Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tapu kayıtlarının düzgün tutulmasında kamu yararı bulunup, kamu düzenine ilişkin kayıt düzeltme davalarında mülkiyet nakline meydan vermemek için tapu maliki ile adının düzeltilmesi istenen kişinin aynı şahıs olup olmadığının saptanması gerekir. Dava konusu 296 ve 298 parsel sayılı taşınmaz Asliye Hukuk Mahkemesinin 1960/173 E 1966/283 K sayılı ilamı ile ... mirasçıları karıları ..., ... ile çocukları ..., ..., ..., ..., ... ve kendisinden evvel ölen kızı ...’nin çocukları ..., ... ve ... adına tesciline karar verilmiştir. ...’in nüfus kayıtlarında yapılan incelemede, davacının murisi “... ve ... oğlu ... ” dışında “... ve ... oğlu ... ” isminde bir başka mirasçısının daha olduğu görülmektedir. Tapu kayıtlarında görünen “... oğlu ...’ın” davacının murisi “... ve ... oğlu ... ” mı yoksa nüfus kayıtlarında sağ görünen “... ve ... oğlu ... ” mı olduğu yeterince araştırılmamıştır....

    CEVAP: Davalı T3 vekili cevap dilekçesinde özetle; murisin ölü olduğunun anlaşılması ve mirasçısı bulunmaması halinde Hazine'nin mirasçılığına karar verilmesini talep etmiştir. İSTİNAFA KONU KARAR: Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; "Murisin açık kimlik bilgileri, yaşayıp yaşamadığı ve yaşamıyor ise mirasçılarının tespit edilmesi hususlarında kapsamlı ve etraflıca araştırma yapılması hususunda kolluk araştırması yapılmış, Tapu Müdürlüğünden mirasbırakanın taşınmaz kaydı olup olmadığı, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden murise ait nüfus kaydının bulunup bulunmadığı, Vergi Dairesinden murisin vergi kaydı olup olmadığı, mirasbırakanın adres ve kimlik bilgilerine dair olayın çözümüne esas teşkil edecek tüm deliller toplanmış olup, gelen yazı cevaplarından böyle bir kişinin yaşayıp yaşamadığının tespit edilemediği anlaşılmakla açılan davanın REDDİNE, " şeklinde karar verilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı dava dilekçesinde nüfus kütüğünde sağ olarak kayıtlı bulunan kardeşleri ... ve ...'nın ölü olduğunun tespitini ve nüfus kaydına ölüm şerhlerinin verilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Ölüm tarihinin tespiti istenenlerden ...'nın dosyada mevcut nüfus kayıt örneğine göre 15.01.1966 tarihinde doğup 08.10.1973 günü nüfusa tescil edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece bu kişinin 1965 yılı içerisinde öldüğünün tespitine karar verilmiştir....

      Nüfus kayıtlarının incelenmesinde davacı murisi T4 kadastro tutanaklarında yazıldığı üzere babasının adının Hasan Hüseyin olduğu, onun babasının adının Halil olduğu, tek kardeşi Hamit'in kadastro sırasında sağ olduğu, kadastro işlemlerinin 1972 yılında yapıldığı görülmüştür. Kolluk araştırmasında da davacı murisinin isminin köyde Zebük olarak bilindiği, resmi kayıtlarda Zeynep olduğu, taşınmazların bu kişiye ait olduğunun tüm köy halkı tarafından bilindiği, baba ismi Hayrullah olan bir Zeynep bulunmadığı, Hayrullah Koçak isimli kişinin üç oğlunun olduğu kızının olmadığı, bazı kayıtlarda Hayrullah kızı, bazı kayıtlarda Hasan kızı olarak geçen Zebük'ün davacı murisi Hasan Hüseyin kızı T4 olduğu tespit edilmiştir. Zaten Hayrullah kaydını içeren 293 ada 13 parselin kadastro tutanağının belirtme kısmında da Hasan Hüseyin kızı Zebük yazılıdır. Tapu kayıtlarına aktarımda yanlışlık yapıldığı anlaşılmaktadır....

