WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Nişanlılardan biri haklı bir sebep olmaksızın nişanı bozduğu veya nişan taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulduğu takdirde; kusuru olan taraf, diğerine dürüstlük kuralları çerçevesinde ve evlenme amacıyla yaptığı harcamalar ve katlandığı maddi fedakarlıklar karşılığında uygun bir tazminat vermekle yükümlüdür. Aynı kural nişan giderleri hakkında da uygulanır. (TMK. m. 120).Davacı yanın isteyeceği tazminat menfi tazminattır. Başka bir anlatımla nişanlanma olmasaydı uğranılmayacak olan parasal zarar istenebilir. Menfi tazminatın kapsamı yasada gösterilmiş olup, bunlar, dürüstlük kuralları çerçevesinde yapılan harcamalar, evlenme amacıyla yapılan harcamalar ve evlenme amacıyla katlanılan maddi fedakarlıklardır. Maddi tazminat istenebilmesi için nişan haklı bir sebep olmaksızın bozulmuş olmalı ya da nişan taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulmuş olmalıdır. Davacı iddiasını kanıtlarsa uygun bir tazminata hükmedilir....

hediyelerini talep ettiğini, müvekkilinin halen barışıp evleneceklerini hayal ettiğini, yanlarında muhtar ile birlikte hediyeleri iade edeceklerini söylediklerini, buna rağmen davacının mesajla ve telefonla müvekkilinin babasına hakarette bulunduğunu, nişanda müvekkiline 1 adet osmanlı tuğrası kolye, 1 adet küpe, 1 adet nişan yüzüğü, 1 adet tek taş yüzük, 1 adet beş taş yüzük, 1 adet bayan kol saati ve 1 adet yaklaşık 9 gr bilezik takıldığını, iş bu takıların halen durduğunu, diğer takıların gerçek dışı olduğunu, nişan kıyafetinin de 4.000,00TL değeri olduğu iddia edilmiş ise de bu kıyafeti Nğde Tempo isimli mağazadan 250,00TL alındığını, ayrıca alışılmış yani mutad eşyaların iadesinin istenemeyeceğini belirterek; haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; "...nişan töreni masraflarına ilişkin talepleri gibi 3.970 TL.ye hükmedilmesi gerekir iken 2.550 TL.ye hükmedilmesinin,davacılardan Kezban'ın çeyiz eşyalarına yönelik talebinin reddedilmesinin yerinde olmadığını,ayrıca manevi tazminatın düşük belirlendiğini"istinaf sebebi yapmıştır. GEREKÇE;Dava haksız nişan bozma sebebine dayalı takı-hediyelerin iadesi, olmadığı takdirde bedellerinin tahsili ve manevi tazminat talebinden ibarettir. HMK'nun 355. maddesi gereğince; istinaf dilekçesinde sayılan sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri üçbinbeşyüzaltmış Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. (02.12.2016 tarihli, 6763 Sayılı Kanunun 41 maddesi ile değişik, 6100 sayılı HMK m.341/2) Her davacı için ayrı ayrı değerlendirme yapılmalıdır....

Davalı-Karşı Davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, müvekkilini gelinlik denetmek için sabah gelinlikçiye götürdüklerini ve akşama kadar gelinlik denettiklerini, müvekkilinin burada beğenmiş olduğu bir gelinliği karşı tarafın almadığını, bunun yerine İzmir'den daha uygun fiyata gelinlik getirteceklerini söylediklerini, müvekkilinin bu duruma çok üzüldüğünü, müvekkiline alınan hediyelerin mutat hediyeler olduğunu, iadesinin söz konusu olmadığını, nişanın bozulmasına davacı karşı davalı tarafın hal ve davranışlarının neden olduğunu, müvekkilinin nişan salonu tuttuğunu, kaparo verdiğini, nişan için çocuğunun Hollanda'dan uçak ile gelmek zorunda kaldığını, mobilya takımı için ön ödeme yaptıklarını, nişan için abiye kıyafetler, elbise ve ayakkabılar aldığını, nişan şekeri yaptırdıklarını, manevi üzüntü duyduğunu, müvekkilinin nişan bozulmasında bir kusurunun bulunmadığını, bu nedenlerle davasının reddine, karşı davanın kabulü ile fazlaya ilişkin haklarını...

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanca sunulu ihtarnamede de açıkça görüldüğü üzere işbu ihtarnamenin 20.11.2020 tarihli olduğunu, davacı yanın oğlunun belirtilen tarihlerde yani yaklaşık 1 sene önce de nişan hazırlıkları içerisinde olduğunu, davaya konu ihtiyaç nedeniyle tahliye isteminin gerekçesinin de davacı yanın oğlunun nişan hazırlıkları olduğunu, duruşmada davacı yandan, davacı yanın oğlunun halen nişanlanıp nişanlanmadığının sorulduğunun ve davacı yanca nişan merasiminin henüz gerçekleştirilmediğinin beyan edildiğini, davacı yanın oğlunun yaklaşık bir senedir yalnızca nişan hazırlığı içinde olduğu hususu dolayısı ile eldeki davanın açılış tarihinde halen nişanlamadığının ortada olduğunu, davaya konu konut ihtiyacının gerçek, samimi ve zorunlu olmadığının açık olduğunu, henüz doğmamış belki de hiç doğmayacak bir ihtiyaç için dava açıldığını, ayrıca davacının taşınmazı satın aldıktan sonra müvekkilini ve yakınlarını arayarak taşınmazı satacağını ve tahliye etmelerini...

