Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı, dava dilekçesinde nüfus kütüğünde "..." olan soyadının "..." olarak değiştirilmesini istemiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 27. maddesi gereğince adın (bu bağlamda soyadın) değiştirilmesi, ancak haklı nedenlere dayanılarak hakimden istenebilir. Anılan yasanın 39. maddesi uyarınca da mahkeme kararı olmadıkça, kişisel durum sicilinin hiç bir kaydında düzeltme yapılamaz. 25.4.2006 gün ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının "Nüfus Kaydının Düzeltilmesine ilişkin Esaslar" ı düzenleyen 36. maddesinin (b) bendine göre ise "Aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davası ancak bir kere açılabilir. Dosyada toplanan bilgi ve belgelerden özellikle nüfus kaydı içeriğinden davacının İzmit 3....

    Uygulamada; adın-soyadın yetersizliği, elverişsizliği, karışıklığa yol açması, kötü-iğrenç-gülünç-incitici-küçük düşürücü bir anlam taşıması, alay ve utanç konusu olması ya da bazı yeni durumlarla oluşan bir zorunluluk bulunması, örneğin bir kimsenin nüfusta yazılı adından-soyadından başka bir adla-soyadla bilinip tanınması gibi nedenler, adın-soyadın değiştirilmesi için haklı neden olarak kabul edilmektedir. Öte yandan; 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 3. maddesine göre, “ Türk Devletinin dili Türkçedir.” Yine Anayasanın 174. Maddesinin 6. Bendinde belirtilen ve İnkılap Kanunlarından olup 03/11/1928 tarihinde yürürlüğe giren 1353 sayılı Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkındaki Kanun uyarınca, adın Türkçe okunduğu şekilde nüfus kütüğüne kayıt edilmesi zorunlu olup, Türkçe yazım kurallarına göre Türkçe sözcüklerde kelime başında birden fazla sessiz harfin bulunması mümkün değildir. Davacının adının İngilizce yazılışında bulunan “ W” harfi, anılan yasanın 1....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili, dava dilekçesinde davacının nüfus kütüğünde "..." olarak kayıtlı adının "..." olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanı ile davacının çevrede "..." adı ile tanınıp bilindiği halde nüfus kütüğünde "..." olarak kayıtlı olduğunu, bu farklılığın kendisini mağdur ettiğini ileri sürerek "..." adının "Nurkadın" olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 27. maddesi hükmüne göre haklı nedenlere dayanılarak adın değiştirilmesi hakimden istenebilir....

      nun "..." olan adının İskenderun Asliye Hukuk Mahkemesinin kesinleşen 16.12.1967 gün ve 1967/804-632 sayılı kararı ile "..." olarak düzeltildiği ve nüfusa tescil edildiği dosya içindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 36.maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine göre, aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının (adın) düzeltilmesi davası ancak bir kere açılabilir. Yasanın kamu düzenine ilişkin bulunan bu hükmüne aykırı şekilde davacı ...'ın adının ... olarak düzeltilmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 12.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Somut olayda iki ayrı adı olduğu halde bu iki adın bitişik ve tek ad olarak yazılması suretiyle nüfus kaydında yapılan yanlışlığın düzeltilmesi istendiğine göre tek başına bu istem haklı neden oluşturduğundan davanın kabulü yerine yazılı gerekçeyle reddi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili dava dilekçesinde davacıların nüfus kütüğünde "..." olan soyadlarının "..." olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar vekili dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanı ile davacıların nüfus kütüğündeki “..." olan soyadlarının anlam ifade etmeyip alay edildiğini ve davacıların "..." soyadı ile tanındıklarını bildirerek davacıların soyadının "..." olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 27. maddesi hükmüne göre haklı nedenlere dayanılarak adın ve soyadın değiştirilmesi hakimden istenebilir....

            nın adının " ..." olarak değiştirilmesini istemişler, Asliye Hukuk Mahkemesi davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakarak hüküm kurmuştur. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasası'nın 36. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendi uyarınca nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme (değişiklik) davalarının düzeltmeyi isteyen kişilerin yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde açılması ve karara bağlanması gerekir. Somut olayda davacılar nüfus kaydındaki adın değiştirilmesi istemi ile görevli Asliye Hukuk Mahkemesine dava açmış olup, Asliye Hukuk Mahkemesi yerine Aile Mahkemesi sıfatıyla davaya bakılıp hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 07.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Bir şahsın doğmadan nüfusa kaydı söz konusu olamayacağından, bu şekilde düzeltme nüfus kayıtlarında çelişki meydana getirmektedir. Hakim, nüfus kayıtlarında düzeltme yapılmasına karar verirken bu kayıtlar arasında çelişki meydana getirmemek ya da hayatın olağan akışına ters düşecek durumlara yol açmamaya özen göstermek durumundadır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 25.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                olarak yer aldığını, gerçekte nüfus kaydında soyadının "..." olduğunu, tapu ve nüfus kayıtları birbiri ile uyumlu olmadığından çekişmeli taşınmaz kamulaştırılmasına rağmen adlarına tescil işleminin gerçekleştirilemediğini ileri sürerek, anılan taşınmazın tapu kaydında yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesini istemiş, yargılama sırasında ıslah ile bu defa kayıt malikinin adının tapu kaydında "..." olarak yer aldığını, gerçekte nüfus kaydında adının "..." olduğunu, kayıt düzeltme isteğinin soyada ilişkin değil adın değiştirilmesine yönelik olduğunu beyan etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'nun raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davada... Asliye Hukuk Mahkemesi ile... Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, annesinin nüfus kaydında gözükmediği iddiasıyla açılan nüfus kaydında düzeltim davasıdır. Sulh Hukuk Mahkemesince, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendi uyarınca görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu, bu hususta özel kanunda açık düzenleme bulunduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 27. maddesi uyarınca, haklı bir sebebe dayanmak kaydıyla, adın değiştirilmesi hâkimden istenebilir....

                    UYAP Entegrasyonu