ASLİYE HUKUK TARİHİ : 28/06/2022 NUMARASI : 2022/284 ESAS 2022/373 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Ad Ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli) KARAR : İstinaf yoluna başvuran davacı tarafın istinaf başvurusu üzerine İstanbul Anadolu 32. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2022/284 esas sayılı dosyası ve dava dosyasında verilen 28/06/2022 tarih ve 2022/373 Karar sayılı gerekçeli kararı incelendi. Ön inceleme raporunda belirtildiği üzere dosyada ön inceleme sonucu karar verilecek nitelikte bir eksikliğin bulunmadığı ve HMK 353. maddesi uyarınca duruşma yapılmaksızın usul yönünden incelenebileceği anlaşılmakla, dosya ve HMK 354. maddesi uyarınca yapılan görevlendirme gereği sunulan inceleme raporu incelendi....
Diğer taraftan davacılar vekilinin, haklı sebep ile isim değiştirilmesi ile hatalı nüfus kaydının düzeltilmesi olmak üzere iki ayrı konuda talepte bulunduğu anlaşılmaktadır. Adın değiştirilmesi davasında davacı taraf, örfi yahut çevresel nitelikteki sebep veya sebeplere dayanıp, kendisini haklı gösterecek olguları ispat ederek, nüfus sicilinde değişiklik yapılmasını talep etmekte olup, esasen bu tür davalarda davacı ile hasım gösterilen Nüfus Müdürlüğü ile arasında gerçek bir uyuşmazlık olmayıp, nüfus müdürlüğü davada sadece yasal hasım olarak yer almaktadır. Nüfus Müdürlüğü, bu davada taraf değil, sadece ilgilidir. İlgililerin uzlaşması halinde çekişmenin ortadan kalktığından söz edilemez veya bu davalarda ilgili tarafın davayı kabulü sonuç doğurmaz. Taraflar arasında bu anlamda gerçek bir çekişmenin varlığı da söz konusu değildir....
Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimliğine verdiği 02.07.2008 günlü havale tarihli dava dilekçesinde kızının, nüfus kütüğündeki "01.08.1993" olan doğum tarihinin ay ve ün saklı kalmak kaydıyla "1991" olarak değiştirilmesini istemiş, Asliye Hukuk Mahkemesi davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakarak hüküm kurmuştur. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasası'nın 36. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendi uyarınca nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme (değişiklik) davalarının düzeltmeyi isteyen kişilerin yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde açılması ve karara bağlanması gerekir. Somut olayda davacının nüfus kaydındaki adın değiştirilmesi için açılan davanın, Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekirken davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılıp hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili, dava dilekçesinde davacının nüfus kaydında "..." olan ad ve soyadının "..." olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı ... Asliye Hukuk Mahkemesi hakimliğine verdiği 22.11.2006 günlü dava dilekçesinde nüfus kütüğündeki "..." olan ad ve soyadının "..." olarak değiştirilmesini istemiş, Asliye Hukuk Mahkemesi davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakarak hüküm kurmuştur. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasası'nın 36. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendi uyarınca nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme (değişiklik) davalarının düzeltmeyi isteyen kişilerin yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde açılması ve karara bağlanması gerekir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde kızının, nüfus kütüğündeki "1.1.2003 olan doğum tarihinin 1.12.2002" olarak değiştirilmesini istemiş, Asliye Hukuk Mahkemesi davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakarak davanın kabulüne karar verilmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasası'nın 36. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendi uyarınca nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme (değişiklik) davalarının düzeltmeyi isteyen kişilerin yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde açılması ve karara bağlanması gerekir. Somut olayda davacının nüfus kaydındaki adın değiştirilmesi için açılan davanın, Asliye Hukuk Mahkemesinde 5490 sayılı Yasanın 36.maddesine uygun biçimde görülmesi gerekirken davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılıp hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi ve Kandıra Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, TMK.nun 27. maddesinde düzenlenen haklı sebep nedeniyle adın değiştirilmesi istemine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. Yine 1086 sayılı HUMK'nun 9. maddesinde (6100 Sayılı HMK. 6. madde) “Her dava, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça açıldığı tarihte davalının Türk Kanunu Medenisi gereğince ikametgahı sayılan yer mahkemesinde görülür” hükmü yer almaktadır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ : KADASTRO MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: 1- Davacı ... vekili olarak Av....’e, davacı ... vekili olarak Av...’ya, davalılar ... ile ... vekili olarak Av....’e adı geçen davacılar ve davalılar tarafından verilmiş vekaletname varsa aslı ya da harçlandırılmış ve baro pulu yapıştırılmış onaylı örneğinin, 2- Tespit maliki ... kızı ... ile davacılar ...’in güncel nüfus kayıtları ile ölü olanların verasete esas nüfus kayıtlarının getirtilerek dosya içerisine konulması, dosyanın tekrar geri çevrilmesine mahal vermemek ve dosyayı sürüncemede bırakmamak amacıyla nüfus kayıtları dosya içerisine getirtildikten sonra temyiz incelemesine gönderilmeden evvel mahkemesince güncel nüfus kayıtlarından adı geçenlere yapılan tebligatlar tekrar gözden geçirilerek, eksiklik bulunduğu takdirde bu kişilere tebligat yapılarak temyiz süresinin...
