Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, ... isimli şahsın 15.11.2005 tarihinde öldüğünün tespiti ile nüfus sicilindeki ölüm tarihinin düzeltilmesi isteğine ilişkin olup, Ağır Ceza Mahkemesinin ihbarı üzerine Cumhuriyet Savcısı tarafından açılmıştır. Ağır Ceza Mahkemesinde, bu kişinin sağlığında düzenlediği vekaletnameyle oğlu .... ölü kişinin 65 yaş aylığını bankadan alarak kamu kurum ve kuruluşlarını dolandırmaktan kamu davasının bulunduğu görülmektedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 70/1. maddesine göre, Cumhuriyet savcısının açacağı veya taraf olarak yer alacağı hukuk davalarının kanunda açıkça gösterilmiş bulunması zorunludur. Türk Medeni Kanununa göre, bir hakkın kullanılması için bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda ya da başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren kimse, iddiasını ispat etmek zorundadır....

    ın anneannesi olarak görünen ... ile davacı ...'ün babaannesi alarak görünen ....'in nüfusta ... olarak kayıtlı kişi olduğunun tespiti istenilmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava, nüfus kaydının anne yönünden düzeltilmesi istemine ilişkindir. Nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğundan; mahkemece, sadece taraf ve tanık beyanları ile yetinilmeyip, verilecek kararla mevcut nüfus kaydına göre ...'ün mirasçılarının hukukları etkileneceğinden adı geçenin bütün mirasçılarının (nüfus kaydına göre kardeşleri ..., ... ve evli ölmüş görünen ... mirasçıları) davalı sıfatı ile davaya katılımları sağlandıktan ve iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp alınacak rapor da gözetilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir....

      Mahkeme davanın kısmen kabulü ile Malkara ilçesi,... 375, 376, 377, 446, 447, 848, 849, 860, 1267, 1268, 1799, 1800 ve 1801 parsellerde ismi yer alan ...Kızı ...'nın ...’in kızı olduğunun tespitine,...'ya "..." soy isminin verilmesi ile ...'in hanesine kaydının yapılmasına, bu hususta nüfus müdürlüğüne yazı yazılmasına, veraset ilamın iptali talebinin reddine karar vermiştir. Hükmü davalı ... temsilcisi temyiz etmiştir. Dava, nüfusta kaydı olmayan kişinin nüfusa tescili, nüfus kaydında düzeltme, tespit, noter tarafından düzenlenen mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin olup; temyiz incelemesine konu uyuşmazlık, yerel yazımdan önce ölmesi nedeni ile nüfusta kaydı bulunmayan kişinin tescili, nüfus kaydında düzeltme ve tespit istemine ilişkindir....

        Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarih 2008/2-36-47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle davacının talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmaması, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına...asliye hukuk mahkemesinde bakılır....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacılar, dava dilekçesinde, nüfusta çocukları olarak kayıtlı görünen Hayrettin ve Kıyasettin’in gerçekte davacılardan Abdülhamit’in kardeşleri olduğunu iddia ederek, davalılardan Hayrettin ve Kıyasettin’in anne ve babalarının Şakir ve Hevi olduğunun tespiti ile nüfus kaydının düzeltilmesini istemişlerdir. Dava, gerçek durumu göstermeyen nüfus kaydının düzeltilmesi istemine (5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu md.36) ilişkin olup, soybağının düzeltilmesine yönelik değildir. Nitekim, mahkeme de istemin nüfus kayıt düzeltimi niteliğinde olduğunu kabul ederek davayı sonuçlandırmıştır. Açıklanan sebeple temyiz itirazlarını inceleme görevi Yargıtay 18....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davada Şanlıurfa 1. Aile Mahkemesi ile Şanlıurfa 3. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, davacının çocuğu olarak görünen ... ve ...'nın nüfus kaydında anne ve baba adının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Aile Mahkemesi, anne ve baba adının düzeltilmesi talebinin soybağına ilişkin olmadığı, nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, davanın nesebin düzeltilmesi istemine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Somut olayda davacılar, nüfusta çocukları olarak görünen ... ve ...'nın gerçekte oğlu ve gelini olan ... ve ...'...

              in" nüfusta kaydı bulunmadığına göre adının ve baba adının düzeltilmesi ve soyisminin eklenmesi doğru değildir. Mahkemece, tapu maliki hakkında yapılan inceleme ve araştırmada malikin, davacının murisi olduğu sonucuna varıldığından tespit hükmü kurmakla yetinilmesi gerekirken ayrıca düzeltme hükmü kurulması doğru değil ise de, bu husus bozmayı ve yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK’nun 438/VII. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle hüküm fıkrasının 1.bendin üçüncü ve dördüncü satırlarında yazılı “tapudaki 1/2 pay sahibi ... oğlu ...'in adının Giregor oğlu Yosif Zahari olarak DÜZELTİLMESİNE” cümlesi çıkartılarak hükmün bu şekilde HUMK’nun 438/VII maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 31.10.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                Bu açık hükümler karşısında; ölen kişinin nüfusta kayıtlı bulunmaması durumunda, önce doğum, sonrada ölüm olayının nüfus aile kütüğüne işlenebileceği kuşkusuzdur. Sonuç itibariyle; tapuda isim düzeltilmesi davalarında, nüfusta kaydı bulunmayan kişinin doğum ve ölüm bilgilerinin ancak nüfusa kaydedilmesinin sağlanmasından sonra, tapu ve nüfus kaydı arasında bağlantı ve tutarlılık sağlanması mümkün olabileceğinden; bu koşul gerçekleştikten sonra, yukarıda sıralanan diğer şartların da varlığı halinde davanın kabulü yoluna gidilebilecektir…” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2009/14-279 Esas, 2009/354 sayılı kararı) Hal böyle olunca; Yerel Mahkemece, kayıt düzeltilmesi istenen ... oğlu ... ’ın doğum ve ölüm kaydının nüfus kütüğüne işlenmesi hususunda davacılara önel verilerek, tapu ve nüfus kaydı arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandıktan sonra hasıl olacak sunuca göre karar verilmesi gerekir. Karar açıklanan bu nedenle bozulmalıdır....

                  Burdur Aile Mahkemesi ise, iptali istenen hususun soy bağının reddi veya babalık davası olmadığı, nitelik itibariyle bu davanın soy bağının reddi davası değil nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğu, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda, ... tarafından açılan davaname ile, küçüğün nüfus kaydına göre nüfusta babası olarak görünen ...'ın gerçekte amcası, annesi olarak görünen ... 'nin ise gerçekte yengesi olduğunu belirterek küçüğün nüfus kaydının düzeltilmesi ve gerçek nüfus hanesine kaydını talep edilmiştir. İddia, nesebinin düzeltilmesine ilişkin olup, Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen ve bu niteliğiyle yalnız ../... - 2 - 2012/5820 2012/11223 hatalı yazılan nüfus kaydının iptali mahiyetinde olmayan davanın Aile Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....

                    Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Somut olayda dava, ...'in, ... ve ... çocuğu olarak gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının iptali ile gerçek annesinin davalı ..., gerçek babasının da diğer davalı ... olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi olarak açılmış olup, gerçek babanın Ömer olduğuna yönelik istem, anne Adelet ve baba olduğu iddia edilen ...'in evliliğinin bulunmadığı ve çocuğun evlilik dışı ilişkiden doğmuş olduğu belirtildiğinden babalığın tespitine ilişkindir. Davadaki gerçek annenin Adelet olduğuna yönelik istem ise nüfus kayıt düzeltim davası olup, görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir....

                      UYAP Entegrasyonu