Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır. Ancak, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile iade edilmemek üzere bozdurulup, ihtiyaçlar için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde, koca ziynet eşyalarını iadeden kurtulur. Davada, davacıya ait olduğu anlaşılan dava konusu ziynet eşyalarının bir kısmının evliliğin devamı sırasında bozdurularak on adet bileziğe çevrildiği, bu bileziklerin ise davacı kadında kaldığı davalı koca tarafından beyan edilmişse de dava konusu olan ziynetin belirtilen bu on adet bilezik dışındaki ziynet eşyası olduğu anlaşılmaktadır....

    Ancak, davacının nişan hediyelerine ilişkin istemi, nişanda takılan takıların mutad nişan hediyeleri olduğu gerekçe gösterilerek reddedilmiştir.Dinlenen tanık beyanları, bilirkişi incelemesi ve tüm dosya kapsamından, davalıya nişan yüzüğü, beşibiryerde, bilezik ve altın küpe gibi ziynet eşyaları takıldığı anlaşılmaktadır.TMK.nun 122.maddesine göre; nişanın bozulması halinde, alışılmışın dışındaki hediyelerin aynen, mevcut değil ise, karşılığı olan bedel sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri verilir. Yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre de, nişan yüzüğü dışındaki altın ve ziynet eşyası mutad hediye kapsamında olmayıp, iadesi gerekmektedir. O halde mahkemece, açıklanan nedenlerle nişan yüzüğü dışındaki (niteliği gereği mutad olmayan) davacı istemlerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken itibar edilmeyen gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

      Davalının davacıya ait ziynet eşyalarını iade ettiğine ilişkin bir savunması da söz konusu olmadığından tüm dosya kapsamına göre davacıya ait ziynet eşyalarının davalıda kaldığının kabulü ile, alacak kapsamının belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davalının altınları borç ödemek için bozdurduğuna ilişkin beyanı nazara alınmadan yazılı şekilde takılarla ilgili maddi tazminat isteminin reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda 2 (a/b) numaralı bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA; diğer temyiz itirazlarının (1) numaralı bentteki nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 10/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmaması halinde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- HMK.nun 266.maddesi hükmüne göre, Çözümü hukuk dışında özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Mahkemece, dava konusu ziynet eşyalarının değerleri tespit edilmemiştir. Dava konusu hakkın değerinin para ile ölçülebilen haklardan olması nedeniyle harç ve vekalet ücretinin sağlıklı bir şekilde hesaplanması ve ziynet eşyalarının değerinin tespiti için konusunda uzman kuyumcu bilirkişiden rapor alınması zorunluluk arzetmektedir....

          Davacı, davalı ile düğün yaparak gayriresmi olarak evlendiklerini, aradan geçen sürede davalının resmi nikah yapmadığı gibi kendisini kapı dışarı etmekle tehdit ettiğini, bu nedenle kaçarak abisinin evine gittiğini, evlendiklerinde babası tarafından yapılan ziynet eşyalarının bedeliyle, evlilik vaadi ile kandırılıp kızlığının bozulması nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunduğunu beyan etmiştir. Davalı cevabında, davacının ziynet eşyalarını alarak evden ayrıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; gayriresmi evlilik sonucu davacının kızlığının bozulduğu, Medeni Kanunun 122. maddesi gereğince nişanlanmanın sona ermesi halinde, hediyelerin geri verilmesinin zorunlu olduğu gerekçesi ile tüm istemler yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesi hükmü uyarınca, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür....

            Dava dilekçesi ile alınan başvurma harcı dilekçedeki tüm bağımsız talepleri kapsadığından; 12.02.2013 tarihinde kadının usulünce açılmış bir ziynet eşyası alacağı davası mevcuttur. Bu bakımdan ziynet eşyalarının dava tarihi olan 12.02.2013 tarihindeki değerine göre karar verilmesi gerekirken nispi harcın tamamlandığı 16.09.2013 tarihindeki değerine göre karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....

              (TMK m. 227) Davacı kadın, taşınmazın alımına ziynet eşyaları ile yaptığı katkı nedeniyle, Türk Medeni Kanununun 227. maddesi gereğince değer artış payı talebinde bulunmamış, katılım alacağı talep etmiş, temyize konu dava da ise ziynet eşyası alacağı talep etmiştir. O halde, davacı kadının sebepsiz zenginleştiğinden söz edilemez. Mahkemece, ziynet eşyalarının taşınmazın alımında kullanıldığı sabit bulunduğuna göre, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, katılım alacağına hükmedilmiş olması gerekçesiyle, ziynet eşyası isteğinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, duruşma için taktir olunan 1.350,00 TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 17.03.2016 (Perş.)...

                Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın dava dilekçesinde, cins, nev'i ve miktarını açıkladığı ziynet eşyalarının erkekten alınarak kendisine geri verilmesini talep etmiş, davalı erkek ise davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine bölge adliye mahkemesince ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir. Dosyada yapılan incelemede, ziynet eşyalarının davalı erkek tarafından alınıp geri verilmediği anlaşılmaktadır....

                  Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Toplanan delillerden; davalı-davacı kadının bayram ziyareti nedeniyle ailesine bırakıldığı bundan sonra da tekrar müşterek haneye geri dönmediği, evden ayrılması sırasında yanında ziynet eşyası götürmediği, dava konusu ziynet eşyalarının davacı-davalının annesi tarafından alındığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında dava tarihi itibariyle bilirikişi raporuyla tespit edilecek ziynet eşyalarının değerleri belirlenerek davalı-davacı kadının ziynet eşyası yönünden davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kadının ziynet alacağı davasını da kapsayacak şekilde ret hükmü kurulması isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir....

                    Mahkemece bozmaya uyulmuş ve kasa dışındaki ziynet eşyalarının davacıda kaldığı, kasadaki ziynet eşyalarının davalı koca tarafından alındığı anlaşılmakla, kasa içinde kaldığı anlaşılan 1 adet inci set, 18 karat pırlanta bilezik, 1 adet pırlanta set, 6 adet bilezik, 5'i bir yerdenin kasada bulunması nedeniyle bu ziynet eşyalarının aynen iadesine, olmadığı takdirde dava tarihindeki toplam değeri olan 10.753,80 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş ve karar taraflarca temyiz edilmiş, Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 28.06.2018 tarihli ilamıyla, somut olayda, davacının ziynet eşyasının varlığını ispat etmek için delil olarak düğün CD' sini dosyaya sunduğu, konusunda uzman olmayan avukat tarafından düzenlenen bilirkişi raporunun hükme dayanak yapıldığı belirtilerek mahkemece, dosyanın kuyumcu bilirkişiye tevdi edilerek, davanın açıldığı tarih itibariyle talep edilen ziynet eşyalarının gram, ayar ve niteliklerinin göz önüne alınarak, CD ve fotoğraflar incelenmek sureti ile,...

                      UYAP Entegrasyonu