Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafın alacağı olmadığı halde alacağı varmış gibi davacılar aleyhine ihtiyati haciz kararı aldırdığı, bilahare itiraz üzerine ihtiyati haciz kararının kaldırıldığı, ihtiyati haciz kararı kapsamında davacıların banka hesaplarına, taşınmazlarına ve şirket hisselerine haciz konulduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak ihtiyati haczin uygulandığı süre de değerlendirmek suretiyle kötü niyetli davalı aleyhine her bir davacı lehine 20.000,00TL manevi tazminata; kanıtlanamayan maddi tazminat isteminin ise reddine karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Alacak ve Karşılıklı Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm nişan bozma nedeniyle hediyelerin geri alınması ve karşılıklı manevi tazminat istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarihli 2013/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 25.11.2013 (Pzt.)...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma ve Ziynet Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından; kusur belirlemesi, manevi tazminat, nafakalar ve ziynet eşyası alacağı yönünden, davacı kadının katılma yoluyla, reddedilen maddi tazminat talebi ile manevi tazminat ve nafakaların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin tüm, davacı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini; 186. maddesi, eşlerin...

        O halde, mahkemece zararın oluşmasına etki eden ve davacıdan kaynaklanan sebeplerin müterafik kusur oluşturacağı dikkate alınarak bu hususta araştırma yapılmadan eksik tahkikata dayalı hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir. d)Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (TMK 24), isme saldırı (TMK 26), nişan bozulması (TMK 121), evlenmenin feshi (TMK 158), bedensel zarar ve ölüme neden olma (TBK 56) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir....

          Davacı, davalının evlenme teklifini kabul ederek aileler arasında nişan yapıldığını, davalının maddi durumunu gerekçe göstererek düğünü daha sonra yapacağını söylemesi üzerine birlikte yaşamaya başladıklarını, daha sonra Bursa iline taşındıklarını, düğün yapılmaması üzerine tartışmalar çıktığını, davalının giderek üslubunu değiştirdiğini, evli ve çocuklu olduğunu, eşiyle boşanma davasının henüz sonuçlanmadığını söyleyerek kendisine hakaret ettiğini beyan ederek manevi tazminata hükmedilmesini istemiştir. Mahkemece, evlenme vaadi ve nişanın bozulması nedeniyle tazminat isteminde bulunulduğu, taraflar arasında resmi olarak evlilik birliği kurulmasa da, tazminat istemine konu eylemin aile hukukundan kaynaklanan hakların ihlaline yönelik olması şeklindeki gerekçe ile Aile Mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir....

            karşı tutum ve davranışının değiştiğini, bedelli askerlik görevi biter bitmez de bir başkası ile evlendiğini beyan ederek 15,000 TL askerlik bedeli, davalı ile aralarındaki ilişki gereği ve evliliğin gerçekleşeceğine inanarak harcamalar yaptığından şimdilik 7.000 TL maddi tazminat ile davalının başka biri ile evlenerek ağır hayal kırıklığına uğramasına, psikolojisinin bozulmasına, insanlara ve evliliğe olan güveninin sarsılmasına ve çevresinde küçük düşmesine sebebiyet vermesi nedeniyle 25.000 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 47.000 TL'nin ihtarname tarihi olan 05.12.2012 tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı; davacının bütün iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacı ile olan arkadaşlığını 2011 yılında bitirdiğini ve 2012 Temmuz ayında evlendiğini, ancak arkadaşlığının bitmesini istemeyen ve kabullenemeyen davacının tek taraflı görüşme girişimi yollarına başvurduğunu, insanların nişan yapması...

              Türk Anonim Şirketi aleyhine 05/01/2015 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali ve haksız hacizden kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; itirazın iptaline ve manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne dair verilen 28/01/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, davalı banka tarafından bloke konulan maaşın tahsili için yapılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve haksız hacizden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, itirazın iptaline ve manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                Bilindiği üzere; manevi tazminat, haksız bir eylemin yarattığı üzüntünün, duyulan elem ve acıların giderilmesini amaçlayan bir ödencedir. Manevi zarar, mal varlığına dokunmayan, yaşam, sağlık, namus, sır, aile mahremiyeti gibi mal varlığı harici varlıklarda meydana gelen azalma olup, bu zarar manevi tazminatla giderilmeye, azaltılmaya çalışılmıştır. Nişanın bozulmasının, taraflarda değişik şiddet ve ölçülerde de olsa üzüntü yaratması ve menfaatleri haleldar etmesi doğaldır. Doğal olan bu üzüntü ve menfaat ihlali manevi tazminata esas alınmaz. Ne var ki, davacı nişanın bozulması nedeniyle, fahiş bir zarara uğramış ve bu nedenle kişilik hakları da saldırıya uğramış ise bu durumun ispatı halinde manevi tazminata hükmedilebilir.Hakim, manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır....

                  Somut olayda, dava konusu iş kazasının 04/06/20009 tarihinde meydana geldiği, dava ve ıslah dilekçelerinde talep edilen maddi ve manevi tazminat istemleri yönünden olay tarihinden itibaren faiz işletilmesi talep edilmiş iken; mahkemece maddi tazminata olay tarihinden faiz işletilmesine karar verilip, manevi tazminata ise isteme aykırı olacak şekilde faiz işletilmemesi doğru olmamıştır. 3- Aynı zamanda karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/4.maddesi gereğince manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedileceği düzenleme altına alınmış olması nedeniyle, maddi ve manevi tazminat vekalet ücretini ayrı ayrı takdir edilmesi gerekmektedir....

                    Mahkemece,maddi tazminat yönünden karar verilmesine yer olmadığına,manevi tazminat yönünden istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacının maddi tazminat isteminin dayanağını oluşturan özlük hakkı alacağı dava açıldıktan sonra 23/03/2010 tarihinde ödendiği için maddi tazminat istemi konusuz kalmış olup maddi tazminat konusunda davacı dava açmakta haklıdır. Davalı taraf davanın açılmasına sebebiyet verdiğine göre kabul ve red oranında yargılama giderlerinden sorumlu tutulması ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi nazara alınarak davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması ve lehine vekalet ücreti takdir edilmemesi doğru görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu