Dosyanın incelenmesinde, mahkemece Elif Erdoğdu ve Memet Erdoğdu'nun ölü olduğunun tespitine ve nüfus kaydında ölü olduğunun belirtilmesine karar verilmiş ancak ölü olduğunun tespitine karar verilen kişilerin ölüm tarihi de belirlenerek nüfusa tesciline karar verilmemiştir. Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması kamu düzeni ile yakından ilgilidir. Nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır. Bu bakımdan hakim resen araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine sahiptir....
Bu nedenle 641, 974,975 ve 1016 sayılı parsellerin tapu kayıtlarında malik olarak görünen "Kadir Akçam" ile aynı kimlik bilgilerine sahip başka kişiler olup olmadığı nüfus müdürlüğünden sorulmalı, yapılan araştırma sonunda aynı isimli başka kişiler olduğu bildirildiği takdirde bu kişiler sağ ise kendileri, ölü ise mirasçıları duruşmaya çağrılarak kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenen taşınmazlarda herhangi bir hak iddiaları bulunup bulunmadığı konusunda beyanları alınmalıdır. Tüm bu işlemler yerine getirildikten sonra hala tereddütler giderilememiş ise mahkemece taşınmaz başında keşif yapılarak tanıklar ve tespit bilirkişileri dinlenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Ayrıca kadastro tespitleri sırasında yapılan yanlışlıklardan olan doğum tarihinin düzeltilmesine ilişkin davanın reddi yerine istemin hüküm altına alınması da doğru olmamıştır....
Köyüne naklen gittiği, bu hanede 1899 doğumlu...adında çocukları olduğu, 1978 yılında ise yine ...Haneye naklen gittiği, nüfus kaydının ölüm araştırması nedeni ile kapalı olduğu, bu kayıtlarda geçen ...'ın ... T.C. nolu olup, davacı ... tarafından verilen dilekçede de ...'ın babası olarak bildirilen kişinin yukarda bahsedilen ... olduğunun doğrulandığı görülmüştür. Nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin bu davada, mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğu gözetilerek, somut olayda mahkemece sadece taraflar ve tanık beyanları ile yetinilmeyip re'sen yapacağı araştırma sonucu da elde edeceği kanıtlara göre, ve olayda hukuku etkilenecek olan ...'...
mirasçılarından ...’a, 1959’da ölen ...’ın mirasçılarına, 2014’te ölen ...’ın mirasçılarına, aynı zamanda tespit maliki olan Cafer oğlu ...’ün mirasçılarından Türkan kızı ...’a; 1993’te ölü tespit maliki ...’nın mirasçılarına, 1998’de ölü tespit maliki ...’nın mirasçılarına; Tespit maliki Mehmet ...’ın nüfus kaydı dosya içerisine alınarak sağ ise kendisine, ölü ise mirasçılarına, 2005’te ölü tespit maliki ... mirasçılarından ...’ya; 1980’de ölü tespit maliki Abdullah oğlu ...’ın mirasçılarına; 1960’ta ölü tespit maliki ...’ın mirasçılarına; 1979’da ölü tespit maliki ...’ın ... dışındaki mirasçılarına; 2005’te ölü tespit maliki M. ... ’nın ölü oğlu ...’nın mirasçılarına; Tespit maliki Yusuf oğlu ...’nın nüfus kaydı dosya içerisine alınarak sağ ise kendisine, ölü ise mirasçılarına; 2001’de ölü tespit maliki ... oğlu ...’un ... ve ... dışındaki mirasçılarına Tespit maliki Mehmet Taş’ın nüfus kaydı dosya içerisine alınarak sağ ise kendisine, ölü ise mirasçılarına 7201 sayılı Tebligat...
