Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tüm dosya kapsamına göre; davalının Türk Vatandaşı olmadığı, adrese dayalı nüfus kayıt sistemi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları hakkında uygulanacağından, yabancı uyruklu olan davalı hakkında adrese dayalı nüfus kayıt sistemine ilişkin hükümler uygulanamayacağından, ilk derece mahkemesi kararında isabetsizlik bulunmadığı, ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde olmadığından, davacının istinaf başvurusunun HMK'nun 353- (1)-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşılmıştır....

Mirasçılık belgesi verilmesi istemiyle açılan davaların çekişmesiz yargıya tabi olması nedeniyle bu tür davalarda resen araştırma prensibi uygulanacak ise de; mirasçılar tarafından açılmış bu tür davalarda davacının kendisinin mirasçı olduğunu, bir başka deyişle kendisi ile miras bırakan arasındaki soy bağını kanıtlamak zorunda olduğu, Türk vatandaşı olan davacılarda MERNİS kayıtları üzerinden tespit yoluna gidilebilse de, Türk vatandaşlığı bulunmayan yabancı uyruklu şahıslar yönünden böyle bir imkan bulunmadığı kuşkusuzdur. Yabancı uyruklu şahıslar mirasçılık belgesi istemli taleplerinde mirasçılık belgesi istenilen şahısla ilgili belgeleri (ölüm belgesini, kendisi ile muris arasındaki ırsi bağı gösterir belgeyi, ilgili ülke nüfus kayıtlarını vs.) sunmak zorundadır. Mahkemece sunulan bu belgeler üzerine az yukarıda açıklanan prosedür gereğince inceleme ve araştırma yapılacaktır....

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/12/2019 NUMARASI : 2019/493 ESAS, 2019/369 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Ad Ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli) KARAR : İstinaf yoluna başvuran davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine İstanbul 26. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/493 Esas dosyası ve dava dosyasında verilen 10/12/2019 tarih ve 2019/369 Karar sayılı gerekçeli kararı incelendi. Ön inceleme raporunda belirtildiği üzere dosyada ön inceleme sonucu karar verilecek nitelikte bir eksikliğin bulunmadığı ve HMK 353. maddesi uyarınca duruşma yapılmaksızın usul yönünden incelenebileceği anlaşılmakla, dosya ve HMK 354. maddesi uyarınca yapılan görevlendirme gereği sunulan inceleme raporu incelendi....

Mahkemece, 03/12/2015 tarihinde yabancı mahkemeye kesinleşme şerhi konusunda yazılan talimata yabancı mahkeme tarafından 29/02/2016 tarihinde çevirinin yetersiz olduğu, içeriğin anlaşılamadığı şeklinde cevap verilmiştir . Mahkemece, 09/05/2016 tarihinde yabancı mahkemeye kesinleşme şerhi konusunda yeniden yazılan talimata yabancı mahkeme tarafından 01 /07/2016 tarihinde Lahey delil sağlanması sözleşmesine göre karar çıktısının (aslının) gönderilmesi talebinizin yerine getirilmesi mümkün değildir şeklinde cevap verilmiştir. Diğer bir anlatım ile İlk derece mahkemesi tarafından neyin talep edildiği Yabancı mahkeme tarafından algılanamamış ,doğru iletişim kurulamamıştır. Mahkemece, ......

    Hukuk Dairesi’nin 05/10/2022 tarih 2022/1064 E.-2022/1309 K. numaralı ilamının 7. sayfasında; “ne var ki; sözkonusu 15/11/2021 tarihli davacıya ait dilekçe ekinde tanıma ve tenfizi istenen yabancı mahkeme kararlarının kesinleştiğine dair konsolosluk onaylı türkçe tercümesi ve yabancı makamlarca onaylanmış karar aslı sunulduğu belirtilerek, ret kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği yönünde hüküm kurulduğunu, kaldırma kararı sonrası Çarşamba 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2022/222 E. sayılı dosyası ile yapılan yargılama sonucunda istinaf kararı doğrultusunda davanın kabulüne karar verildiğini, her ne kadar Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 5....

