Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosyanın incelenmesinden; mahkemece nüfus kaydı, sabıkasızlık kaydı celp edilerek davacı tanığın dinlendiği, tanığın beyanında davacının Zeynep olarak çağrıldığını, Era diyenin olmadığını belirttiği, mahkemenin mevcut bu delillerle davanın kabulü ile ön adın Zeynep olarak düzeltilmesine karar verildiği anlaşılmıştır. TMK'nın 27. maddesine göre, adın ve soyadının değiştirilmesi haklı sebeplere dayanılarak hâkimden istenebilir. Hangi hallerin haklı sebep teşkil ettiği konusunda bir yasal düzenleme bulunmadığından ve esasen bu konuda bir kıstas belirlenmesi de söz konusu olmadığından haklı sebebin var olup olmadığı her bir davada özel koşullara göre mahkemece belirlenecektir. Bu belirleme yapılırken objektif koşullardan çok değiştirme isteminde bulunanın mahkemeye sunacağı özel nedenlerin dikkate alınması gerekir....

Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/1014 esas sayılı dava dosyasında "Fatma - Bedo kızı" isimli kişinin verasetinin alınması için taraflarına yetki verildiğini, Bedo kızı Fatma'nın baba adının nüfusta Bedirhan olarak geçtiğini beyan ederek; "Bedo kızı Fatma" isimli kişinin mirasçılık belgesinin verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv ve Daire Başkanlığına müzekkere yazılarak TC kimlik nolu Fatma-(Bedirhan-Ayşe kızı) adına kayıtlı tapulama tutanakları, tahrir kayıtları ve tapu kayıtlarının oluşumuna dayanak belgelerin çıkartılarak gönderilmesi istendiği, yazı cevabının İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü 02/12/2020 tarihli müzekkeresi ile gönderilerek, Diyarbakır, Merkez, Karakilise (Dökmetaş) Mah....

Dava, yerel yazımdan önce ölümleri nedeni ile nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin nüfusa tescili ve T.C.kimlik numarası verilmesi istemine ilişkindir. Dosya içinde mevcut T2 yazısında, İzmir İli, Urla İlçesi yazım yapıldığını, dava dilekçesinde sözü edilen kişilerin ölmesi nedeni ile kaydının bulunmadığı bildirilmiştir. Yürürlükten kaldırılan; 1543 sayılı Genel Nüfus Yazımı Kanunu'nun 5. maddesinde "Yazım kurullarının insan oturan yerleri birer birer gezip ev halkından evde bulunanları görmeleri suretiyle yapılır.", 6. maddesinde "Bölgelerinde; yazım yapılacağı ilan edilen günlerde o bölge halkının evlerinde oturmaları mecburidir." Nüfus Yazımı Yönetmeliği'nin 14. maddesinde "Yazılacak kişinin görülmesi esastır....

Bu saptama yapılırkende aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir. 3-Cumhuriyet Savcılığı aracılığıyla, taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır. Açıklanan bu hususlar çerçevesinde inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir....

    Dava konusu taşınmazın, 08.03.1951 tarihli, 87 cilt no'lu tapu kaydı uygulanmak suretiyle tescil edildiği anlaşılmasına rağmen taşınmazın tesciline dayanak tapu kayıtları da getirtilmemiştir. Bu durumda mahkemece, yukarda belirtilen ilkeler ışığında dava konusu taşınmazın tüm dayanak kayıtları tedavülleri ile birlikte getirtilerek, nüfus müdürlüğünden kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılarak oluşacak sonucu göre karar verilmesi gerekirken zabıta araştırması ile yetinilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında 56 parsel sayılı 185.500 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı, vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davacı... ve müşterekleri adına tespit edilmiştir. Davalı Hazinenin itirazı kadastro komisyonunca kabul edilerek taşınmazın davalı Hazine adına tesciline karar verilmiştir. Davacılar tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmışlardır....

        Davacının dava dilekçesinde belirttiği ve davalı Yücella'nın gerçek annesi olduğunu iddia ettiği T8 ile gerçek babası olduğunu iddia ettiği Saim Adak'ın aile nüfus kaydı incelendiğinde; Saliha ile Saim'in 20/09/1953 tarihinde evlendikleri, Saim Adak'ın 1984 yılında vefat ettiği anlaşılmaktadır. Nüfusta kayıtlı anne ve baba adının gerçeği yansıtmadığı, nüfusta anne baba olarak görünen davacıların gerçekte anne baba olmadıkları ve bu nedenle nüfus kayıtlarının düzeltilmesi ve gerçek anne ve baba adının yazılması istemiyle açılacak ve nüfusa kayıtlı bulunan hanenin de değiştirilmesi sonucunu doğuracak davalarda, esasen iki iddia bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, çocuğun kayden anne olan kadından değil, başka bir anneden doğduğu; ikincisi ise, kayden baba olarak gözüken kişinin genetik baba olmadığı iddiasıdır. Bu davada, kayden anne gözüken kişinin çocuğu doğurmadığı, genetik annenin başka bir kadın olduğunun tespit edilmesi halinde, TMK 285....

        Davacının nüfus kaydı incelendiğinde; nüfusta doğum tarihinin 01/01/1973 olarak gözüktüğü, tescil tarihinin ise tıpkı kardeşi Aynur gibi 20/01/1975 olarak gözüktüğü kardeşi Aynur'un nüfusta 01/01/1972 doğumlu olarak gözüktüğü, davacının 11/11/2014 tarihinde boşandığı anlaşılmaktadır. Davacının sabıka kaydı incelendiğinde; Gebze 6. Asliye Ceza Mahkemesi'ne ait hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacının MERNİS doğum formu incelendiğinde; kardeşi Aynur ile birlikte aynı gün beyan usulüne dayalı olarak nüfusa tescillerinin 20/01/1975 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Darıca Farabi Eğitim Araştırma Hastanesinin sağlık kurulu raporuna göre davacının 25 yaşından büyük 40 yaş civarından küçük olduğu hususu raporda belirtilmiştir. Davacı mevcut nüfus kaydına göre 1973 doğumlu olup dava tarihi itibari ile 46 yaş içindedir. Ancak yukarıda da belirtildiği gibi aldırılan heyet raporuna göre davacının 40 yaş civarından küçük olduğu belirtilmiştir....

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : None DAVA KONUSU : NÜFUSTA DOĞUM TARİHİNİN DÜZELTİLMESİ KARAR : Uşak 3....

        Nüfusta kayıtlı anne ve baba adının gerçeği yansıtmadığı ve bu nedenle gerçek anne ve baba adının yazılması istemiyle açılacak ve nüfusa kayıtlı bulunan hanenin de değiştirilmesi sonucunu doğuracak davalarda, esasen iki iddia bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, çocuğun kayden anne olan kadından değil, başka bir anneden doğduğu; ikincisi ise, kayden baba olarak gözüken kişinin genetik baba olmadığı iddiasıdır. Bu davada, kayden anne gözüken kişinin çocuğu doğurmadığı, genetik annenin başka bir kadın olduğunun tespit edilmesi halinde, yukarıda sözü edilen babalık karinesi aksi yönde işleyecek ve “genetik annenin kocası olmayan” kayden babanın, babalık sıfatı kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Mahkemece belirlenen genetik annenin, çocuğun doğduğu tarihte evli bulunduğunun anlaşılması halinde, TMK'nın 285. maddesinde yazılı babalık karinesi nedeniyle genetik annenin kocası olan erkek, kendiliğinden baba sıfatını kazanacaktır....

        UYAP Entegrasyonu