Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

müdürlüğüne bildirdiklerini, nüfus müdürlüğünün 07/06/2021 tarihli cevapla, murisin 1930 yılında ölmesine rağmen ölüm olayının 1945 yılında nüfusa bildirildiğini, bu geçen 15 yıllık süre içerisinde aynı hanede kayıtlı kişilere verilen "Ağar" soyadının Ayşe'ye de verildiğini bildirdiğini, ancak her ne kadar ölüm olayı geç bildirilmiş ise de nihayetinde ölüm olayının gerçek tarihi girilirken (1930) sehven verilen soyadının da silinmesi gerektiğini, söz konusu hatanın doğurduğu hüküm ve sonuçlar itibarile ciddi sorunlara yol açacağını, davacıların murislerine ait nüfus kaydındaki soyadı kaydının kaldırılarak isminin soyadsız olarak kalması yolunda nüfus kaydında gerekli düzeltmenin yapılmasını talep etmiştir....

ın mükerrer ölüm tarihinin iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü ile mükerrer olan 15.10.2002 tarihli ölüm kaydının iptaline karar verilmiş, hüküm Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davada, Amasya ilinde nüfusa kayıtlı ...'ın evlenerek Turhal ilçesine gittiği ve ... soyadını aldığı, bu kayıtta boşanma olmadığı halde Amasya'daki kaydından yine evlenerek Çankırı iline gittiği ve orada da Karataş soyadını aldığı, Çankırı ve ...'daki nüfus kayıtlarında farklı ölüm tarihleri bulunduğu bildirilerek mükerrer olan ölüm kaydının iptali istenilmiştir. Dava sonuç itibarı ile miras hukukunu ilgilendirmektedir. ...'...

    in anne ve baba nüfus kaydının ve ... ...'in ölüm tarihinin düzeltilmesi, ... ...'in ölüm kaydının iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ... ... vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Baba isimlerinin değiştirilmesi isteminin babalık davasının konusu kapsamına girmesi nedeniyle davanın ayrılmasına karar verilerek yeni esasa kaydına ilişkin hüküm sonucuna göre tefrik edilen davanın yeni esasa kaydedilip kaydedilmediği araştırılarak kaydedilmiş ise dava dosyasının aslının bu dosya içerisine konulmasından sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere iadesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, ........2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Dava; nüfus kaydının düzeltilmesi (ölüm tarihinin değiştirilmesi) ve evlatlık ilişkisinin kaldırılması talebine ilişkindir. Dava dilekçesinde 2 ayrı talep bulunmaktadır. Birincisi; murisin ölüm tarihinin değiştirilmesi, ikincisi ise; buna bağlı olarak evlatlık ilişkisinin iptalidir. 1- Nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istemi, şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanımı niteliğindedir. Davanın vekil eliyle takip edildiği hallerde vekile bu konuda özel yetki verilmiş olması şarttır. (HMK.mad.74). Buna göre, davacı adına nüfus kaydının düzeltilmesi başvurusunda bulunan Av. T2 özel yetki içeren vekâletname vermesi için uygun süre verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır. 2- Nüfus Hizmetleri Yasasının 36.maddesine göre, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine (ad ve soyadı değişikliği davaları dahil) ilişkin davalarda nüfus müdürü veya memurunun bulunması ve kararın onların önünde verilmesi zorunludur. Nüfus idaresi temsilcisinin davaya katılı sağlanmadan yargılama yapılmıştır....

