Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yapılan incelemede eldeki dava tarihi itibarıyla davacının ekonomik durumunda herhangi bir kötüleşme olduğu, davalının da ekonomik durumunda herhangi bir artış ve iyileşme bulunduğu ispat edilemediği, dolayısıyla tarafların sosyal ekonomik durumunda nafakanın kaldırılmasını ya da azaltılmasını gerektirecek bir değişiklik yaşanmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda şartları itibarıyla oluşmayan nafakanın kaldırılması veya azaltılması davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, temyiz peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 08.06.2022 (Çrş.) ......

    Davalının şubat 2010 tarihinde hostes olarak çalışmaya başladığı, net 943,00 TL maaş ve prim aldığı, arabasının bulunduğu tespit edilmiştir.Hakim, nafaka takdirinde nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü kocanın gelir ve sorumluluk durumu arasında bir oranlama yapılarak, önceki nafaka takdirinde taraflar arasında sağlanan dengeyi koruyacak bir karar vermelidir.Davada, davalının gelirinin yetersiz olması gerekçe gösterilerek nafakanın kaldırılması talebi reddedilmiştir....

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 02/07/2021 NUMARASI : 2020/118 ESAS 2021/460 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Nafakanın Kaldırılması) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı lehine hükmolunan aylık 450,00 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, müşterek çocuk lehine hükmolunan aylık 450,00 TL iştirak nafakasının ise miktarının düşürülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili 05.02.2021 tarihli dilekçesi ile müşterek çocuk lehine hükmolunan nafakanın aylık 100,00 TL'ye düşürülmesini talep ettiklerini beyan etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      Mahkemece, davacının sosyal ve ekonomik durumu ayrıntılı şekilde araştırılıp, hasıl olacak sonuca ve nafakanın niteliğine göre müşterek çocukların yaşı, eğitim durumları ve ihtiyaçları belirlenerek hakkaniyete uygun bir miktar iştirak nafakasının belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Aile Mahkemesinde 31.07.2019 tarihinde açtığı nafakanın indirilmesi davasının, 24.10.2019 tarihinde ispat edilemediği gerekçesiyle reddedildiği, kararın 31.12.2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Tarafların serbest iradeleri ile belirlenen ve hakim tarafından onaylanan protokol doğrultusunda kesinleşen anlaşmalı boşanma davasından 4 yıl sonra açılan eldeki davada, boşanma kararı sonrasında, öncesine nazaran davacının ekonomik durumunda, anlaşmalı boşanma protokolü ile kabul edilmiş olan iştirak nafakalarını ödemesini engelleyecek şekilde öngörülemez veya katlanılamaz nitelikte olağanüstü değişiklik meydana geldiği, edimler arasındaki dengenin umulmadık gelişmeler yüzünden sonradan bozulduğunun kabulünü gerektirecek gelişmeler yaşandığının davacı tarafından ispat edilemediği gibi, sırf pandemi nedeni ile işlerinin bozulduğu, çocukların okula gitmemeleri nedeni ile giderlerinin azaldığı iddiaların da nafakaların indirilmesi için yeterli olmayacağı açıktır....

        intikal eden Urla ilçesinde taşınmazlarının bulunduğu, böylece nafakanın ulaştığı miktar itibariyle öngörülemeyen, katlanılamaz nitelikte olmadığı dolayısı ile uyarlama koşullarının oluşmadığı, başlangıçtaki dengenin gözetilmesi gerektiği, ileriki zamanlarda gerçekleşen duruma göre uyarlama yapılabileceği de tabii bulunmasına göre davacının nafakanın kaldırılması/indirilmesi davasının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden davacının istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmekle, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        Aile Mahkemesi'nin 2018/1125 Esas, 2020/42 Karar sayılı kararı ile nafakanın azaltılması ve sonraki yıllar için enflasyon oranında artırım yapılması davası açtığını, söz konusu dosyada nafakanın 3.587 TL'ye çıkarılmasına ve her yıl ÜFE oranında artış uygulanmasına karar verildiğini, ÜFE oranında yapılacak artışların ülkenin şu anki somut gerçekleri ve ekonomik kriz ortamında uygulanması ve sürdürülebilmesinin mümkün olmadığını, aksi takdirde tarafların birinin fakirleşmesi ve cezalandırılması, diğerinin ise sebepsiz zenginleşmesi sonucunun ortaya çıkacağını ileri sürerek, nafakanın aylık 3.587,00 TL'ye indirilmesi ile artış oranının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

        intikal eden Urla ilçesinde taşınmazlarının bulunduğu, böylece nafakanın ulaştığı miktar itibariyle öngörülemeyen, katlanılamaz nitelikte olmadığı dolayısı ile uyarlama koşullarının oluşmadığı, başlangıçtaki dengenin gözetilmesi gerektiği, ileriki zamanlarda gerçekleşen duruma göre uyarlama yapılabileceği de tabii bulunmasına göre davacının nafakanın kaldırılması/indirilmesi davasının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden davacının istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmekle, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        Turizm ve Yatırım A.Ş'nin her geçen yıl zarar ettiğini ve ekonomik durumunun kötüleştiğini belirterek, davalı yararına hükmedilen nafakanın kaldırılmasını, aksi takdirde ekonomik koşullar göz önüne alınarak uygun miktara indirilmesini talep ve dava etmiştir....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Asıl davanın reddine, davacı lehine hükmedilen aylık 475,00 TL yoksulluk ve müşterek çocuk BAŞAK lehine hükmedilen aylık 310,00 TL iştirak nafakalarının dava tarihi itibari ile ulaştığı miktarlar nazara alınarak davacı adına nafakanın artırılması talebinin reddine, müşterek çocuk BAŞAK adına nafakanın artırılmasını talebinin kısmen kabulü ile müşterek çocuk BAŞAK lehine hükmedilen aylık 310,00 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 650,00 TL ye yükseltilmesine, hükmedilen nafakanın her yıl TUİK tarafından belirlenen yıllık ÜFE oranında artırılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı-davalı yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Asıl davanın reddini, karşı davanın kısmen kabulünü istinaf etmiştir....

          UYAP Entegrasyonu