Giyim eşyalarının bedelleri yönünden ise;talep edilen giysilerin hangilerinin yöresel örf ve adete göre mutad hediye kapsamında olduğuna, hangilerinin olmadığına ilişkin bilirkişi görüşü de alınmak suretiyle sonucuna göre delillerin değerlendirilmesi,gerekçelendirilmesi ve karar verilmesi gerekmektedir.Kararın bu yönüyle de kaldırılması uygun olacaktır. 3- )TMK 122.maddesi kapsamında;Nişanın bozulması nedeniyle nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların diğer nişanlıya vermiş oldukları ziynet eşyaları verenler tarafından geri istenebilir. Ziynet eşyaları aynen veya mislen geri verilemiyorsa, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade yapılır. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre; nişan yüzüğü dışında kalan tüm altın, takı ve ziynet eşyaları mutad dışı hediye olarak kabul edilmiştir. (Yargıtay 3.HD.nin 2014/18045 E-2015/4348 K.sayılı 17.03.2015 tarihli kararında da kabul edildiği üzere)....
Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, müvekkilinin üç ay süren evliliğinde davalının sadakatsiz davranışları ve şiddetli geçimsizlik nedeniyle ziynetlerini almadan müşterek evden ayrılmak zorunda kaldığını belirterek sözkonusu ziynet eşyalarının aynen olmadığı takdirde bedeli olan 10.500 TL'nin yasal faiziyle davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı vekili, davalının müvekkiline ve ailesine hakaretler içeren mektup bırakarak evi terk ettiğini, giderken ziynet eşyalarını da yanında götürdüğünü belirterek davanın reddini savunmuştur. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür....
Davacı kadının kendisine ait ziynet eşyalarının rızası dışında ve iade şartıyla elinden alınıp bozdurulduğunu ispat etmesi gerekir. Davacı da kendisine ait olan ve kural olarak kendisinde bulunması gereken ziynet eşyalarının rızası dışında veya iade şartıyla davalı tarafından elinden alınıp bozdurulduğunu ispat edememiştir. Davacı eş evlilik birliği içerisinde ailenin ortak giderleri için malvarlığından rızasıyla yaptığı katkıyı geri isteyemez. Davacının bu katkıyı kendisine ait ziynet eşyalarını bozdurarak yapmış olması sonucu değiştirmez. Türk Medeni Kanununun 186/3. maddesinin somut olayda uygulanmamasını gerektirecek bir hukuki gerekçede yoktur. Bu sebeple temyize konu hükmün ziynet eşyalarına ilişkin bölümü yönünden bozulması gerektiğini düşündüğüm için sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Maddi - Manevi Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm nişandan doğan ziynet alacağının verilmesi, nişanın bozulması sebebiyle manevi tazminat, evlilik dışı doğan çocuğun giderlerinden kaynaklanan tazminata ilişkin olup inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 01.02.2017 tarihinde yürürlüğe giren 20.01.2017 tarih 2017/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 19.04.2018...
Mahkemece, davalının, davacıya takılan ziynet eşyalarını bozdurarak bedelini aldığını ikrar etmesi nedeniyle bilirkişi raporu ile belirlenen bu bedelin davacıya iadesi gerektiği belirtilerek bu talep yönünden davanın kabulüne; davacının dövüldüğüne dair dosyada herhangi bir rapor olmadığı, beyanın soyut kaldığı ayrıca 18 yaşından büyük olan davacının resmi nikah yapmadan evlenmesinin sonuçlarına katlanması gerektiği gerekçesi ile de manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı, düğünde kendisine takılan ziynet eşyalarının aynen iadesini, mümkün değilse nakden tazminini, ayrıca dava konusu olay nedeniyle tekrar iyi bir evlilik yapma şansını yitirmesi nedeniyle oluşan maddi zararını ve manevi zararlarının ödetilmesini talep etmiştir....
Davalı, iade edilmemek üzere söz konusu ziynetlerin kendisine verildiğini kanıtlamadıkça iade ve tazmin ile yükümlü olduğundan ve bu ziynet eşyalarının davacının rızası ile bozdurulup geri verilmemek kaydı ile harcandığı hususu davalı tarafından kanıtlamadığından, davacı davasını tanık beyanları ile ispat ettiğinden ziynet eşyaları yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesi doğru değildir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmazsa bedellerinin tahsili istemine ilişkindir....
Aile Mahkemesinin 2017/476 esas, 2018/1601 karar sayılı dosyasında devam ettiğini, davalının davaya konu altınları müvekkilinden geri iade etmek üzere aldığını, ancak geri ödeme yapmadığını belirterek ziynet eşyalarının müvekkiline iadesine, olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere bedelinin ödenmesine, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, Davalının, 2006 yılında evliliği sürdüremeyeceğini söyleyerek davacıyı ve müşterek çocuklarını terk ettiğini, davacıya düğünde takılan 12_adet kalın ikili burma ve 4 tane normal bileziğin tamamının davalı tarafından dükkan açmak için borç olarak alındığını ve geri verilmediğini, bunun dışında müşterek çocuk ... doğduğunda takılan 9 adet ikili burma bilezik ve babası tarafından alınmış olan 2 adet ikili burma bilezik ile davalı tarafından davacıya evlilik yıl dönümlerinde alınmış olan 2 adet burma bileziğin davalı tarafından araba almak için borç alındığını ancak bunların da davacıya iade edilmediğini belirterek, sözkonusu ziynet eşyalarının aynen, olmadığı takdirde bedeli olan 34.160 TL'nin yasal faiziyle davalıdan tahsilini istemiştir....
Mahkemece, davacının ziynet eşyalarının davalıda kaldığını kanıtlayamadığını, ziynet eşyalarının davalının babasına teslim edildiği kabul edilse dahi davacının tazminat hakkının doğmayacağını, ayrıca davacının takıları, davalının gözünde çıkan tümörün tedavisi nedeniyle verdiğini beyan ettiğinden, bu amaçla verildiği kabul edilse dahi altınların verilmesinin eşin ahlaki görevi olduğundan geri istenemeyeceğini belirterek davanın reddine karar vermiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Davalı vekili cevabında; nişanın davacının kusurlu davranışı ile bozulduğunu, ziynet eşyalarının iade edildiğini, fotoğraf makinasının ise hediye edilmediğini beyan etmiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 4.629,37 TL altın bedelinin davalıdan tahsiline, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hükmü taraf vekilleri temyiz etmiştir. Dosya kapsamından, tarafların 17.07.2012 tarihinde nişanlandıkları, nişanda davacıya 2 bilezik, 2 yüzük, kolye ve küpe takıldığı, tanık beyanlarına göre, takıların davacı tarafa iade edilmediği ve bilirkişi raporuna göre dava tarihi itibariyle, hediyelerin 4.629,37 TL tutarında olduğu anlaşılmaktadır. Davada, TMK'nun 122 ve 121.maddeleri gereğince nişan hedeyelerinin geri verilmesi ve manevi tazminat talep edilmektedir....