ın (...) ölü olduğu, aile nüfus kayıt tablosunda ise sağ oldukları belirtildiğinden adı geçen davalıların ölü olup olmadıkları araştırılmak, sağ iseler gerekçeli kararın kendilerine tebliği sağlandıktan, ölü iseler veraset ilamlarının taraflardan temini ile mirasçıları tespit edildikten sonra mirasçılarına mahkemenin gerekçeli kararı, tebliğ edildikten ve temyiz süresi de beklendikten, Sonra, alınacak cevapla birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 25.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince "Davacılar murisleri olan ve nüfus kayıtlarında farklı isimler ile anılan Ayşe Sıdıka Öney'in nüfus kayıtlarının çelişkileri giderir şekilde bu isimle tescili, aynı zamanda doğum tarihinin 22/01/1970 olarak tashihini talep etmişlerdir. İsim tashihine dair değerlendirme; Her ne kadar ölü kişilerin isimlerinin düzeltilmesinde hukuki yarar bulunmasa da somut olayda murisin kendi nüfus hanesindeki kayıt ile mirasçılarının nüfus hanelerindeki görünen kaydı arasında farklılıklar bulunduğu tespit olunmakla davacıların dava açmakta hukuki yararı olduğu sonucuna varılmıştır....
ın nüfus kayıtlarına göre sağ olmasına rağmen ölü olduğundan bahisle tebligat yapılmadığının anlaşılması üzerine 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10 uncu maddesi ve devamı hükümleri gereğince usulüne uygun tebligat yapılarak temyiz süresinin beklenilmesi, müteakip işlemlerin tamamlanmasından sonra tebligat parçasının ve verilmesi hâlinde temyiz dilekçesinin dosyasına eklenmesi için Hukuk Genel Kurulunca dosya eksiklik tamamlama sistemiyle mahal mahkemesine müzekkere yazılmıştır. Mahkemece verilen cevapta; “…dahili davalı ...'ın nüfus kayıtlarında sağ olarak göründüğü ancak Mernis sisteminde ve Uyap sisteminde kayıtlı tebliğ adresinin bulunmadığı görülmekle, dahili davalı ...'ın tebliğe yarar açık adresinin tespiti hususunda kolluk araştırması yapılmış, kolluk tarafından düzenlenen 22.11.2023 tarihli tutanak ile dahili davalı ...'...
nın sağ olup olmadığı, ölü ise mirasçılarının bulunup bulunmadığı bilinmediğinden Hazinenin hak ve menfaatlerinin korunması için adı geçen kişilere 3561 sayılı Yasa uyarınca Ankara Defterdarının kayyım atanmasını istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; ... Mahallesi 28 parseldeki taşınmazın ..., ..., ..., ... ve ... adına hisseli olarak 15.03.1951 tarihinde kadastro tesbitinden dolayı tapuya tescil edildiği, 21.11.2012 tarihli zabıta tutanağında adı geçenlerden bir kısmının öldüğü ve mirasçılarının bilinmediği, bir kısmının mirasçılarının belli olduğu, ... isimli üç kişinin bulunduğu, ancak hangisinin hissedar olduğunun bilinmediğinin belirtildiği, tapu ve nüfus müdürlükleri cevabi yazılarında ise 31.12.1971 tarihinde hükümet konağında yangın çıktığından ilgili bilgilere ulaşılamadığının bildirildiği, dosyada ilgili kişiler hakkında başkaca bir bilginin bulunmadığı, bu nedenle taşınmaz hissedarları ..., ..., ..., ... ve ...'...
in karar tarihinden önce 26.03.2012 tarihinde öldüğü anlaşılmakla anılan kişinin mirasçılarının tam olarak tespiti bakımından ilgilisinden mirasçılık belgesinin temini veya mirasçılık belgesine esas olacak şekilde tüm mirasçılarının sağ olup olmadıklarını gösterecek şekilde vukuatlı aile nüfus kayıt tablosunun merciinden istenmesi, duruşma günü tebliğine esas alınacak adreslerinin tespitinin yapılması, ayrıca hükmün verilecek duruşma günü ile temyizen incelenmesi bakımından duruşma giderinin (pulunun) tüm taraflara ve ölü davalı ...'in tespit edilecek mirasçılarına tebliği için tebligata yeterli hale getirilmesi ile istenen hususların tam olarak yerine getirip getirilmediği denetlendikten sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,28.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Yapılan araştırma ve inceleme sonucunda toplanan delillerle kanıtlandığı takdirde tapu kayıtlarında malik görünen “...(ölü mirasçıları):...” ile davacıların murisinin aynı şahıs olduğunun tespitine karar verilmekle yetinilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 22.11.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....