Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; davacı karşı davalı kadının davasının kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 2.000,00 TL'ye yükseltilmesine, nafakanın her yıl TEFE oranında artırılmasına, davalı karşı davacı erkeğin karşı davasının reddine karar verilmiştir. İSTİNAF : Davalı karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesini tekrar ederek kararın kaldırılarak yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, aksi kanaat halinde nafaka miktarının (200,00 TL) düşürülmesine karar verilmesini istemiştir. GEREKÇE : Asıl dava, yoksulluk nafakasının artırılması, karşı dava ise yoksulluk nafakasının kaldırılması, aksi kanaat halinde indirilmesi davasıdır. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki iştirak nafakasının artırılması-indirilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı-karşı davalı, tarafların 03.04.2014 tarihinde kesinleşen .... Aile Mahkemesinin 2014/8-154 E.K. sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanma kararı ile velayetleri kendisine bırakılan 2001 ve 2004 doğumlu müşterek çocuklar lehine 1.000'er TL iştirak nafakasına karar verildiğini, aradan geçen sürede nafakaların yetersiz kaldığını ileri sürerek, nafakanın her bir çocuk için 500 TL artırımı ile aylık 1500'er TL'ye artırılmasını talep etmiştir....

    Bu durum yoksulluk nafakasının indirilmesi nedenidir. Bu nedenle davalı kadın hakkında yoksulluk nafakasının kaldırılması hakkaniyete uygun bulunmamıştır. O halde, mahkemece yapılacak; tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilip, nafaka takdir edilirken taraflar arasında mevcut olan denge durumu da dikkate alınarak, TMK'nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi gereğince nafaka miktarının makul bir oranda indirilmesi gerekirken, delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu yoksulluk nafakasının kaldırlması hatalı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir....

      Aile Mahkemesinin 2010/637 Esas 2010/669 Sayılı kararı ile boşandıklarını boşanma protokolüne göre 400 TL yoksulluk nafakası ve hükmedilen nafakanın ÜFE oranında zam yapılmasına karar verildiği, müvekkilinin ödemesi gereken güncel nafaka miktarının 1.027,00 TL olduğunu, müşterek çocuk Çisem için aylık 650 TL iştirak nafakası ödediğini, müvekkilinin yaşadığı sağlık problemleri nedeniyle "engelli" statüsünde emekli olup ayda sadece 1323,20 TL emekli maaşı aldığını belirterek müvekkilinin ödemiş olduğu yoksulluk nafakasının kaldırılmasına aksi halde nafakanın aylık 150 TL'ye düşürülmesine karar verilmesini istemiştir. CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı ile Antalya 1....

      gerektirir belirgin bir düşüş olduğunun ispat edilemediği gibi davalının da ekonomik durumunda belirgin bir iyileşme olduğunun ispat edilemediği, bu nedenle nafakanın kaldırılması veya indirilmesi koşullarının gerçekleşmediği, mahkemenin davanın reddine dair kararının yerinde olduğu kanaati ile davacının istinaf talebinin HMK 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

      O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı-karşı dava davalısının tüm,davalı-karşı davacının sair temyiz itirazlarının reddine; ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı-karşı dava davalısı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafakanın (iştirak) azaltılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Davalı vekili cevabında davanın reddini dilemiş, karşı davada ise; her bir çocuk için nafakanın 1000 Dolar ve davacı (karşı davalının) belirli bulunmayan eğitim, öğrenim ve sair giderlerden oluşan yükümlüğünün rakamsal olarak belirlenmesini talep etmiştir. Mahkemece; nafakanın indirilmesi talebinin kısmen kabulü ile Gizem ve Kaan için dava tarihinden itibaren aylık nafakanın 750’şer TL olarak tespiti, boşanma protokolü ve ek protokolle getirilen diğer yükümlülüklerin ve ödemelerin kaldırılması talebinin kısmen kabulü ile 2001 tarihli mahkeme ilamının 3/c hükmündeki davacı baba ile ilgili çocukların eğitim ve öğretimle ilgili diğer giderlerinin de dava tarihinden geçerli olmak üzere anne ve baba arasında yarı yarıya olacak şekilde ödenmesine karar verilmiştir. Davalı-karşı davacının nafaka talebi ile ilgili 1 nolu hükümde karar verildiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, dava tarihinden sonraki eğitim giderlerine ilişkin talebinin ise reddine karar verilmiştir....

            CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; protokol ile boşanmadan 8 ay sonra nafakanın kaldırılması ya da indirilmesi istemenin hakkın kötüye kullanılması olduğunu, davacı aleyhine nafaka borcunun ihlali davası açıldığını, davacının işsiz olmasının kendi kusurundan kaynaklandığını, ortak çocuğun velayetinin davalı annede olup dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ve de astım nedeniyle tedavi gördüğünü, tedavi, terapi ve eğitim giderlerinin olduğunu, özel okula gittiğini, ayrıca doktor tavsiyesi ile spor yaptığını, hafıza eğitim kursuna gittiğini, bu nedenle harcamalarının yüksek olduğunu, her zaman kontrolü gerektiğini, davacının bildirdiği taşınmazın davalının ailesine ait olduğunu, kardeşinin yurt dışından gönderdiği para ve annesinin Isparta'daki evinin satışından elde edilen para ile satın alındığını, bu taşınmazın gelirinin ortak çocuğun masrafları için kullanıldığını, hali hazırda da küçüğün geri kalan masraflarının anneannesi ve dedesi tarafından karşılandığını, taraflar boşanırken...

            Yapılan bu açıklamalar ışığında yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka yükümlüsüne göre ekonomik yönden güçsüz olan nafaka alacaklısı tarafından açılan nafaka bağlanması veya bağlanan nafakanın değişen şartlar nedeniyle artırılması istemli davaların kısmen kabul edilmesi halinde, yargılama giderlerinin (ve bu giderlere dahil olan vekalet ücretinin) davalı tarafa yükletileceği, ayrıca davanın reddedilen kısmı nedeniyle davalı lehine yargılama giderine (ve vekalet ücretine ) hükmedilmeyeceği kabul edilmiştir. Ancak, ekonomik yönden daha güçlü olan nafaka yükümlüsü tarafından nafaka alacaklısı aleyhine açılan nafakanın kaldırılması veya indirilmesi istemli davalarda ise, HMK’nun 326. maddesinin uygulanması gerekmektedir....

              UYAP Entegrasyonu