Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK'nin 11.02.1998. tarihli ve 2-87/77 E-K sayılı kararı) Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiği söz konusudur. (HGK'nin 30.01.2008 gün 2008 tarihli ve 2-36-47 E-K sayılı kararı) Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden; davacı ... ile davalı ...'in 17.12.1992 tarihinde evlendikleri, 11.10.1999 tarihinde ise boşandıkları, nüfus kaydına göre 1993 doğumlu Kübra ile 1995 doğumlu Enis Fatih adında iki müşterek çocuk dışında kaydı iptali istenilen ......'in de müşterek çocuk olarak kayıtlı olduğu, ......'...

    İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2- 87/77 sayılı kararı) Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiği yada geçirilmediği söz konusudur. (HGK 30.01.2008 gün 2008/2- 36- 47 sayılı kararı) Hukukumuzda çekişmeli yargıya tabi davalarda "taraflarca hazırlama ilkesi" geçerlidir. Hakim tarafların talepleriyle bağlı olup talepte bulunan tarafın iddia ettiği olaylar ve ileri sürdüğü deliller ile yetinerek karar vermek zorundadır. Çekişmesiz yargıya tabi davalarda ise re'sen araştırma ilkesi egemendir....

    ın nüfusta bekar olan medeni halinin iptali ile evli olarak nüfus kayıtlarında şerh düşülmesini, yine müteveffa babasının 1950 tarihinde öldüğü halde nüfus kayıtlarında sadece ölü olarak kayıtlara düşümünün yapıldığı, fakat ölüm tarihinin nüfus kayıtlarında düşülmediğinden ölüm tarihinin nüfus kayıtlarında düşülmesini talep etmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahsın yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. Nüfus kayıtlarındaki düzeltime ilişkin uyuşmazlıklardaki yetki Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesi uyarınca kesin yetkidir. Dosya kapsamından, dava tarihi itibariyle davacının yerleşim yeri adresinin ".../..." olduğu anlaşıldığından, uyuşmazlığın ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 1....

      Hayrabolu ilçesi Soylu mahallesi 90 nüfus hanesinde kayıtlı Mehmet ve Emine kızı Tefide Aksoy ile Malkara ilçesi Karaidemir mahallesi 41 nüfus hanesine kayıtlı Mehmet ve Münire kızı Tefide Kart'ın aynı kişiler olduğunu, bu nedenlerle Hayrabolu İlçesi Soylu mahallesi Cilt 045, A sıra no 090, BSN 03 nüfus hanesinde Mehmet ve Emine'den 01/07/1902 tarihinde olma T.C. Kimlik numarası ile Tefide Aksoy'a ait işlem görmeyen nüfus kaydının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mehmet ve Emine'den 01/07/1902 tarihinde olma T.C. Kimlik numarası ile Tefide Aksoy kaydının iptal edilmesi halinde kayden Tefide Aksoy' a mirasçı olacakların hukuki durumu etkileneceğinden, mükerrer kaydın iptali istenen Tefide'nin miracıları davaya dahil edilmeden karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Bu durumda mahkemece mükerrer kaydın iptali istenen T.C....

