Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacının kendisi için aylık 150,00 TL ve müşterek çocuklar için aylık 150,00'şer TL olmak üzere toplam 450,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; davadaki istem, mahiyeti itibariyle tedbir nafakası niteliğinde olduğundan Yargıtay'ın ve doktrinin benimsediği şekilde tedbir nafakası olarak nitelendirme yapılıp hüküm kurulması gerekirken; mahkemece, yanlış nitelendirme sonucu yardım nafakası olarak hüküm oluşturulması doğru değildir....

    Bu madde uyarınca, ilamda hüküm altına alınan iştirak nafakasının alacaklısı, müşterek çocuk olmayıp, velayet hakkı kendisine verilen eştir. Velayet hakkı küçüğün reşit olması ile sona ereceğinden, bu tarihte iştirak nafakasının da sona ereceği tabiidir. TMK'nun 328. maddesinde, anne ve babanın çocuğuna bakma mükellefiyetinin onun reşit olmasıyla sona ereceğinin, küçük reşit olduktan sonra eğitimine devam ediyorsa bu takdirde, yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabileceği açıklanmıştır. Somut olayda; iştirak nafakası alacaklısı T3 11.11.2000 doğumlu olup 11.11.2018 tarihinde 18 yaşını ikmal ederek reşit olduğundan, bu tarihte iştirak nafakası son bulmuştur....

    Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın, davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir. Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; Ankara 4....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yardım nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, dava dilekçesi ile; davacının oğlu olan davalıya aylık 800.00 TL yardım nafakası ödediğini, davalının okuldan mezun olduğunu, işe başladığını, gelir elde ettiğini, yardım nafakasına ihtiyacı olmadığını ileri sürerek; yardım nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili,cevap dilekçesi ile; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, yardım nafakasının kararın kesinleştiği tarihten itibaren 300.00 TL ye indirilmesine karar verilmiştir....

      Tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumları, nafakanın niteliği, davacının giderleri ve davalının gelir durumu nazara alındığında; davacının yardım nafakası talebinin reddine karar verilmiş olması, TMK'nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır. O halde mahkemece yapılacak işin; tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumları, nafakanın niteliği, davacı çocuğun yaş ve ihtiyaçları, günün ekonomik koşulları nazara alınarak; nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı şekilde TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun olacak şekilde yardım nafakasının tahsiline karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu yardım nafakası talebinin reddine karar verilmesi hatalı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir....

        (AİLE)MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka artırımı davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı dilekçesi ile; ... ....Asliye (Aile) ... Mahkemesi'nin 2009/... E-2010/... K sayılı kararı ile davalıdan boşandığını, boşanma davasında kendisi için hükmedilen 175 TL yoksulluk nafakasının 250 TL'ye, müşterek çocuk lehine hükmedilen 75 TL iştirak nafakasının 150 TL'ye arttırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı duruşmada verdiği beyanla nafaka ödeyecek maddi gücü olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir....

          Temyize konu yardım nafakasının red edilen yıllık miktarı 18.000,00 TL olup, karar tarihindeki kesinlik sınırı 78.630,00 TL'yi aşmadığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesi gereğince temyiz sınırı altında kalan para alacağına ilişkin karar kesindir. Açıklanan nedenle, davacının yardım nafakası davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Davacının temyiz dilekçesinin yukarıda gösterilen sebeple REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 29.09.2021 (Çrş.)...

            Davacı tarafından aylık 2000 TL yardım nafakası talep edilmiş, mahkeme tarafından aylık 1700 TLyardım nafakasına hükmedilmiş, karar davacı tarafından da istinaf edilmiştir. Reddedilen yardım nafakası miktarı yıllık 8000 TL nin altında olduğundan (300*12=3600) karar davacı açısından HMK'nın 341/4. maddesi hükmü gereği kesin niteliktedir. İzah edilen nedenlerle davacının istinafının HMK 352. madde uyarınca reddine, davalının istinafının ise esastan reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

            Davacı tarafından aylık 2000 TL yardım nafakası talep edilmiş, mahkeme tarafından aylık 1700 TLyardım nafakasına hükmedilmiş, karar davacı tarafından da istinaf edilmiştir. Reddedilen yardım nafakası miktarı yıllık 8000 TL nin altında olduğundan (300*12=3600) karar davacı açısından HMK'nın 341/4. maddesi hükmü gereği kesin niteliktedir. İzah edilen nedenlerle davacının istinafının HMK 352. madde uyarınca reddine, davalının istinafının ise esastan reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

            Sayılı ilamı ile müvekkili için aylık 550 TL yardım nafakası takdir edildiğini, nafakanın günün ekonomik koşulları nedeniyle, öğrenci olan müvekkilinin masraflarına yetmediğini, müvekkilinin imkanı da bulunmadığını davalının ise, emekli maaşı yanında seyyar pazarcılık ile uğraştığını, bu nedenle, yardım nafakasının aylık 1.250 TL'ye çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; işçi emeklisi olup halen 2.749,30 TL maaş aldığını, herhangi bir mal varlığı da bulunmadığını, aylık giderlerinden sonra eline 622,98 TL para kaldığını, yeterli geliri bulunmadığından pazarcı arkadaşının yanında ona yardım ederek kumanya ve sigara parasını çıkarmaya çalıştığını,haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yapılan yargılama sonunda mahkemece; davanın reddine karar verilmiştir....

            UYAP Entegrasyonu