"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davada Tokat 1. Asliye Hukuk ve Tokat Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, nüfusta anne adı düzeltilmesi istemine ilişkindir. Tokat 1. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın nesebe ilişkin olduğu bildirilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Tokat Aile Mahkemesi ise, anne isminin düzeltilmesine ilişkin davanın nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğunu bildirerek görevsizlik yönünde karar vermiştir. Dava ile davacı, nüfus kayıtlarında çocuğu olarak görünen ....’nın resmi nikahlı olan eşi ....’in gayri resmi olarak yaşadığı davalı ...’dan olduğunu belirtip, anılan çocuğun gerçeğe aykırı tutulmuş nüfus kaydının düzeltilerek Saliha’nın Saniye olan anne adının Mukadder olarak değiştirilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfus Kayıtlarında Sağ Görünen Kişinin Ölü Olduğunun Tespiti İstemli Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, kabul karar verilmiş olup hükmün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca kanun yararına bozulması istenilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı ...'nin, nüfus kayıtlarında kızı görünen ...'nin doğumundan bir ay sonra öldüğünden bahisle, nüfus kütüğündeki sağ kaydının ölü olarak düzeltilmesine karar verilmesine ilişkin talebi hakkında ... 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Davada, nüfus kaydında sağ görünen kişinin sağ olmayıp, ölü olduğunun tespiti ve ölüm kaydının nüfusa işlenmesi istenilmiştir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 14.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfus Kaydının Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacılar tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacılar dava dilekçesinde; oğulları olan ...'nın bebekken vefat ettiğini, ...'ün nüfus bilgilerinin davacılarda İbrahim'in kardeşi ... tarafından kullanıldığını, bu sebeple ...'ün nüfusta evlenmiş ve çocukları var göründüğünü belirterek, oğulları ...'nın nüfus bilgilerinin davacı ...’in kardeşi olan ... tarafından kullanıldığının tespitine karar verilmesi istenilmiş, mahkemece düzeltilmesi istenen kaydın kapalı olduğu ve kapalı kayıt üzerinde işlem yapılamayacağından davanın reddine karar verilmiştir. Davacılar vekili tarafından karar temyiz edilmiştir....
Bu açık hükümler karşısında; ölen kişinin nüfusta kayıtlı bulunmaması durumunda, önce doğum, sonrada ölüm olayının nüfus aile kütüğüne işlenebileceği kuşkusuzdur. Sonuç itibariyle; tapuda isim düzeltilmesi davalarında, nüfusta kaydı bulunmayan kişinin doğum ve ölüm bilgilerinin ancak nüfusa kaydedilmesinin sağlanmasından sonra, tapu ve nüfus kaydı arasında bağlantı ve tutarlılık sağlanması mümkün olabileceğinden; bu koşul gerçekleştikten sonra, yukarıda sıralanan diğer şartların da varlığı halinde davanın kabulü yoluna gidilebilecektir…” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.07.2009 tarihli ve 2009/14-279 Esas, 2009/354 sayılı kararı) Tüm bu anlatılanlardan sonra somut olaya gelince; Dosya içerisindeki Nüfus Müdürlüğü yazısından, isminin düzeltilmesi istenen malikin nüfusta kaydının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bir kimsenin tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilebilmesi için nüfusta kayıtlı olması gereklidir....
Bu açık hükümler karşısında; ölen kişinin nüfusta kayıtlı bulunmaması durumunda, önce doğum, sonrada ölüm olayının nüfus aile kütüğüne işlenebileceği kuşkusuzdur. Sonuç itibariyle; tapuda isim düzeltilmesi davalarında, nüfusta kaydı bulunmayan kişinin doğum ve ölüm bilgilerinin ancak nüfusa kaydedilmesinin sağlanmasından sonra, tapu ve nüfus kaydı arasında bağlantı ve tutarlılık sağlanması mümkün olabileceğinden; bu koşul gerçekleştikten sonra, yukarıda sıralanan diğer şartların da varlığı halinde davanın kabulü yoluna gidilebilecektir…” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.07.2009 tarihli ve 2009/14-279 Esas, 2009/354 sayılı kararı) Tüm bu anlatılanlardan sonra somut olaya gelince; Dosya içerisindeki Nüfus Müdürlüğü yazısından, isminin düzeltilmesi istenen malikin nüfusta kaydının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bir kimsenin tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilebilmesi için nüfusta kayıtlı olması gereklidir....
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir....
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir....
Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK’nin 21. ve 22. maddeleri gereğince İstanbul 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 12.07.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Türk Medeni Kanunu'nun md. 303’e göre, babalık davası, ana, çocuk ve baba tarafından açılabilir. Üçüncü kişilerin dava hakkı bulunmamaktadır. Somut uyuşmazlıkta İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen 17.6.2021 tarihli DNA raporu ile davalı ... için nüfusta kayden babası görünen ...’ın babalığının reddedildiği sabit olduğuna göre, mahkemece yapılacak iş baba yönünden nüfus kaydının düzeltilmesi talebinin de kabulüne karar vermekten ibarettir. Davanın nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davası olduğu, babalığın tespiti davasının yalnızca ana, çocuk ve baba tarafından açılabilen ve Aile Mahkemesi’nde görülen özel bir dava olduğu sonuç olarak davacının talebinin babalığın tespiti olmadığı gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirmelerle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....