Küçük yaştaki çocukların adın düzeltilmesinde,etrafında hangi adla tanınıp bilinmediği hususu henüz oluşmadığından, tanık dinlenmeden de karar verilebileceği kabul edilmiştir. Bu durum haricinde kalan hallerde, davacının istemi ve haklı nedenin varlığının usulüne uygun olarak ispatlanması gerekmektedir. (Yargıtay 18. H.D.nun 2005/1659- 2945) Kişinin dilediği ismi kullanmasının anayasal bir hak olduğu gerekçesi ileri sürülerek, tanık dinlenmeden veya delil toplanmadan davanın reddine karar verilemez. Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. ve TMK.nun 27. maddesine göre açılan bu tür davalar niteliği itibariyle kamu düzenini yakından ilgilendiren davalardır. Nüfus kütükleri devletin özel önem atfettiği belge ve kayıtlardır. Bunların doğruluğu kamu düzeni ile ilgili olup, hakim doğru sicil oluşturmak mecburiyetindedir....
Uygulamada; adın-soyadın yetersizliği, elverişsizliği, karışıklığa yol açması, kötü-iğrenç-gülünç-incitici-küçük düşürücü bir anlam taşıması, alay ve utanç konusu olması ya da bazı yeni durumlarla oluşan bir zorunluluk bulunması, örneğin bir kimsenin nüfusta yazılı adından-soyadından başka bir adla-soyadla bilinip tanınması gibi nedenler, adın-soyadın değiştirilmesi için haklı neden olarak kabul edilmektedir. Öte yandan; 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 3. maddesine göre, “ Türk Devletinin dili Türkçedir.” Yine Anayasanın 174. Maddesinin 6. Bendinde belirtilen ve İnkılap Kanunlarından olup 03/11/1928 tarihinde yürürlüğe giren 1353 sayılı Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkındaki Kanun uyarınca, adın Türkçe okunduğu şekilde nüfus kütüğüne kayıt edilmesi zorunlu olup, Türkçe yazım kurallarına göre Türkçe sözcüklerde kelime başında birden fazla sessiz harfin bulunması mümkün değildir. Davacının adının İngilizce yazılışında bulunan “ W” harfi, anılan yasanın 1....
TMK' nın 27.maddesi gereğince; "adın değiştirilmesi, ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenilebilir. Ad değişikliği nüfus siciline kayıt ve ilan olunur. Ad değişmekle kişisel durum değişmez. Adın değiştirilmesinden zarar gören kimse, bunu öğrendiği günden itibaren başlayarak bir yıl içinde değiştirilme kararının kaldırılmasını dava edebilir." Nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalar diğer kayıt düzeltme davalarında olduğu gibi kamu düzeni ile ilgili olduğundan mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır. Ad ve soyadının değiştirilmesi ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebilir. Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve tescil olunur. 2525 sayılı Soyadı Kanununa göre taşınması zorunlu önad ve soyadı, Türk Medeni Kanunu'nun 27. maddesi hükmünün kapsamındadır....