Ancak, davalının nişanda takılan ziynetlerin davacıdan alındığına yönelik ikrarı ve tanık sıfatıyla dinlenen davalının kız kardeşi Özge Kaya’nın “nişan töreninde davacıya takılan iki adet bileziğin nişandan sonra davacıdan alındığı”na yönelik beyanı ve taraflar arasında görülen ve kesinleşen ... 2. Aile mahkeme’sinin 2011/349 E, 2012/606 K. Sayılı boşanma ilamında “ nişan töreni sırasında davacıya takılan takıların davalı ve davalının ailesi tarafından kendisinden alındığı bu nedenle taraflar arasında tartışma yaşandığı”na yönelik gerekçesi de birlikte değerlendirildiğinde nişanda takılan ziynetlerin davacıdan alındığı ve iade edilmediği anlaşılmıştır....

    Çarkçı başı olarak çalıştığını, 6 ayda bir 15 günlük izin süresi ile Türkiye' de kalabilme hakkına sahip olduğunu, tarafların nişanlılık süresinin 13 aya denk geldiğini, müvekkilinin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirdiğini, nişan töreninde müvekilinin babası, annesi ve kardeşi tarafından davacı ...'...

      Somut olayda; nişan nedeni ile kendisine verildiğini kabul ettiği hediyelerin iade edildiğini ileri süren davalı bunu kanıtlamalıdır, diğer bir deyişle ispat yükü davalıdadır. Ancak davalının verildiğini kabul etmediği hediyelerin verildiğini ispat yükü kuşkusuz davacıdadır. Dosyadaki bilgilerden, mahkemece dinlenen davalı tanıklarının görgüye dayalı bir bilgilerinin olmadığı, yalnızca duyduklarını aktardıkları, davacının annesinin ise tanık olarak verdiği yeminsiz beyanında davalının tektaş yüzük ve alyans dışındaki hediyeleri iade etmediğini belirttiği, nişan CD sini inceleyen bilirkişinin ise nişanda davalıya 2 bilezik, 1 tektaş yüzük, 1 künye ve 1 yüzük hediye edildiğini tespit ettiği, davalının kabul ettiği hediyeler ile bilirkişinin tespit ettiği hediyelerin de benzer olduğu anlaşılmaktadır ....

        Asıl ve karşı dava; nişan bozulmasından kaynaklı manevi tazminat ile nişan hediyelerinin iadesi istemine ilişkindir. 4721 sayılı TMK 120/1. maddesinde; "Nişanlılardan biri haklı bir sebep olmaksızın nişanı bozduğu veya nişan taraflardan birine yükletilebilen bir sebeple bozulduğu takdirde; kusuru olan taraf, diğerine dürüstlük kuralları çerçevesinde ve evlenme amacı ile yaptığı harcamalar ve katlandığı maddi fedakarlıklar karşılığında uygun bir tazminat vermekle yükümlüdür. Aynı kural nişan giderleri hakkında da uygulanır" hükmü yer almaktadır. 4721 sayılı TMK. nun 121.maddesine göre, nişanın bozulması yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir....

        Davalı; davayı kabul etmediklerini, taşınmazın nişan hediyesi olarak verildiği iddiasının doğru olmadığını, bedelinin ödenmek suretiyle tapudan devralındığını, tarafların komşu olduklarını, davacının 2/b den aldığı arazilerin bedelini ödeyemediği için bu yeri 2014 yılında satışa çıkardığını, babasına da teklif ettiğini, babasının daha önce iki oğluna arazi satın aldığından bu yeri kızı için satın almak üzere aralarında anlaşma yapıldığını, bu dönemde taraflar arasında nişan ilişkisinin henüz bulunmadığını, anlaşmanın 2014 yılı yaz ayları içinde olduğunu, Eylül 2014 tarihinde ise nişan olduğunu, bu arada satış bedelinin tamamını davacıya ödeyip kızı adına tapuda devir işleminin gerçekleştiğini, tapu işleminin 2014 yılı Aralık ayında gerçekleştiğini, ancak davacının evde oturduğu için araziyi kendilerine teslim etmediğini, arada da nişanlılık ilişkisi olduğu için başlangıçta ses etmediklerini, nişanı davacının oğlunun bozduğunu, müdahalenin meni davasını açtıklarını, bu davanın 3....

          UYAP Entegrasyonu