    “Tanıma” başlıklı 58.maddesinde: “(1) Yabancı mahkeme ilâmının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilâmın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır. Tanımada 54 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi uygulanmaz. (2) İhtilâfsız kaza kararlarının tanınması da aynı hükme tâbidir. (3) Yabancı mahkeme ilâmına dayanılarak Türkiye'de idarî bir işlemin yapılmasında da aynı usul uygulanır.” “Kesin Hüküm ve Kesin Delil Etkisi” başlıklı 59.maddesinde: “Yabancı ilâmın kesin hüküm veya kesin delil etkisi yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade eder.” Hükümleri yer almaktadır. Maddi anlamda kesin hükmün, taşıdığı niteliğin gereği olarak, iki sonucu bulunmaktadır: kararın kesin delil teşkil etmesi ve aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı sebeple dava açılması halinde karşı tarafın kesin hüküm itirazında bulunabilmesidir....

      KARAR Davacı ... vekili, yabancı mahkeme ilamıyla ...'e vasi olarak atandığını, kısıtlının Türkiyede bulunan malvarlığının yönetimi için gerektiğini izah ederek, söz konusu yabancı mahkeme ilamının tanınmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, Türk mahkemelerinin münhasır yetkili olduğu bir konuda yabancı mahkemece verilen kararın tenfizi ve tanınmasına hukuken olanak bulunmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 2675 sayılı MÖHUK'nun yürürlükten kaldırılmasından sonra 12.12.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5718 sayılı MÖHUK'nun yabancı mahkemece verilen ilamların tanınmasına ilişkin 58.maddesi, ''Yabancı mahkeme ilâmının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilâmın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır. Tanımada 54.maddenin birinci fıkrasının (a) bendi uygulanmaz. İhtilâfsız kaza kararlarının tanınması da aynı hükme tâbidir....

        Birinci fıkrada cinsiyet değişikliğine izin verilmesi davası, ikinci fıkrada ise cinsiyet yönünden nüfus kütüğünde düzeltme davası düzenlenmiştir. (Bknz. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 2017/7453 Esas, 2018/2260 Karar sayılı ilamı) 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun “Nüfus Davaları” başlıklı 36. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi “Mahkeme kararı ile yapılan kayıt düzeltmelerinde aşağıdaki usullere uyulur; a) Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde açılır. Kayıt düzeltme davaları nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memuru huzuru ile görülür ve karara bağlanır.” hükümlerini amirdir....

        Yabancı mahkeme ilamına dayanılarak Türkiye’de idari bir işlemin yapılmasında da aynı usul uygulanır. (5718 sayılı Kanun m. 58) Yasanın 58/2. maddesine göre; kesinleşmiş yenilik doğurucu nitelikteki ihtilafsız kaza kararlarının tanınması mümkündür. Vasi tayini gibi ihtilafsız kaza kararları verildikleri şartlar içinde kesinliklerini koruduğundan ve esasen yenilik doğurucu nitelikleri dolayısıyla kesin hüküm kuvvetini taşıdıklarından tanınmaları mümkündür. (Prof. Dr. Aysel Çelikel; Doç. Dr. B. Bahadır Erdem – Milletlerarası Özel Hukuk 9. Bası – sahife 635) Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle yabancı mahkemece verilmiş “vasi tayini” kararlarının tanınması mümkün olduğundan, sayın çoğunluğun onama düşüncesine iştirak edilmemiştir....

          Davalı idare tarafından hazırlanan 2011 Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı Sonbahar Dönemi Kılavuzu'nun 3. maddesinde, adayın sınava girebilmesi için nüfus cüzdanı veya pasaportunun yanında bulunmasının zorunlu olduğu, nüfus cüzdanını veya pasaportunu yanında bulundurmayan adayın kesinlikle sınav alınmayacağı; sınava alınsa bile sınavının geçersiz sayılacağı kuralı yer almaktadır....

            UYAP Entegrasyonu