Dava, yabancı mahkeme masraf tespit kararlarının tenfizi istemine ilişkindir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Tarafların 16/07/1992 tarihinde evlendikleri, bu evliliklerinden Orhan, Sibel ve Ecrin isimli çocukları olduğu, davacı erkeğin hem Türk vatandaşı hem de Hollanda vatandaşı olduğu, davalı kadının ise 24/09/2004 tarihinde Türk vatandaşlığından çıkarak Hollanda vatandaşı olduğu, Nüfus Hizmetleri Kanunun 27/a maddesi "Yabancı ülke adli veya idari makamlarınca boşanmaya evliliğin butlanına, iptaline veya mevcut olup olmadığının tespitine ilişkin olarak verilen kararlar; bizzat veya vekilleri aracılığıyla tarafların birlikte veya taraflardan birinin ölmüş ya da yabancı olması halinde Türk vatandaşı olan diğer taraf veya vekilinin tek başına başvurması, verildiği devlet kanunlarına göre konusunda yetkili adli veya idari makam tarafından verilmiş ve usulen kesinleşmiş olması ve Türk kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması şartıyla nüfus kütüğüne tescil edilir" hükmünü içerdiği, davalı kadının yabancı ülke vatandaşı olduğu, davacının yabancı mahkeme...
Dava, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanununun 58.maddesi uyarınca yabancı mahkeme kararının tanınması istemine ilişkin olup, gerektiğinde Türkiye Cumhuriyeti Nüfus İdaresi tarafından tutulan davalılara ait nüfus kayıtlarında düzeltme yapılması sonucunu doğuracaktır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36.maddesinde sayılan ve bunlarla ilişkili bulunan tenfiz veya tanıma istemlerine yönelik olarak açılan bu tür davaların görülüp karara bağlanabilmesi için mahkemece öncelikle söz konusu davanın Cumhuriyet Savcısının ve Nüfus Müdürlüğü temsilcisinin huzuru ile görülmesi gerekir. Mahkemece, bu yasal zorunluluğa uyulmadan yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir....
HD 26.1.2007, 2006-11095/451.) 9) Yabancı hakem kararlarının Türkiye’de tanınması ve tenfizinde 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Asliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 5. maddesinde 9.2.2011 tarihli ve 6110 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonucunda asliye ticaret mahkemeleri toplu mahkeme iken tek hakimli mahkeme haline getirilmiş ve asliye ticaret mahkemeleri genel mahkemeler arasında kabul edilmiştir. 10) 5235 sayılı Kanunda 6545 sayılı Kanunun (RG 28.6.2014, sa: 29044) 45. maddesi ile değişiklik yapılmış ve asliye ticaret mahkemelerinin bazı uyuşmazlıklar için tek hakimli, bazı uyuşmazlıklar için toplu mahkeme olarak görev yapacağı hükme bağlanmıştır. 11) 5235 sayılı Kanunda değişiklik yapan 6545 sayılı Kanun, asliye ticaret mahkemelerinin toplu mahkeme olarak görev yapacağı uyuşmazlıkları sayarken yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizine yönelik davaları da belirtmiştir....
Hukuk Dairesi benzer bir olayda verdiği 2011/12222 Esas ve 2012/3614 Karar sayılı emsal kararında "...2525 sayılı Soyadı Yasası’nın 3. maddesinde yabancı ırk ve millet isimlerinin soyadı olarak kullanılamayacağı belirtildikten sonra, bu Kanun’a göre çıkartılmış bulunan 2891 sayılı Soyadı Nizamnamesi’nin 7. maddesinde de “yabancı ırk ve ulus adları soyadı olarak kullanılamaz”, yine aynı Nizamnamenin 5. maddesinde de “yeni takılan soyadları Türk dilinden alınır” hükümlerine yer verilmiş olup, davacının almak istediği soyadının anılan Yasa ve Tüzüğün sözü edilen hükümlerine aykırı olduğu gözetilmeden, “S…” olan soyadının “S… Southall” olarak değiştirilmesine karar verilmiş bulunması doğru görülmemiştir..." şeklinde gerekçe oluşturarak yerel mahkeme kararını bozmuştur....
