığı, davalı yerde ağaç ve ağaçcık tahribatı olmadığı anlaşıldığından davalı sanığın eyleminin işgal ve faydalanma olarak değerlendirilerek mahkumiyetine ve cezanın ertelenmesine karar verildiği, temyiz incelemesi sonucunda kararın onandığı anlaşılmıştır. Şu durumda, dava konusu yerin çok uzun zamandır tarım arazisi olarak kullanıldığı, dava konusu yerde davalı tarafından ağaç kesilmediği ve orman örtüsünün tahrip edilmediği anlaşıldığından ağaçlandırma gideri istemine ilişkin olan davanın tümden reddi yerine kabulü usul ve yasaya aykırıdır. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 01/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı idare, davalının devlet ormanından açma yapıp, orman örtüsünü kaldırdığını iddia ederek ağaçlandırma giderini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar vermiştir. Dosya kapsamından; davalının Sulh Ceza Mahkemesi 2008/672 esas 2009/438 karar sayılı dosyasında yargılandığı, 6831 sayılı Kanun'un 93/1 maddesi gereğince işgal ve faydalanma suçundan cezalandırıldığı, kararın Yargıtay Ceza dairesi tarafından onandığı anlaşılmış olup, davalının ağaç kestiği davacı tarafından kanıtlanamamıştır. Davalı ceza davasında açma suçundan mahkum olmamıştır. Her ne kadar alınan bilirkişi raporunda, davalının eylemi nedeni ile orman örtüsüne zarar verildiği belirtilmiş olsa da davalı tarafından gerçekleştirilen ağaç kesme eylemi söz konusu olmadığından ağaçlandırma gideri zararı oluşmamıştır....
Mevkiinde orman sayılan yere zeytin fidanı diktiği böylece toprağın üretim gücünden faydalanmak suretiyle suç işlediği, 6831 sayılı Orman Kanununun 114. maddesi gereğince her türlü orman suçu nedeniyle ağaçlandırma giderine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamından, Ödemiş Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2011/600 Esas, 2011/1491 sayılı kararı ile; davalı hakkında suça konu yerde herhangi bir orman ağaç ve ağaççığı ile orman diri örtüsünün kesilip temizlendiğine ilişkin hiçbir bulguya rastlanmadığı belirtilerek, 6831 sayılı 93/1 maddesi uyarınca hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamına göre, davalının ormandan açma yaptığı kanıtlanmamıştır. Davalının eylemi işgal ve faydalanma niteliğindedir. Şu durumda ağaçlandırma gideri talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, davalının tazminatla sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun bulunmadığından kararın bozulması gerekmiştir....
Davacı vekili, davalının tedbirsizlik ve dikkatsizlikle orman yangınına sebebiyet vermesi nedeniyle suç tutanağı düzenlendiğini, davalının eylemi nedeniyle ceza mahkemesinde yargılandığını, yangın nedeniyle 5 hektarlık devlet ormanı ve rehabilitasyon alanının zarar gördüğünü belirterek ağaç zararı, fidan bedeli, ağaçlandırma gideri ve yangın söndürme giderlerinden oluşan maddi zararın tazminini talep etmiştir. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6831 sayılı Orman Kanunu 114. madde hükmüne göre ''Her türlü orman suçları ile tahrip olunan veya yakılan sahalar için, bu Kanun'da yazılı tazminattan başka ayrıca, ağaç cinsine göre cari yıl içindeki mahalli birim saha ağaçlandırma gideri esas tutularak ağaçlandırma masrafına da hükmolunur. 112. maddenin son fıkrası hükmü bu madde için de aynen uygulanır. (Ek fıkra: 23/1/2008-5728/221 md.) Bu Kanun'un 112 ve 113. maddeleri ile bu madde hükümleri uyarınca açılacak tazminata ve ağaçlandırma giderine ilişkin davalar hukuk mahkemesinde görülür. Bu davalarda orman idaresi harçtan muaftır.'' Mahkemece bu husus göz önüne alınmaksızın, alınması gerekli maktu ret karar ve ilam harcının davacıdan alınmasına şeklinde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir....
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6831 sayılı Orman Kanunu 114. madde hükmüne göre ''Her türlü orman suçları ile tahrip olunan veya yakılan sahalar için, bu Kanun'da yazılı tazminattan başka ayrıca, ağaç cinsine göre cari yıl içindeki mahalli birim saha ağaçlandırma gideri esas tutularak ağaçlandırma masrafına da hükmolunur. 112. maddenin son fıkrası hükmü bu madde için de aynen uygulanır. (Ek fıkra: 23/1/2008-5728/221 md.) Bu Kanun'un 112 ve 113. maddeleri ile bu madde hükümleri uyarınca açılacak tazminata ve ağaçlandırma giderine ilişkin davalar hukuk mahkemesinde görülür. Bu davalarda orman idaresi harçtan muaftır.'' Mahkemece bu husus göz önüne alınmaksızın, alınması gerekli maktu ret karar ve ilam harcının davacıdan alınmasına şeklinde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir....