Davada, her ne kadar iştirak nafakasının artırılmasını istemişlerse de; aslında talepleri yardım nafakasına ilişkin bulunmaktadır. Zira, iştirak nafakası; küçüğün reşit olmasıyla kanunen kendiliğinden sona erer (TMK.nun 328/1. maddesi) . Mahkemece, yanılgılı değerlendirme ile iştirak nafakasının artırılması biçiminde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir. Bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden , bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün ikinci maddesindeki " davacı ...'ın aylık 100 TL 'lik nafakasının aylık 200 TL'ye, davacılar ... ve ...'ın aylık 50 TL'lik nafakalarının ise ayrı ayrı 125 TL'ye yükseltilerek" ifadesinin çıkartılarak yerine "davacı ...'ın aylık 100 TL'lik nafakasının aylık 200 TL'ye yükseltilmesine, davacılar ... ve ... içinse 125'er TL yardım nafakası takdirine" ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 19.4.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2006/3E-2006/53K sayılı 26/10/2006 tarihli kararı ile hükmedilen 250 TL tedbir nafakasının 500 TL artırılarak dava tarihi olan 02/12/2015 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ve tahsilde tekürrür oluşturmamak kaydıyla 750 TL'ye çıkarılmasına, tedbir nafakasının yoksulluk nafakası olarak devamına, aylık 750 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, takdir edilen yoksulluk nafakasının kararın kesinleştiği tarihi takip eden aydan itibaren TÜİK'in belirlediği ÜFE oranında artırılarak devamına karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir. Somut olayda; davacı kadının, ilk olarak 30.01.2006 tarihinde tedbir nafakası talepli davada .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/3E-2006/53K sayılı karar ile aylık 250,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmiş, hüküm 27.12.2006'da kesinleşmiştir....
Mahkemece, davalıların lehine ...Aile Mahkemesi'nin 2008/186 Esas sayılı dosyası ile hükmedilen iştirak nafakalarının davalıların reşit olması ile birlikte kendiliğinden ortadan kalktığı ve bu kapsamda davacının iştirak nafakalarının kaldırılmasını talep etmekte hukuki yararı bulunmadığı gerekçesi ile iştirak nafakasının kaldırılması isteminin reddine, davacının yardım nafakası isteminin ise, düzenli geliri bulunan davalıların sağlık sorunu olan ve çalışamayan davacı babalarına yardım etmekle yükümlü oldukları gerekçesi ile kısmen kabulüne ve her iki davalıdan ayrı ayrı aylık 250'şer TL yardım nafakasının tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir. Dava; davacı babanın davalı çocuklarından yardım nafakası istemine ilişkindir. Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir....
nafakası hükmedildiği, davacı müvekkil daha sonra 21/09/2016 tarihinde Boğazlıyan Asliye Hukuk Mahkemesine 2016/485 esas sayılı dosyalı ile nafaka artırımı dava açtığı, ilgili davanın yargılaması sonucu 16/05/2017 tarihli 2017/216 karar sayılı kararı ile yoksulluk nafakasının 200 TL'ye iştirak nafakalarının ayrı ayrı 100 TL'ye çıkarılmasına karar verildiği, kararının 07/07/2017 tarihinde kesinleştiği, velayeti müvekkilde olan müşterek çocuklar için 100'er TL olan iştirak nafakasının 1400 TL artırılarak her bir çocuk için aylık ayrı ayrı 1500 TL olmak üzere toplamda aylık 3000 TL'ye çıkartılmasını, aylık 200 TL olan yoksulluk nafakasının ise 800 TL artırılarak 1000 TL'ye çıkartılmasını ve her yıl ÜFE-TÜFE oranları üzerinden resen artırılmasını, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir....
ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 10/02/2015 NUMARASI : 2014/91-2015/63 Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının artırılması ile yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, dava dilekçesi ile; davacı için ödenen 50.00.- TL yoksulluk nafakasının yeterli olmadığını ileri sürerek, 500.00.- TL ye yükseltilmesine karar verilmesini; birleşen dava dilekçesinde ise, diğer davacının öğrenci olduğunu, eğitim giderleri bulunduğunu ileri sürerek, 500.00.- TL yardım nafakası ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dava, yardım nafakası istemine ilişkindir. Anne ve babanın boşandıkları, davacı çocuğun ergin olması nedeniyle iştirak nafakasının sona erdiği, davacının Açık İlköğretim sekizinci sınıfta okuduğu, işi bulunmadığı ve annesiyle kaldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece; okul giderlerinin devletçe karşılandığı, okula devam mecburiyeti bulunmadığı, davacının iş bulup çalışabileceği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.Yardım nafakası, yardım edilmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan yakına yaşaması için gerekli yardımın teminine yönelik ahlaki ve hukuki bir yükümlülük olup, TMK.nun 364. vd. maddelerinde düzenlenmiştir....
Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde;artırımı talep edilen yoksulluk nafakasının 31.10.2014 tarihinde kesinleşen boşanma ilamıyla belirlendiği, eldeki artırım davasının ise 30.11.2015 tarihinde açıldığı,tarafların sosyal ve ekonomik durumunda boşanmadan sonra olağanüstü bir değişiklik olduğuna dair bir iddianın ileri sürülmediği görülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ÇİNE ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 23/12/2014 NUMARASI : 2014/188-2014/584 Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde 100 TL yoksulluk nafakasının 800 TL ye çıkarılmasını ve söz konusu nafaka miktarının her yıl üfe oranında artırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde aylık 200 TL yoksulluk nafakası ödemeyi kabul ettiğini belirterek fazlaya ilişkin talebin reddini istemiştir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, karşı davacı ... yararına hükmedilen nafaka yardım nafakası olduğu halde, kararda maddi hata sonucu yoksulluk nafakası olarak adlandırılması doğru değilse de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün B bendi 1. fıkrasından “yoksulluk nafakasının” sözlerinin çıkartılarak yerine "yardım nafakasının" ifadesinin ilave edilmesi suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 20.09.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Bu madde uyarınca, ilamda hüküm altına alınan iştirak nafakasının alacaklısı, müşterek çocuk olmayıp, velayet hakkı kendisine verilen eştir. Velayet hakkı küçüğün reşit olması ile sona ereceğinden, bu tarihte iştirak nafakasının da sona ereceği tabiidir. Ancak çocuğun reşit olduğu tarihe kadar ödenmeyerek biriken nafaka alacağı bulunduğu takdirde, çocuğun reşit olduğu tarihten sonra da, velayet hakkı kendisine verilmiş olan eş tarafından, bu alacak takibe konu edilerek ödenmesi istenebilir. TMK'nun 328. maddesine göre ise, babanın çocuğuna bakma mükellefiyeti onun reşit olmasıyla sona erer. Küçük reşit olduktan sonra da eğitimine devam ediyorsa, bu takdirde, yeni bir dava açarak kendisinden yardım nafakası talebinde bulunabilir. Hükmedilen iştirak nafakası, küçüğün reşit olduğu tarihte kendiliğinden sona erer. Somut olayda; takibe konu ......