Tanıma MADDE 58 – (1) Yabancı mahkeme ilâmının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilâmın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır. Tanımada 54 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi uygulanmaz. (2) İhtilâfsız kaza kararlarının tanınması da aynı hükme tâbidir. (3) Yabancı mahkeme ilâmına dayanılarak Türkiye'de idarî bir işlemin yapılmasında da aynı usul uygulanır. Ayrıca Harçlar Kanunu m. 4 ve atıf yaptığı ek (1) sayılı tarife uyarınca tenfiz davalarında nisbi harç yatırılması gerekir....
Dava vesayet konusunda verilen kararın tanınması ve tenfizine ilişkindir. 5718 Sayılı MÖHUK’un “Görev ve Yetki” başlıklı 51.maddesi; “(1) Tenfiz kararları hakkında görevli mahkeme asliye mahkemesidir. (2) Bu kararlar kendisine karşı tenfiz istenen kişinin Türkiye'deki yerleşim yeri, yoksa sakin olduğu yer mahkemesinden, Türkiye'de yerleşim yeri veya sakin olduğu bir yer mevcut değilse Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinden istenebilir.” düzenlemesini içermektedir. Buna göre, yabancı mahkeme kararlarının tanıması ve tenfizi davasında görevli mahkeme asliye mahkemesidir. Tanıma ve tenfiz kararının önemi dolayısıyla yabancı kararı veren mahkemenin hangi mahkeme olduğuna bakılmaksızın asliye mahkemelerinin görevli olduğu belirlenerek, tanıma ve tenfiz davasının, yerel mahkeme içinde sulh hukuk mahkemesine göre daha üst düzey bir mahkeme olan asliye mahkemesi tarafından bakılması amaçlanmıştır (Nomer, E.: Devletler Hususi Hukuku, İstanbul 2013, s. 492)....
Yabancı mahkeme kararlarının Türk Hukukunda hüküm doğurması, yabancı mahkeme kararının niteliğine göre ya tanınması ya da tenfizi ile mümkün olur. MÖHUK'un 50. Maddesi gereğince; yabancı mahkeme kararlarının mahalli mahkeme kararları gibi hüküm doğurması için, mahalli mahkemelerce bir tanıma veya tenfiz karar verilmesi gerekmektedir. Eldeki davaya konu Rusya Mahkemesi kararında; taraflar arasında mahkeme dışı yapılan sulh sözleşmesinin taraflarca Rusya Mahkemesi'ni ibraz edildiği, Rusya Mahkemesi tarafından da bu sulh sözleşmesi esas alınarak hüküm kurulduğu, Rusya mahkemesi tarafından verilen kararda sulh sözleşmesi tahtında ve eser sözleşmesi kapsamında davacı yüklenici şirketin davalı şirketten olan alacağının belirlendiği, ilamın eda kararı niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Yabancı mahkeme kararlarının tenfizi bakımından temel düzenleme olan 5718 sayılı MÖHUK'ta, bir yabancı mahkeme kararının tenfiz kararına konu olabilmesi için taşıması gereken nitelikler 50....
İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararıyla; dava konusu ihalenin "açık ihale usulü (Anahtar Teslim Götürü Bedel)" ile yerli ve yabancı isteklilere açık olarak yapılmış olmakla birlikte ihaleye katılan firmalar arasında yabancı firmanın bulunmadığı ve başvuruya konu işe ilişkin ihale tarihinin 23/11/2016 tarihi olduğu dikkate alındığında söz konusu ihalenin uluslararası ihale olarak değerlendirilmek suretiyle davacı iş ortaklığının vergi, resim, harç istisna belgesi düzenlenmesi istemli başvurusunun uygun bulunmamasına ilişkin davalı idare işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddedildiği, ... Bölge İdare Mahkemesi ......