Davacı, 23.06.2013 tarihinde ölen oğlu ve davalı gelininin boşanmalarına dair yabancı mahkeme kararının tanınmasına karar verilmesini istemiş, mahkemece hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Tanıma, yabancı mahkeme kararına kesin delil veya kesin hüküm vasfını kazandırır (MÖHUK m. 58). Tanıma halinde, yabancı ilamın kesin hüküm ve kesin delil etkisi, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade eder (MÖHUK m. 59). Diğer bir ifade ile, taraflar yabancı mahkeme kararının kesinleştiği anda boşanmış sayılırlar. Yabancı ilamın tenfiz edilmesinde hukuki yararı bulunan herkes tenfiz isteminde bulunabilir ( MÖHUK m. 52/1). Bu hüküm, yabancı ilamın tanınmasının istenmesi halinde de geçerlidir. Bu bakımdan davacının, boşanmaya ilişkin yabancı ilamın tanınmasını istemekte miras bakımından hukuki yarar vardır....
(Banu Şit, Kurumsal Tahkim ve Hakem Kararlarının Tanınması ve Tenfizi, Ankara 2005, sh.194) 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 60-63. maddelerinde yabancı hakem kararlarının tenfizi düzenlenmiştir. Buna göre, “kesinleşmiş” ve “icra kabiliyeti kazanmış” veya “taraflar için bağlayıcı olan” yabancı hakem kararlarının tenfiz şartlarını yabancı mahkeme kararlarının tenfizi şartlarından farklı olarak ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. MÖHUK'un 60/1. maddesinde "Kesinleşmiş ve icra kabiliyetini kazanmış veya taraflar için bağlayıcı olan yabancı hakem kararları tenfiz edilebilir."...
Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle tenfizle ilgili kısa bir açıklama yapılmasında yarar bulunmaktadır. 13. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un (MÖHUK) 50/1 maddesinde yabancı mahkeme kararlarının tenfizinin mümkün olabilmesi için gerekli olan ön şartlar; “yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır” şeklinde düzenlenmiştir. Buna göre yabancı mahkeme kararlarının tenfizinin mümkün olabilmesi için tenfizi talep edilen kararın yabancı bir mahkemeden verilmiş karar olması, kararın hukuk davalarına ilişkin olması ve yabancı mahkeme kararının verildiği ülke kanunlarına göre kesinleşmiş olması gerekmektedir. 14. Yabancı mahkeme kararının tenfiz edilmesinde hukuki yararı bulunan herkes tenfiz isteminde bulunabilir....
Kaldı ki revizyon yasağı gereği eldeki tenfiz davasının konusu da değildir.Sunulan belgeler incelendiğinde, milletler arası özel hukuk ve usul hukuku hakkındaki kanunun 50.maddesinde düzenlenen yabancı mahkeme ve hakem kararlarının tenfizi yönünden yapılan incelemede yabancı mahkeme kararının münhasıran -------- Mahkemelerinin yetkisine giren bir konuda verilmemiş olduğu, hükmün kamu düzenine aykırı olmadığı, davacı ve davalının mahkemeye usulüne uygun çağırıldıkları, davalının savunmasını yaptığı (her üç kararda da davalının kendisini vekille temsil ettirdiği), MÖHUK 54/1/ç bendine de aykırılık bulunmadığı, özetle; yabancı mahkeme kararının tenfiz koşullarının mevcut olduğu anlaşılmakla, davanın kabulüne karar verilmiş; aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Davacı tarafın dilekçe ekinde sunduğu Hannover Yerel Mahkemesi (Aile Mahkemesi) kararı hakkında 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 50- 59. maddeleri arasında düzenlenen yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizine ilişkin olarak verilmiş herhangi bir kararın mevcut olmadığı da anlaşılmakla davacının istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir. HMK 353/1- b-1 maddesine göre, ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; incelenen mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığı takdirde başvurunun esastan reddine duruşma yapılmadan karar verilir....