      Özetle; nüfus kayıtlarında T1 kayıtlarının mevcut olmadığı, davacının babası ile ilgili muris arasındaki bağın nüfus kayıtlarından tespit edilemediği ancak aynı hane kayıtlarında Hüseyin ismine Hüseyin ve Hatice oğlu 15/04/1929 doğumlu Ahmet, Hüseyin ve Hatice kızı 01/04/1931 doğumlu Emine Doğan, Hüseyin ve Hatice oğlu 15/03/1935 doğumlu İsmail Kavlakoğlu'ya ait kayıtlarda rastlanıldığı, davacının babasının nüfus kayıtlarında Hüseyin ve Hatice oğlu olduğunun belirtilmesine rağmen anne ve baba ile irtibatının bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacı; babası T3'nun babasının; T1 (İsmail ve Kezban oğlu 1901 doğumlu) olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesini istemektedir....

      E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, nüfusta kaydı olmayan Abdullah Batman isimli kişinin ölü olduğunun tespiti istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı dava dilekçesinde, nüfustaki anne ve babasının biyolojik anne ve baba olmadıklarını, babasının Abdullah Batman isimli kişi olduğunu, nüfusta kayıtlı olmadığını, nüfusa kaydı ve ölümünün tescili T3 müracaat ettiğini, nüfus müdürlüğünce talebinin reddedildiğini, ölü olduğunun tespiti kararı alınmasının uygun olduğunun bildirildiğini beyanla Abdullah Batman'ın ölü olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince Abdullah Batman'ın yaşadığına ilişkin hiç bir belge ve kaydın ibraz edilmediği, defin ruhsatı, ölüm kaydı olmadığı, resmi ölüm belgesi olmayan bir kimsenini doğum ve ölüm tescilinin yapılamasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

      Gerekçe ve Sonuç: HMK'nın 355. maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; Dava, davacının anneannesi Fatma Adalet Kaçar'ın kayden görünen anne ve babasının gerçek anne, baba olmadığı, gerçek anne ve babasının İlya ve Sol olduğunun tespiti ile davacının Fatma Adalet Kaçar'ın soyundan geldiğinin tespiti ile nüfus kayıtlarının düzeltilmesi talebine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 282/1 madde ve fıkrasına göre; "Çocuk ile ana arasında soybağı, doğumla kurulur." Çocuk ile annesi arasındaki soybağının tesisi için, hükme gerek bulunmadığından, çocuğun annesi ile soybağı ilişkisinin kurulması değil, çocuğu doğuran kadının kim olduğunun tespiti dava konusu edilebilir....

      Gerekçe ve Sonuç: HMK'nın 355. maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; Dava, davacının anneannesi Fatma Adalet Kaçar'ın kayden görünen anne ve babasının gerçek anne, baba olmadığı, gerçek anne ve babasının İlya ve Sol olduğunun tespiti ile davacının Fatma Adalet Kaçar'ın soyundan geldiğinin tespiti ile nüfus kayıtlarının düzeltilmesi talebine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 282/1 madde ve fıkrasına göre; "Çocuk ile ana arasında soybağı, doğumla kurulur." Çocuk ile annesi arasındaki soybağının tesisi için, hükme gerek bulunmadığından, çocuğun annesi ile soybağı ilişkisinin kurulması değil, çocuğu doğuran kadının kim olduğunun tespiti dava konusu edilebilir....

      ın nüfus kaydının düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili davacının ölü eşi ...l'ın kızkardeşi ....'ın ...'deki nüfus kayıtlarında .... adı ile yazıldığını, evlenerek Bakırköy İlçesine giderek "..." soyadını almasına karşın halen bekar göründüğünü ve Bakırköy'deki kaydında ölü olmasına rağmen ... kaydında sağ olduğunu, Fatih ve Bakırköy'deki kayıtlarında ayı ayrı T.C. Numaraları almış olduğunu bildirerek kayıtların düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece ölü kişinin adının değiştirilmesi istemi ile açılan davanın aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir....

        Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet veya diğer hak sahiplerinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu nedenle de bu tür davalarla kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Somut olayda; davacı, kardeşi ...'ın 1971 yılında vefat ettiğini kardeşinin "ölü" kaydının kendi nüfus kaydına yazıldığını, Kayseri Asliye Hukuk mahkemesinin 1980/645 E 1980/437 K sayılı kararı ile kendisinin sağ olduğunun tespiti ve nüfus kaydındaki "ölü" ibaresinin iptaline karar verildiğini belirterek dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki “... oğlu ...” şeklindeki kimlik bilgilerinin “ ... oğlu ...” olarak düzeltilmesini istemiştir. Dava konusu taşınmazın edinilmesine ilişkin 10.02.1975 tarihli resmi senet incelendiğinde taşınmazın ...'...

          UYAP Entegrasyonu