Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır. Dava dilekçesinde istenilen ziynet eşyalarının bir kısmının ailenin ortak giderleri için bozdurulup harcandığı davalı tarafından kabul edilmektedir. Davalı ziynet eşyalarının davacının rızası ile bozdurulup harcandığını iddia etmiş isede bu iddiasını kanıtlayamamıştır. Öte yandan karının iaşesini sağlamak kocaya aittir. Davacıya ait olduğu anlaşılan dava konusu altınların evliliğin devamı sırasında davalı tarafından bozdurulup harcanmış olduğu kabul edildiğine göre davacıya iadesi gerekir.Bu nedenle davalı tarafından bozdurulup harcandığı kabul edilen ve mahkemece red edilen ziynetler yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle bu ziynetler yönünden talebin red edilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir… …) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir....

    aleyhine 20/01/2015 gününde verilen dilekçe ile evlenme vaadi nedeniyle manevi tazminat, ziynet eşyalarının iadesi, yoksulluk ve iştirak nafakası istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; manevi tazminat davasının kabulüne, ziynet eşyası alacağı talebinin reddine, yoksulluk ve iştirak nafakası talepleri yönünden dosyanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesine dair verilen 09/03/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, haksız eylem nedeniyle manevi tazminat, ziynet eşyalarının iadesi, yoksulluk ve iştirak nafakası istemlerine ilişkindir....

      Mahkemece; düğün sırasında takılan ziynet eşyalarının kadına bağışlanmış sayılacağı, bağışlanan eşyaların geri istenmesinin ancak, bağıştan dönme nedenlerinden birinin bulunmasıyla mümkün olduğu, davacının, davalı eski eşi ...'e bağışlanmış sayılan ziynet eşyalarının kendisine hibe edildiğini de ispat edemediği, davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğunu ispat edemediği gerekçesi ile; davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 01.06.2015 tarih ve 2014/14737 Esas ve 2015/9907 Karar sayılı ilamı ile "...Davacının, ziynet eşyalarının iadesine ilişkin isteği, bağışlamanın geri alınması (bağıştan rücu) niteliğinde olup, Borçlar Kanununa dayanmaktadır. (818 Sayılı Borçlar Kanunu md. 244, Türk Borçlar Kanunu md. 295) Aile Mahkemeleri, Türk Medeni Kanununun üçüncü kısmı hariç ikinci kitabında (md. 118-395) yer alan “aile hukukundan" doğan dava ve işlerde görevlidir (4787 s. K. m. 4)....

        ın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra eksikliğin giderilmesi bakımından mahkemesine geri çevrilen dosya yeniden gelmekle; belli günde dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, asıl ve birleşen davada; düğünde kendisine takılan ziynet eşyalarının 3-4 gün sonra eşi olan davalı ile ailesi tarafından zorla alınarak kasaya konulduğunu, ziynet eşyalarının bir daha kendisine verilmediğini, davalı tarafından dövülerek müşterek evden kovulduğunu, ayrıca evlenirken götürmüş olduğu çeyiz eşyalarınında müşterek evde kaldığını ileri sürerek; ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesini, olmadığı takdirde bedellerinin davalıdan tahsilini talep etmiştir....

          Davalı vekili bir kısım ziynet eşyalarının acilen ödenmesi gereken düğün borçları için bozdurulduğunu, diğer ziynet eşyalarını davacının giderken üzerinde götürdüğünü ve davanın reddini savunmuştur. Yargılama sırasında dinlenen davacı tanıkları, davalının beyanı ve özellikle davalı tanıklarının beyanlarından davacıya ailesi tarafından takılan dört adet bilezik, bir adet kolye ile künye dışındaki ziynet eşyalarının düğün borçlarının ödenmesi için bozdurulduğu ifade edilmiştir. Mahkemece de davacıya ailesi tarafından takılan dört adet bilezik üzerinde götürdüğü kolye ile kol künyesi dışında kalan ziynet eşyalarının varlığı ve düğün borçları için bozdurulduğu kabul edilmiş ancak bu isteğin reddine karar verilmiştir. Düğün sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kendisine bağışlanmış sayılır ve onun kişisel malıdır....

