Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu veraset ilamının hatalı olduğunun mirasçılar tarafından öne sürüldüğü ve verasetin iptali davası açıldığına ilişkin herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Bu durumda hakim tarafından önceki veraset ilamına dayanılarak, bu mirasçıların kimler olduğunun tespiti için araştırma yapılmış olması doğrudur. Mahkemece Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğüne yazılar yazılarak mirasçıların nüfus kayıtlarının bulunabilmesi için eski kütük kayıtları getirtilmiş ve her türlü araştırma yapılmıştır. Ancak buna rağmen tapuda malik olarak yer alan mirasçılardan bir kısmının tespiti mümkün olmamıştır....

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı, dava dilekçesinde nüfus kaydında kardeşi olarak görülen 1910 doğumlu "İsim Yok ..."in kaydının iptalini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde, davacı aile nüfus kütüğünde İsim Yok... olarak kayıtlı 1910 doğumlu kardeşi olmadığını ileri sürerek bu kaydın iptalini istemiş olup, dava niteliği gereği soy bağını ve miras hukukunu ilgilendirdiğinden davacı ...'in kayden sağ görünen kardeşleri ve ölü olanların mirasçılarının da davaya yöntemince dahil edilip taraf teşkili sağlandıktan sonra hüküm kurulması gerekirken işin esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir....

    ün kayıtlarının kapalı olduğu, ölü veya sağ olduğunun kayıtlarda gösterilmediği bu haliyle mirascılık sıfatının tam olarak anlaşılamadığı, davacı tarafından mevcut duruma göre karar verilmesinin talep edildiği, ancak açıkça yanlış olan ve bilgi eksikliği bulunan nüfus kayıtları gözönüne alındığında belirtilen kişilerin yasal mirascı olup olmadıklarının belirlenemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin temyiz talebi üzerine hükmün, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin, 07.11.2012 tarih, 2012/5509-7683 E. K. sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece ikinci olarak bozma ilamına uyulduktan sonra veraset belgesi çıkartılmak istenilen ... İli, ... İlçesi,...Mahallesi...'da nüfusa kayıtlı ... oğlu ...'nın 22.02.1917 tarihinde öldüğü halde nüfus kaydında kızı olarak görünen ...'nın babasının ölüm tarihinden sonra 20.08.1927 tarihinde doğduğu, nüfus kayıtlarındaki bu hatanın düzeltilmesi için...Cumhuriyet Başsavcılığınca...1....

      Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen de kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup, İlk derece mahkemesince, veraset belgesi talep edilen Mersin ili Anamur İlçesi Bozdoğan Köyü Kale Arkası mevki 163 ada 3 parsel sayılı taşınmaz maliki Ölü Osman kızı Teslime'nin nüfus kaydına ulaşılamadığı , Osman kızı Teslime adında birden çok kişinin kaydının bulunduğu, davacı tarafça hangi nüfus kaydının veraset belgesi talep edilen kişiye ait olduğunun bildirilmediği, nüfus kaydı gönderilen kişiler ile veraset belgesi talep edilen kişinin aynı kişiler olup olmadığının tespit edilemediği, davacı tarafın veraset belgesi talep edilen kişinin mirasçısı olduğunun ispatlanamadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından istinaf edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 30. maddesi hükmünde, doğum ve ölümün nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunabileceği, nüfus kütüklerinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru...

      Tapu kayıtlarına dayanak oluşturan tutanaklar Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilerek malik ...’un kimlik bilgileri belirlendikten sonra Nüfus Müdürlüğünden adı geçen kişinin sağ olup olmadığı araştırılarak ölü olduğunun saptanması halinde belirlenecek mirasçılarına, sağ ise davalıya tebligata yarar açık adresleri ilgili kurumlardan (nüfus aile kütüğünde yazılı yerleşim yeri adresinin “5490 sayılı Nüfus Yasasının 7/g -50/1 ve Adres Kayıt Sistemi Yönetmeliğinin 13/1. maddeleri uyarınca” ilgili Nüfus Müdürlüğünden, Sosyal Güvenlik Kurumu, Vergi Dairesi gibi) ve zabıta marifetiyle belirlendikten sonra gerekçeli karar ile davacı vekilinin temyiz dilekçesi tebliğ edilerek temyiz süresi beklendikten, 2-Dava konusu taşınmazın ,içinde yer aldığı imar planının tarihi, ölçeği ve türü (nazım-uygulama), belediye ve diğer altyapı hizmetlerinden, (yol, su, elektrik, çöp toplama, kanalizasyon, aydınlatma gibi) yararlanma durumu, etrafının meskun olup olmadığı, nazım imar planı içinde ise bu plandaki konumu...

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı dava dilekçesinde, nüfus kaydında ... olarak görünen kişi ile tapu ve evlilik kayıtlarında ...olarak görünen kişinin aynı kişi olduğunun tespitini ve bu kişinin nüfus kaydında ... olan adının ... olarak düzeltilmesini istemiş; mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Y A R G I T A Y İ L A M I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı, dava dilekçesinde; mirasbırakan (teyzesi) ...'...

          Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; 1-Davalı idare vekilinin aşağıdaki II,III bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Tapu kayıtlarında malik görünen ve isimlerinin düzeltilmesine karar verilen ... ... (...), ... ..., ... ..., ... ... nüfusta kayden sağ görünmelerine ve davada davacı sıfatıyla yer almamış olmalarına nazaran bu kişiler hakkındaki istemin sıfat yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir. 3-Keza nüfusta kayden ölü görünen tapu maliklerinden ... ile ...'...

            Kaydın açılmasından sonra kişisel durumda meydana gelmiş olan olaylar kişinin kaydına işlenir." hükmündedir. Diğer yandan Türk Medeni Kanununun 27.maddesi, haklı sebebin varlığı halinde adın değiştirilmesine ve bu değişikliğin nüfus siciline kaydedilmesine imkan vermekte ise de; birinci fıkradaki ifadeden bu değişikliği isteme hakkının ilgili kişiye ait olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Ölü olduğu anlaşılan davacı ile akrabalığı tespit edilemeyen kişinin soyadının, adının ve ölünün eşinin adının değiştirilmesine ilişkin davada davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığı gibi, soyadının ve adının düzeltilmesi istenilen kişinin nüfus kaydının kapalı olması ilgili tapu maliki kişinin kaydının kapalı olması nedeni ve Uyap sisteminden yapılan araştırma sonucunda davacı tarafından açılmış herhangi bir izaleyi şuyu davasının bulunmadığı anlaşılmıştır....

            ve kesinleşmiş bir mahkeme kararı ile kişinin ölmüş olduğu belirlenmiş olmadıkça dar yetkili Sulh Hukuk Mahkemesince kişinin sağ olduğunun kabul edilmesi gerekir....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nüfus Kaydında Sağ Gözüken Kişinin Ölü Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Mahkeme kararının Cumhuriyet Savcısına tebliğinden sonra gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine İADESİNE, oybirliğiyle karar verildi. 05.05.2008 (pzt.)...

                UYAP Entegrasyonu