      Ölü olduğunun tespiti istenilen Ahmet Doğaşan' ın doğum yerinin Drama olduğu, doğum tarihinin 01/07/1881 olduğu, tescil tarihinin kayıtlarda yer almadığı, kayıtlarda anne baba bilgisinin (isim hariç) yer almadığı, nüfus kayıtlarında eşi Hürmüz'ün ölüm tarihi bilgisinin yer almadığı, kızı Emine Doğaşan'ın ve oğlu Ahmet Doğaşan'ın ölüm kaydının kapalı olduğu, kızı Fatma'nın ölüm tarihinin 28/09/1926, oğlu Emin'in ölüm tarihinin 08/10/1926 olarak yer aldığı, ilk derece mahkemesince yapılan sorgulamalarda ve müzekkere cevaplarında, ölü olduğunun tespiti istenilenin, tapu kaydının, SGK kaydının, Mernis kaydının, ikametgah kaydının, banka kayıtlarında her hangi bir kaydının bulunmadığı, dul, yetim ve emeklilik maaşı kaydının bulunmadığı, vergi kayıtlarının bulunmadığı, hastane kayıtlarının bulunmadığı, kadastro kayıtlarının bulunmadığı, adreste yapılan kolluk araştırmalarında kendisini tanıyan ve bilen kimsenin olmadığının anlaşıldığı, nüfus kayıtlarında ölüm kaydının "bilinmeyen" olarak geçtiği...

      C)İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, davanın nüfus kayıtlarında sağ olarak gözüken kişinin öldüğünün tespiti ile nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin olduğunu, 5490 sayılı kanunun 36/1- a maddesine göre nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davaların ilgilinin yerleşim yeri adresinin bulunduğu mahkemede görüleceğini, ilgiliden kastın ise kaydının düzeltilmesi istenen kişi olduğunu, Servet Dülge'nin nüfus kaydında yerleşim yeri adresinin bulunmadığını, yerleşim yeri olarak Demirci Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğunu, Hukuk Genel Kurulu kararının da bu yönde olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ölümün ve ölüm tarihinin tespiti ile nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir....

      Bilindiği üzere doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 15, 31 ve 33. maddelerine göre nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olup nüfusa kayıt edilmeyerek kendisinden önce doğup ölen kardeşine ait nüfus kaydını kullanması nedeniyle bu kişinin nüfusa tescil edilmesi, dolayısıyla saklı nüfustan sicile yazılması da idari işlem niteliğindedir. Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik'in 35/1. maddesinde de "Saklı nüfus olduklarını iddia edenlerin aile kütüklerine tescil için müracaat makamı illerde valilikler, ilçelerde kaymakamlıklardır..." şeklinde hüküm bulunmaktadır. Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne geçirilmesinin nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğu gözetilerek davanın görev yönünden reddine karar verilmelidir....

      'ın sağ olarak görünen nüfus kaydının iptali, ölü olduğunun tespiti ve ölüm kaydının işlenmesi istenilmiştir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 05.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde nüfus kaydının düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde, ... adlı kişinin 09.12.1996 tarihinde ölmüş olmasına karşın sağ olarak gösterildiği ileri sürülerek adı geçenin sağ kaydının iptali ile nüfusa ölü olarak tesciline karar verilmesi istenilmiştir. Dosyada toplanan bilgi ve belgelerden özellikle nüfus müdürlüğünden getirtilen kayıtların incelenmesinden ......

          İli, .... 2-108 numaralı hanedeki ... ile ikinci eşi .. iken, nüfus kayıtlarına hatalı yazıldığı iddia edilerek düzeltilmesi istenilmiş, mahkemece, davanın kabulüne, dair verilen karar davalı ... vekili ile davalılardan.... ile diğerleri vekili tarafından temyiz edilmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 14. maddesinde; “(1) Nüfus kaydının kapatılması; ölüm, gaiplik, Türk vatandaşlığının kaybı, evlenme, boşanma, evlât edinilme, soybağının düzeltilmesi veya reddi gibi olaylar nedeniyle bir kaydın üzerinde işlem yapılamaz hale getirilmesidir. (2) Kaydın kapatılmasına ilişkin sebep ortadan kalktığında veya kaydın yeniden açılmasını gerektirecek yeni bir sebep ortaya çıktığında kayıt yeniden açılır. Kaydın açılmasından sonra kişisel durumda meydana gelmiş olan olaylar kişinin kaydına işlenir.” hükmü düzenlenmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacı ...'un babası ....in 14.01.1984 tarihinde ölümü üzerine nüfus kaydının kapatıldığı anlaşılmaktadır....

            UYAP Entegrasyonu