Yabancı mahkeme kararının, kesin hüküm veya kesin delil olarak kabul edilebilmesi ise, tanınması ile mümkündür. (5718 s. MÖHUK. m.58/1) Tanınması halinde yabancı ilamın kesin hüküm veya kesin delil etkisi, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ve sonuç doğuracaktır. (5718 s. MÖHUK. m. 59) Bu bakımdan davacının, Türkiye'de daha sonra verilmiş bir boşanma kararının mevcudiyetine rağmen, bundan önce yabancı mahkemece verilen boşanma kararının "tanınmasını" istemekte korunmaya değer hukuki yararının bulunduğu açık ve tartışmasızdır. Sorun, Türkiye'de verilmiş ve kesinleşmiş olan bir boşanma kararı varken, aynı taraflar arasında aynı konuda Türkiye'deki boşanma davasından önce yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınmasının mümkün olup olmadığındadır. Kanun göre, yabancı mahkeme ilamının "kesin hüküm" veya "kesin delil" olarak kabul edilebilmesi yabancı ilamın tenfiz şartlarını taşıdığının tespitine bağlıdır....
.maddesinde yer alan düzenleme bu şekildedir.Davaya konu istem, yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizine ilişkin bulunmakla öncelikle, buna ilişkin yasal düzenlemeler ile kavram ve kurumların irdelenmesinde yarar vardır: Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizi, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun(MÖHUK)’un İkinci Kısmının İkinci Bölümünde düzenlenmiştir....
Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 29/04/2014 gün ve 2014/54-2014/97 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar duruşmalı olarak okundu gereği konuşulup düşünüldü: Mahkemece verilen karar davalılar vekili tarafından temyiz edilmiş olup, dosyanın yapılan ilk incelenmesinde tenfizi talep edilen yabancı mahkeme kararlarının asıllarının dosyada olmadığı, dosya kapağına ilişik Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 24/04/2014 tarihli yazısı içeriğinden dava konusu yabancı mahkeme ilamları asılları ve tercümelerinin 2 poşet halinde bakırköy 1.Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi'ne gönderildiği ve evrak asıllarının kasada olduğu anlaşılmakla temyiz denetiminin sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi amacıyla yabancı mahkeme ilamı ve eklerinin dosye arasına konulması için dosyanın mahal mahkemesine geri çevrilmesine karar vermek gerekmiştir....
“Tanıma” başlıklı 58.maddesinde: “(1) Yabancı mahkeme ilâmının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilâmın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır. Tanımada 54 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi uygulanmaz. (2) İhtilâfsız kaza kararlarının tanınması da aynı hükme tâbidir. (3) Yabancı mahkeme ilâmına dayanılarak Türkiye'de idarî bir işlemin yapılmasında da aynı usul uygulanır.” “Kesin Hüküm ve Kesin Delil Etkisi” başlıklı 59.maddesinde: “Yabancı ilâmın kesin hüküm veya kesin delil etkisi yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade eder.” Hükümleri yer almaktadır. Maddi anlamda kesin hükmün, taşıdığı niteliğin gereği olarak, iki sonucu bulunmaktadır: kararın kesin delil teşkil etmesi ve aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı sebeple dava açılması halinde karşı tarafın kesin hüküm itirazında bulunabilmesidir....
Burada yabancı mahkeme ilamının tenfizinin reddini temin edebilecek tek imkân yabancı mahkeme "hükmünün ya da hüküm fıkralarının" Türk kamu düzenine açıkça aykırı olmasıdır. Önemle vurgulanmalıdır ki, tenfiz hâkiminin yabancı mahkeme ilamının maddi hukuk bakımından doğruluğunu inceleme ve değerlendirme yetkisi yoktur. Bu yasak çerçevesinde, tenfiz hakiminin ilamda mevcut olan bir gerekçeyi inceleyip değerlendirmesi de söz konusu olamaz....
Dava; Yabancı mahkeme Kararının tanıma ve tenfizi istemine ilişkindir. Tenfiz, MÖHUK'un 50/1. maddesinde "Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır." şeklinde düzenlenmiştir. Tanıma, MÖHUK'un 58. maddesinde; "(1) Yabancı mahkeme ilâmının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilâmın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır. Tanımada 54 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi uygulanmaz. (2) İhtilâfsız kaza kararlarının tanınması da aynı hükme tâbidir. (3) Yabancı mahkeme ilâmına dayanılarak Türkiye'de idarî bir işlemin yapılmasında da aynı usul uygulanır." şeklinde düzenlenmiştir....