Ancak; önceki iştirak nafakası çocuğun ergin olması ile yasa gereği (TMK. Madde 328/1) kendiliğinden son bulur. Ergin olan çocuğun eğitiminin sürmesi halinde ise, TMK’nın 328/2 ve 364. maddeleri kapsamında anne-babanın bakım yükümlülüğü yardım nafakası olarak devam eder. Somut olayda da; müşterek çoçuk ..., dava tarihi itibariyle ergin olup, karşı dava ile eğitiminin devam ettiğini ileri sürerek 250 TL nafakanın 750 TL'na çıkarılmasını istediğine göre davanın, iştirak nafakasının artırılması değil, yardım nafakası olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece, 2 nolu bendde hüküm altına alınan nafakanın yardım nafakası olarak belirtilmemeside doğru değildir....
Davalı/davacı kadın vekili; kadın yönünden yapılan kusur belirlemesine, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminata yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı/davalı erkek vekili; kadının istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava; evlilik birliğinin sarsılması (TMK 166/1,2) sebebiyle boşanma davası, birleşen dava ise; evlilik birliğinin sarsılması (TMK 166/1,2) sebebiyle boşanma davası ve fer'ileri istemine ilişkindir....
Kişi, kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise anılan yasa maddesinde sayılan kişilerden yardım nafakası isteyebilir. Yardım nafakası takdir edilirken, yardıma muhtaç olana bakmakla yükümlü diğer kişilerin de gelir durumu araştırılmalıdır. TMK da belirtildiği üzere yardım edilmediği takdirde ilgili şahsın yoksulluğa düşecek olması da ön şartlardan biridir. Bu doğrultuda TMK. 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek yardım nafakasının takdir edilmesi gerekir. Somut olayda; davacı ve davacının davalı dışındaki diğer çocuklarının tamamının ekonomik sosyal durumlarının; gelir kaynaklarının ve giderlerinin gerektiği gibi araştırılmadığı anlaşılmaktadır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; davanın kabulü ile TMK 166/1 maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, müşterek çocuk 27/12/2014 doğumlu Egemen Yılmaz'ın velayetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında şahsi ilişki tesisine, müşterek çocuk için aylık 200 TL tedbir, aylık 300 TL iştirak nafakası takdirine, davacının tedbir nafakası talebinin reddine, davacı için aylık 300 TL yoksulluk nafakası, 10.000 TL maddi, 7.000 TL manevi tazminat takdirine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; usul ve yasaya aykırı kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE Dava, TMK 166/1 maddesi uyarınca açılan boşanma ve fer'ilerine ilişkindir....
Davacı kadın yararına yoksulluk nafakası hükmedilmesi gerekirken, reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. b-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK m. 169)....
Erkek yararına TMK m.174/2 koşulları oluşmuştur. Hal böyle iken, tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davacı erkeğin manevi tazminat isteğinin (TMK m.174/2) reddedilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. 2-Yukarıda 1. bentte gösterilen sebeplerle boşanmaya sebep olan vakıalarda kadın ağır kusurlu olup, ağır kusurlu eş yararına yoksulluk nafakası verilemez (TMK m. 175). O halde; davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 28.11.2017 (Salı)...
Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir. Okumakta olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için gerekli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde TMK.'nun ....maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafındn, kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-İlk derece mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve ortak çocukların velayetlerinin davacı anneye bırakılmasına, ortak çocuklar yararına aylık 250,00’şer TL iştirak nafakasına, kadın yararına 400,00 TL yoksulluk nafakası (TMK m.175) ile 10.000,00 TL maddi tazminat ve 10.000,00 TL manevi tazminata (TMK m.174/1-2) karar verilmiş, bu karara karşı davacı kadın tarafından tazminatların ve nafakaların miktarına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine görevli ......
Bu kadar kısa süreli çalışma, kadının düzenli ve sabit geliri olan bir işten yoksulluk nafakası alabilmek için kendi isteği ile ayrıldığı şeklinde yorumlanamaz ve kabul edilemez. Davalı kadının çalışmadığı, herhangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği açıktır. O halde, davalı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken, yazılı gerekçe ile yoksulluk nafakası talebinin reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. b-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından tazminatların ve çocuk için hükmedilen nafakaların miktarı ve kendi reddedilen nafaka talepleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169)....