      Davacının kayıt düzeltimi istenenin mirasçılık sıfatı bulunduğundan bu kaydın düzeltilmesini istemekte hukuki yararı bulunmaktadır. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 14. maddesinde yer alan; "Nüfus kaydının kapatılması; ölüm, gaiplik, Türk vatandaşlığının kaybı, evlenme, boşanma, evlât edinilme, soybağının düzeltilmesi veya reddi gibi olaylar nedeniyle bir kaydın üzerinde işlem yapılamaz hale getirilmesidir." hükmü ile ölüm ile nüfus kaydının kapatılacağı belirtilmiştir. Aynı maddenin 2. fıkrasında ise; "Kaydın kapatılmasına ilişkin sebep ortadan kalktığında veya kaydın yeniden açılmasını gerektirecek yeni bir sebep ortaya çıktığında kayıt yeniden açılır. Kaydın açılmasından sonra kişisel durumda meydana gelmiş olan olaylar kişinin kaydına işlenir." şeklindeki düzenleme ile de kapalı olan kaydın açılacağı haller düzenlenmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde nüfus kaydının iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I 1-Dosyada bulunan, ... ve ...'den olma 1318 doğumlu olup dul olarak 06.09.1980 tarihinde vefat eden ... 'e ait ölüm tutanağının; ... ve ... 'den olma 1902 doğumlu bekar ... 'in nüfus kaydına ne şekilde işlendiğine dair alınacak yazı cevabının, 2- ...,...'den olma 06.09.1980 tarihinde dul olarak vefat eden ...'e ait evlenme kayıtlarının, İlgili nüfus müdürlüğünden, 3- ...'in sosyal güvenlik yardımı alıp almadığı, alıyor ise ne sıfatla aldığına dair alınacak yazı cevabının ilgili kuruluşlardan, Getirtilip dosya içerisine konulduktan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 28.09.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ Mahkemece, "Nüfusa kayıtlı olmayan kişilerle ilgili 5490 sayılı kanun ve yönetmeliği'ne göre nüfus kütüklerine doğum, ölüm olaylarının yazılmasının Nüfus Müdürlükleri'nin görevinde olduğu, davacının Türkiye Cumhuriyeti nüfus kaydı olmadığı gibi çocuğu olduğunu beyan ettiği kişininde nüfus kaydının bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1- Davanın REDDİNE," şeklinde karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, eşitlik ilkesine, ailenin korunması ve çocuk haklarına aykırı sonuçlar doğurduğunu, gerekli araştırmanın yapılmadığını, çocuğun mağduriyetine neden olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava nüfus kaydının düzeltilmesi talebine ilişkindir....

        Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur (HGK 30.01.2008 gün 2008/2- 36- 47 sayılı kararı). .......... bundan sonra davacıların babası Abdurrahman'ın gerçeğe aykırı beyana dayalı olarak oluşturulan Sait ve Fatma'nın nüfus hanesindeki kaydının iptali ile biyolojik annesi Nazmiye Gül'ün (Durmuş) nüfusuna kaydı talebi yönünden davanın gerçeğe aykırı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davasında mahkemece hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğundan, taraflar ve tanık beyanları ile yetinilmeyip, iddialar ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp alınacak rapor ile toplanacak deliller birlikte değerlendirilip nüfus kayıtlarının kapalı olduğu hususu da gözönünde bulundurularak bir karar verilmesi gerekirken eksik incleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. " gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir....

        İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2-87/77 sayılı kararı). Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre, davacı ...'in annesi olan ... ile bir kısım davalıların murisi ...'in nüfus kayıtlarında anne adları ... olarak yazılı ise de; ... ile evlatları oldukları ileri sürülen ... ile ... arasında anne-evlat bağı bulunmadığı gibi ...'nin de nüfusa kayıtlı olmaması sebebi ile anne-babasının kim olduğu belli olmadığı anlaşılmaktadır. Somut olayda birden fazla talep mevcut olup ilki; nüfusa kayıtlı olmayan ...'nin ... ve ...'ın annesi olduğunun tespiti; ikincisi, ...'...

          ün ölüm kaydının düşülmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulü ile 05.05.1943 de öldüğünün tespitine karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı, dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanı ile nüfus kayıtlarında sağ olarak görünen kardeşi ...'ün 05.05.1943 tarihinde öldüğünü bildirerek, nüfusa ölüm kaydının işlenmesini istemiş, mahkemece davanın kabulü ile ...'ün 05.05.1943'te öldüğünün tespitine karar verilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, ölüm tarihinin tespitine karar verilen ..., nüfus kaydına göre 05.04.1943 doğum tarihli olarak 04.09.1945 tarihinde düzenlenen beyana göre 17.09.1945 tarihinde nüfusa tescil edilmiştir....

            UYAP Entegrasyonu