            Dava, çeyiz ve ziynet eşyalarının iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece ziynet eşyalarına ve ev eşyalarına ilişkin davanın kısmen kabulü ile 5.571 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delilere, hükmün dayandığı gerekçelere göre davacının tüm ve davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacı vekili, dava dilekçesinde evlilik birliği devam ederken davalının, davacıyı gece yarısı döverek sokağa attığını,davacının çeyiz ve ziynet eşyalarını davalının evinde bırakarak babasının evine sığınmak zorunda kaldığını ve bir daha ortak haneye dönemediğini, kişisel eşyalarını alamadığını belirterek ziynet ve çeyiz eşyalarının iadesini, aynen iade mümkün olmadığı takdirde karar tarihi itibariyle bedelinin davalıdan tahsilini talep etmiştir....

              Dava, ziynet eşyalarının bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 5.473,59.-TL ziynet bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalıya ait ziynetlerin elinden alınarak bozdurulup bir miktarı ile araba alındığını ve geri kalan miktarı ile de özel harcama yapıldığını, bu nedenle yanına hiçbir ziynet eşyası almadan müşterek haneden ayrıldığını belirterek ziynetlerin bedelinin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, davalının işten ayrılırken aldığı tazminat ile birlikte ziynetlerin bozdurulup araba alındığını ve geri kalan ziynetlerin ise davacıda kaldığını savunmuştur. Mahkemece, ziynetlerin bir bölümü bozdurularak davalının aldığı tazminat miktarı ile birleştirilip araba alındığından ve geri kalan ziynet eşyalarının davacının elinden zorla alındığı kanıtlanamadığından davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

                Davacı tanığı ... davacının ziynet eşyalarının davalının annesinde olduğunu, gezmeye gideceği zaman takıları kullanmasına izin verildiğini, gezme sonrası elinden geri alındığnı,davacının dedesi ve dayısının hediye ettiği bileziklerin dahi davalının annesinde durduğunu, davacının ...' ya hiç bir zaman bu ziynetleri götürmediğini, beyan etmişlerdir....’nın beyanına göre davacı kadının ziynet eşyalarının davalı tarafta kaldığını ispatlamış olduğunun kabulü gerekir....

                  Davacı, davalı ile düğün yaparak nikahsız olarak birlikte yaşamaya başladıklarını, düğünde kendisine takılan ziynet eşyalarından altın takı setinin aile yadigarı olduğu gerekçesiyle alındığını, geriye kalan ziynet eşyalarının ise bu olaydan 2 ay sonra davalı ve babası tarafından iade edilmek şartıyla alınıp bozdurulduğunu ve parasıyla davalı ile babasının borçlarının ödendiğini, bir daha da eşyaların kendisine teslim edilmediğini iddia ederek öncelikle söz konusu ziynet eşyalarının aynen iadesini, bu mümkün olmadığı takdirde bedellerinin ödetilmesini istemiştir. Mahkemece; söz konusu ziynet eşyalarının davacının isteği ve onayı ile bozdurulduğu gerekçesiyle takı seti dışındaki ziynet eşyaları yönünden talebin reddine karar vermiştir. Düğünde davacıya takılan ziynet eşyalarının düğünden sonra bozdurulduğu hususunda taraflar arasında bir çekişme yoktur....

                    Davacı kadın kendisine ait ziynet eşyalarının rızası dışında ve iade şartıyla elinden alınıp bozdurulduğunu ispat etmesi gerekir. Davacı da kendisine ait olan ve kural olarak kendisinde bulunması gereken ziynet eşyalarının rızası dışında veya iade şartıyla davalı tarafından elinden alınıp bozdurulduğunu ispat edememiştir. Davacı eş ailenin ortak giderleri için malvarlığından rızasıyla yaptığı katkıyı geri isteyemez. Davacının bu katkıyı kendisine ait ziynet eşyalarını bozdurarak yapmış olması sonucu değiştirmez. Türk Medeni Kanununun 186/3. maddesinin somut olayda uygulanmamasını gerektirecek bir hukuki gerekçede yoktur. Bu sebeple ziynet eşyalarına ilişkin talebin reddine karar verilmesi yerine kabulüne karar verilmesi isabetli olmamıştır. Temyize konu hükmün ziynet eşyalarına ilişkin bölümünün bozulması gerektiğini düşündüğüm için sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....

                      UYAP Entegrasyonu