WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet Sanığın şikayetçinin kimlik bilgilerini kullanarak ve kendi fotoğrafını yapıştırarak aldığı, nüfus cüzdanı talep belgesi ile Nüfus Müdürlüğünden nüfus cüzdanı düzenlettiği iddiasıyla resmi belgede sahtecilik suçundan açılan davada; sanığın suçlamayı kabul etmemesi, Nüfus Müdürlüğünde memur olan tanık ...’nin, “…talep belgesini getiren ve bu belgeyi bizden alan kişinin sanık olup olmadığını şu an kesin olarak söylemem mümkün değil, aradan üç yıl geçti, yanlış bir şey söylemek istemiyorum.” şeklinde beyanda bulunması, alınan bilirkişi raporunda; nüfus cüzdanı talep belgesindeki yazıların sanığın eli ürünü olmadığının belirtilmesi karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından; nüfus cüzdanının teslimine ilişkin belge aslının Nüfus Müdürlüğünde getirtilerek, teslim belgesi ile dosyadaki nüfus cüzdanı talep belgesindeki imzaların sanığın elinden çıkıp...

    den olduğu halde nüfus kaydında Sıdık ve Dilber'den olma şeklinde kaydedildiği iddiasıyla nüfus kaydının düzeltilmesi talep edilmiştir. Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. Maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nun 21 ve 22. maddeleri gereğince Mersin 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 18.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı, nüfus kaydında kardeşi olarak tescil edilen davalının gerçekte kardeşi olmadığı iddiasıyla davalının nüfus kaydının iptali ile gerçek anne-baba hanesine kaydedilmesini talep etmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın soybağına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, uyuşmazlığın nüfus kaydında düzeltim niteliğinde olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Somut olayda davacı, nüfus kaydında kardeşi olarak görünen davalı ...'nin gerçekte kardeşi olmadığını belirterek Cemile'nin nüfus kaydının iptali ile gerçek anne-baba hanesine tescil edilmesini talep etmiştir....

        ten olma şeklinde kaydedildiği iddiasıyla nüfus kaydının düzeltilmesini talep etmiştir. Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. Maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nun 21 ve 22. maddeleri gereğince Kayseri 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 18.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          ten olma şeklinde kaydedildiği iddiasıyla nüfus kaydının düzeltilmesini talep etmiştir. Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. Maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nun 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 18.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki Nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davada ... 25. Asliye Hukuk ve ... 7. Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. ... 25. Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın 4787 Sayılı Kanunun kapsamında kalığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 7. Aile Mahkemesi ise, davanın nüfus kaydının tashihine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Davacılar, kendilerinin küçük ...'nın gerçek anne ve babası olmalarına rağmen, nüfus kütüğünde amcası ... ile eşi olan ...'ün üzerine kaydedilmiş olduğunu bildirerek, nüfus kaydının düzeltilmesini istemişlerdir....

              Yasa düzenlemesi gereği nüfus müdürü veya görevlendireceği memurunun katılımı olmaksızın yargılamanın sürdürülmesi mümkün değil iken duruşmanın nüfus memurunun yokluğunda yapılması ve karara bağlanması usul ve yasaya aykırı olmakla, davacı tarafın istinaf talebi yerindedir. Kabule göre de; Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 10.05.2018 tarih ve 2017/8798- 2018/12470; 27.02.2018 gün ve 2018/1260- 2787 sayılı kararlarında da belirtildiği ve bilindiği üzere; doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 15, 31 ve 33. maddelerine göre nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olup, nüfusa kayıt edilmeden kendisinden önce doğup ölen kardeşine ait nüfus kaydını kullanan kişinin nüfusa tescili dolayısıyla saklı nüfustan sicile yazılması da idari bir işlem niteliğindedir....

              Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, "nüfus kayıtlarının düzeltilmesi'’ davalarının konusunu oluşturur. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi” dir. Bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır. Önemle vurgulanmalıdır ki nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, resmi kayıt ve belgelere başvurulabileceği gibi, tanık dahil her türlü kanıta başvurulabilir. Öte yandan, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36/1- a maddesinde açıklandığı üzere nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından açılabilecektir....

              Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiği söz konusudur. (HGK'nin 30.01.2008 tarihli ve 2008/2-36-47 sayılı kararı) Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, 4787 sayılı Kanunun 4'ncü maddesi kapsamı dışında olup, aile mahkemelerinin görevine girmez. Asliye hukuk mahkemelerinin görev alanına giren nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davalarında, Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi gereği, nüfus müdürü veya memurunun bulunması ve kararın onların önünde verilmesi zorunludur. Somut olayda, davacı ...'ın baba ...'nın sağlığında dünyaya geldiği, ...'nın ölümü sonrasında anne ... ile ...'nın kardeşi ...'in evlendiği ve akabinde davacının gerçeğe aykırı olarak amcasının nüfusuna kaydedildiği iddia edildiğine göre; dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun aile hukukundan doğan bir dava değil, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36’ncı maddesine dayalı nüfus kaydının düzeltilmesi niteliğindedir....

                Davacı, babaannesinin isminin, muris babasının nüfus kaydında "Rahime" olarak yazması gerekirken "Ayşe" olarak yazdığından tashih talebinde bulunmuş ise de; ilk derece mahkemesince davacının aktif husumet ehliyeti yokluğundan davanın reddine dair karar vermiştir. Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi "nüfus kayıtlarının düzeltilmesi" davalarının konusunu oluşturur. İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan "doğru olmayan kayıtlar" ilgilileri veya Cumhuriyet Savcısı tarafından açılacak olan "kayıt düzeltme davası" ile gerçek durumuna uygun hale getirilir ki, bu dava uygulamada "nüfus kaydının düzeltilmesi" davası olarak adlandırılmaktadır. Nüfus kayıt davaları sonucunda, genel olarak davacının kaydı başka bir haneye taşınmamakta; mevcut nüfus kütüğü üzerindeki hanede Nüfus Hizmetleri Kanununun 7. maddesi gereğince bulunan kayıtlar mahkeme kararı doğrultusunda değiştirilmekte veya düzeltilmektedir....

                UYAP Entegrasyonu