Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tapu kayıtlarının nüfus kayıtları ile uyumlu hale getirilmesi için kişinin nüfusa kayıtlı olması gerekir. Eğer muris nüfusta kayıtlı bir kişi değilse, tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin de düzeltilmesi mümkün değildir. Bu durumda “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince taşınmaz maliki ile nüfusta kayıtlı olmayan davacılar murisinin aynı kişiler olduğunun tespitine hükmedilmelidir....

Bilindiği üzere, taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Öte yandan, asıl olan nüfus kayıtları olup, tapu kayıtlarındaki kimlik bilgileri nüfus kayıtları esas alınarak düzeltilebilir. Kimlik bilgileri yalnızca nüfus kaydına göre düzeltilebileceğinden o kişinin öncelikle nüfusa kayıt edilmiş olması gerekir....

    Assiye’nin doğum yeri ve tarihi başlıklı kısmında Gürün 01/08/1969 olduğu, nüfusta tecil tarihinin, 29/08/1969 olduğu, doğum tescilinin kardeşleri Sabahattin ve Saniye ile birlikte aynı anda gerçekleştirildiği, abisi Hamit'in doğum yeri ve tarihi başlıklı kısmında Gürün 02/10/1971 olduğu, nüfusta tecil tarihinin ise, 04/10/1971 olduğu, doğum tescilinin 2 gün içinde yapıldığı, davacı İnci'nin doğum yeri ve tarihi başlıklı kısmında Başveran 30/05/1974 olduğu, nüfusta tecil tarihinin ise, 15/06/1974 olduğu, doğum tescilinin 15 gün içinde yapıldığının anlaşıldığını, tescil kayıtlarının gerçeği yansıtır şekilde ve tamamen doğru olarak düzenlendiğinin kabulünün bu durumda mümkün bulunmadığını, davacının tüm aile bireylerine ilişkin nüfus tescilleri maddi oluşa uygun surette yapılmadığı, neredeyse tümüyle gerçeğe uygun olmayan tescil kayıtları yapılmış olduğunun özel bir incelemeye gerek kalmaksızın anlaşıldığını, dosyada bildirdikleri tanıkların da mahkemece dinlenmediğini, tanıklardan birisi...

    Assiye’nin doğum yeri ve tarihi başlıklı kısmında Gürün 01/08/1969 olduğu, nüfusta tecil tarihinin, 29/08/1969 olduğu, doğum tescilinin kardeşleri Sabahattin ve Saniye ile birlikte aynı anda gerçekleştirildiği, abisi Hamit'in doğum yeri ve tarihi başlıklı kısmında Gürün 02/10/1971 olduğu, nüfusta tecil tarihinin ise, 04/10/1971 olduğu, doğum tescilinin 2 gün içinde yapıldığı, davacı İnci'nin doğum yeri ve tarihi başlıklı kısmında Başveran 30/05/1974 olduğu, nüfusta tecil tarihinin ise, 15/06/1974 olduğu, doğum tescilinin 15 gün içinde yapıldığının anlaşıldığını, tescil kayıtlarının gerçeği yansıtır şekilde ve tamamen doğru olarak düzenlendiğinin kabulünün bu durumda mümkün bulunmadığını, davacının tüm aile bireylerine ilişkin nüfus tescilleri maddi oluşa uygun surette yapılmadığı, neredeyse tümüyle gerçeğe uygun olmayan tescil kayıtları yapılmış olduğunun özel bir incelemeye gerek kalmaksızın anlaşıldığını, dosyada bildirdikleri tanıkların da mahkemece dinlenmediğini, tanıklardan birisi...

    Mahkemece kadastro tespit tutanaklarında , tapu maliki olduğu belirtilen kişilerin baba, anne ve kardeşlerini gösterir şekilde nüfus aile kayıtları getirtilip tutanak içerikleri ile karşılaştırılmamış ve ayrıca tapu maliki olarak gözüken “... oğlu ... ...” isminde nüfusta kayıtlı birisinin bulunup bulunmadığı sorulmamıştır. Mahkemece; tapuda malik gözüken diğer müşterek malikler ile kaydı düzeltilmesi istenen müşterek malik arasındaki irtibat araştırılmalı bunun için de” “......

      Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan 2012/38 Esas sayılı 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasında, davacı tarafa yetki belgesi verildiği belirtilmiş ise de, anılan yetki belgesinin UYAP ortamında bulunmadığı anlaşıldığından, yetki belgesinin dosya içersinde bulunmadığı taktirde temini, 2-Dava konusu 796 parsel sayılı taşınmazın çap kaydı (mülkiyet durumunu gösterir tapu kaydı) , sicil kaydının oluşumuna dayanak olan kayıt ve belgelerin, kadastro tespit tutanağı ve dayanağı belgeleri (eski türkçe olması halinde bugünkü türkçeye çevrilmiş suretleri) ile birlikte ilgili Tapu Müdürlüğünden getirtilmesi, 4-a)Taşınmazın bulunduğu ... köyünde " ..." isminde kişi veya kişilerin nüfusta kayıtlı olup olmadığının tespiti ile mevcut ise nüfus kayıtlarının ilgili Nüfus Müdürlüğünden temini, b) Mahalli bilirkişilerin beyanı üzerine kök muris olduğu...

        Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde; Nüfus Müdürlüğünden kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorularak kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanaklarının celbi ile kadastro tutanağında adı geçen bilirkişilerin sağ olup olmadığının araştırılarak belinlenmesi ve mahallinde yapılacak keşif sırasında ifadelerinin tespiti ile davacıların iyi niyetli olup olmadıkları araştırıldıktan sonra karar verilmesini savunmuştur....

        Dosya kapsamından ve UYAP'tan alınan nüfus kayıtlarında yapılan incelemede; davacının eşinin TC kimlik numaralı 2011 yılında öldüğüne dair kayıt bulunan Rifat Yıldırım olduğu, Rifat Yıldırım'ın babasının TC kimlik numaralı 1967'de ölüm kaydı bulunan Ömer Yıldırım olduğu, Ömer Yıldırım'ın annesinin TC kimlik numaralı 1939 tarihinde ölüm kaydı bulunan Mahmut kızı Ayşe Yıldırım olduğu, Ayşe Yıldırım'ın eşinin TC kimlik numaralı Hüseyin ve Ayşe oğlu Ahmet olduğu, nüfus kaydından sorulması üzerine Ayşe Akgül ad ve soyadında 15 kişinin bulunduğu, ayrıca Ali eşi Ayşe Akgül olarak 2006050072 TC kimlik numaralı eşi Ali Akgül olan 1955 ölüm kaydı bulunan Ahmet ve Meryem kızı Ayşe Akgül'ün nüfusa kayıtlı olduğu anlaşılmıştır....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, nüfusta ölüm tarihinin düzeltilmesine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmesi üzerine davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 35. maddesine göre, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak, olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar, nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir....

        Bu bağlamda, davacının Latif ve Meren'in çocuğu olup olmadığı hususunda (her ne kadar baba olduğu söylenen Latif'in nüfus kaydı yoksa da; mezarının mevcut olup olmadığı belirlenip) ilgililerin DNA testi yaptırılıp iddianın kanıtlanması durumunda nüfusta kaydı olmayan baba Latif yönünden tespit, anne Meren yönünden ise tescile karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          UYAP Entegrasyonu