Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 19.08.1991 tarih ve 1991/620 Esas, 578 Karar sayılı veraset belgesinde ölüm tarihinin 31.06.1951 yazıldığı anlaşıldığına göre keşifte bulunması ve davayı açması yönündeki tarihler ile ölüm tarihi birbirleriyle çelişmektedir. Bu nedenlerle ...’ın gerçek ölüm tarihini belirten yeni veraset belgesinin alınması için davacı tarafa süre ve imkan tanınması, alındığında dosyaya eklenmesi, bundan ayrı verasete esas ölümlü nüfus aile kayıt tablosunun Nüfus Müdürlüğünden getirtilerek dosyayla birleştirilmesi, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere geri çevrilmesi için dosyanın yerel mahkemeye İADESİNE, 04.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; Dava, nüfus sicilinde farklı hanelerde kayıtlı murisin aynı kişi olduğunun tespiti ile mükerrer kaydın iptali suretiyle nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Nüfus kayıt düzeltme davaları kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan, hâkim istemle bağlı kalmayarak kendiliğinden de yapacağı araştırma ile elde edeceği bulgulara göre ve diğer kayıtlarla çelişki meydana getirmeyecek şekilde doğru sicili oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır. Öte yandan, nüfus kütükleri resmi sicillerdir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 7. maddesine göre resmi sicil ve senetler belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur. Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça herhangi bir şekle bağlı değildir....
ın nüfus kütüğünde mükerrer olan ölüm kaydının iptali istenilmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Mükerrer ölüm kaydının iptaline karar verilen ...'ın T.C.Kimlik numarasının kararda yazılmamış olması doğru değil ise de, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm fıkrasının birinci bendinin birinci satırında "ile" den sonra gelmek üzere "... TC. Kimlik nolu" ibaresinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 21.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Aynı Kanun'un 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddesi uyarınca ''Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir''. Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, "nüfus kayıtlarının düzeltilmesi'’ davalarının konusunu oluşturur. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi” dir. Bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır. Nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, resmi kayıt ve belgelere başvurulabileceği gibi tanık dahil her türlü kanıta başvurulabilir....
Davacı ... ve ..., çekişmeli taşınmazın müşterek muristen intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediğini ileri sürmek suretiyle ... ile ... aleyhine dava açmış; taşınmazın tapu kaydının iptaline ve muris ... mirasçıları adına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 118 ada 13 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile tamamı 3 pay kabul edilmek suretiyle eşit paylarla davacılar ile davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, taşınmazın davacıların kök murisi ...'dan kaldığı ve taksime tabi tutulmadığı iddiası ile tapu kaydının iptali ve tüm mirasçılar adına tescili istemiyle açılmış olup, ölüm tarihine göre, muris ... 'ın terekesinin, TMK'nın 701. maddesi gereğince elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olduğu anlaşılmaktadır....
Bu açık hükümler karşısında; ölen kişinin nüfusta kayıtlı bulunmaması durumunda, önce doğum, sonrada ölüm olayının nüfus aile kütüğüne işlenebileceği kuşkusuzdur. Sonuç itibariyle; tapuda isim düzeltilmesi davalarında, nüfusta kaydı bulunmayan kişinin doğum ve ölüm bilgilerinin ancak nüfusa kaydedilmesinin sağlanmasından sonra, tapu ve nüfus kaydı arasında bağlantı ve tutarlılık sağlanması mümkün olabileceğinden; bu koşul gerçekleştikten sonra, yukarıda sıralanan diğer şartların da varlığı halinde davanın kabulü yoluna gidilebilecektir…” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2009/14-279 Esas, 2009/354 sayılı kararı) Dosya içerisindeki Nüfus Müdürlüğü yazısından, davacının murisinin nüfusta kaydının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Soyadı ilavesi için murisin nüfusta kaydının bulunması gereklidir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/03/2023 NUMARASI : 2022/186 ESAS, 2023/229 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Mükerrer Kaydın İptali İstemli) KARAR : Van 5....
, açılan davanın kabulü ile T4'a () ait tüm kayıtların T3 () kaydına aktarılmasını ve Fatma Cincil (Kanbur) kaydının ölüm nedeniyle kapatılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
ın ölüm kaydının düşülüp, veraset ilamı verilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile aynı kişi olduklarının ve ...'ın ölüm tarihinin 24.03.2008 olduğunun tespitine, verasetle ilgili davada mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davalılar ... vd. vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesinde, nüfus kaydında davacının babası olarak görünen ... ile davalılar ..., ... ve ... murisi olarak görünen ...'ın aynı kişi olduklarını, gerçek kaydın ... kaydı olduğunu bildirerek ... kaydının iptalini, ... olarak tashihini ve ölüm kaydının işlenmesini, ...'ın mirasçısı olarak davacı ile nüfus müdürlüğü dışındaki davalıları bıraktığından buna göre veraset ilamı verilmesini istemiştir....
Doğum ve ölüm, nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunur. Nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa gerçek durum her türlü kanıtla ispatlanabilir. (TMK 30. Md.) Resmi sicil ve belgelerin içeriğinin doğru olmadığının ispatı, kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça, herhangi bir şekle bağlı değildir. (TMK 7/2 md.) Buna karşılık nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda kesin yetki söz konusu olduğundan yetki hususunun mahkemece resen değerlendirilmesi gerekmektedir. Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. Maddesinde ilgilinin yerleşim yerinden söz edilmektedir. Buradaki ilgilinin davacı mı yoksa nüfus kaydının düzeltilmesi istenen mi olduğunun belirlenmesi ve buna göre yetki hususunun düşünülmesi gerekmektedir....