Mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği son yıllardaki ekonomik göstergelerdeki değişim nazara alındığında önceki ilamdaki gelecek yıllardaki artış (ÜFE) hükmüne göre otomatik olarak artan nafaka şimdilik uygun olduğundan nafakanın artırılmasını ve önceki ilamdaki artış hükmünün günün koşullarına uyarlanmasını gerektirir olağanüstü değişiklik olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava;iştirak nafakası artırım istemine ilişkindir. TMK.nun 182. maddesine göre; boşanma kararı ile velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. TMK.nun 330.maddesindeki düzenleme, nafaka miktarının çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçlerine göre belirlenir, şeklindedir....
Sınıfa gittiğini, her geçen gün masraflarının arttığını, müşterek çocuğun daha iyi eğitim alması için dershaneye yazdırmak istediğini, okuduğu okula aylık yemek parası verdiğini, çok fazla güçlük çektiğini bu nedenle davanın kabulü ile müşterek çocuk Hanife için daha önceden takdir olunan aylık 200,00 TL iştirak nafakasının fazlaya ilişkin nafaka artırım talepleri ve hakları saklı tutulmak koşulu ile aylık 3.000,00 TL daha artırılması suretiyle aylık iştirak nafakasının toplamda 3.200,00 TL'ye çıkartılmasın, her yıl nafaka artırma davası açmak istemediğini ve takdir olunacak nafakanın yılda bir defaya mahsus olmak üzere ÜFE oranında artırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacı kadının işbu davası ile, 200,00 TL olan yoksulluk nafakasının aylık 800,00 TL artırımı ile aylık 1.000,00 TL'ye yükseltilmesini talep ettiği, İlk Derece Mahkemesi kararı ile nafakada aylık 350,00 TL artırım yapılarak davacının 450,00 TL'lik talebinin reddedildiği, davacının reddedilen 450,00 TL'lik kısmı istinafa getirdiği, reddedilen 450,00 TL'lik nafakanın bir yıllık miktarının 5.400,00 TL'ye tekabül ettiği, davalının ise nafakada yapılan aylık 350,00 TL'lik artırım miktarını istinafa getirdiği, kabul edilen 350,00 TL'lik artırımın bir yıllık tutarının ise 4.200,00 TL'ye tekabül ettiği, HMK 341/2 maddesi gereğince karar tarihi olan 2021 tarihi itibariyle miktar veya değeri 5.880,00 TL'yi geçmeyen mal varlığına ilişkin kararların kesin olduğu anlaşılmakla, kesinlik sınırı altında kalan her iki tarafın istinaf talebinin HMK'nın 352 maddesi gereğince reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
'in velayetinin müvekkiline verildiğini ve çocuk lehine aylık 50 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, çocuğun ilköğretimde eğitim gördüğünü, davalının çocuğu ile ilgilenmediğini, çocuğun ihtiyaç ve masraflarının arttığını belirterek; aylık 50 TL olan iştirak nafakasının 550 TL artırılarak aylık 600 TL'ye çıkartılmasını ve nafakanın yıllık artırım oranının belirlenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; Almanya'da işçi olarak çalıştığını, düşük maaş aldığını, evinin kira olup aldığı maaş ve masrafları gözetildiğinde, müşterek çocukları A. E. için ödeyebileceği nafakanın aylık 150 TL olduğunu belirterek, iştirak nafakasının 150 TL'ye artırılmasını ve her yıl için nafaka miktarının belirlenmesini talep etmiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile tarafların müşterek çocuğu olan 28.07.2000 doğumlu A. E....
.-2011/329 K. sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanma ile müşterek çocuklar Yunus ve Hasan'ın velayetinin annesine verildiğini, aynı ilam ile davacı için 250 TL, müşterek çocuklar için 200'er TL nafakaya hükmedildiğini, ancak ağırlaşan hayat şartları karşısında, çocukların okul ve dershane giderlerinin artması sonucu müvekkilinin zor durumda kaldığını, 2010 yılında hükmedilen nafakanın yetersiz kaldığını bildirerek, davacı için takdir edilen 250 TL nafakanın 500 TL'ye, müşterek çocukların her biri için takdir edilen 200'er TL nafakanın 500'er TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; talep edilen nafakanın fahiş olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir....
Artırım davasında gözönünde tutulacak husus; geçen süreçte tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin önceki kurulan dengeyi bozup bozmadığıdır....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada; davacı ve davalının 14.09.2006 tarihli mahkeme kararıyla boşandıkları, 1994 doğumlu müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye bırakıldığı, davacı anne için aylık 200 TL yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk için aylık 100 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, 13.03.2009 tarihinde açılan nafaka artırım davası ile iştirak nafakasının 180 TL'ye, yoksulluk nafakasının ise 240 TL ye yükseltildiği, nafakanın ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığı iddia edilerek yoksulluk nafakasının 600 TL'ye iştirak nafakasının ise 400 TL'ye yükseltilmesi talep edilmiştir....
Yoksulluk nafakasının artırımına ilişkin davalarda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadığı göz önünde bulundurulmalı, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde artırım yapılmalıdır. ./.. -2- Yargıtay'ın bu konudaki yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası.oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....
-2- Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Önceki dava tarihi ile bu davanın açıldığı tarih arasında 1,5 yıldan fazla süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır. Tarafların gerçekleşen sosyo-ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu ve ihtiyaçları gözetildiğinde; iştirak nafakasında artış yapılması gerekirken, davanın reddine karar verilmesi uygun bulunmamıştır. O halde, mahkemece yapılacak iş; müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, davacı anne ile nafaka yükümlüsü babanın ekonomik durumu gözetilerek, TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak uygun bir artış miktarına hükmetmek olmalıdır....
Temyize konu uyuşmazlık; artırım miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Kural olarak, nafaka miktarının yeniden belirlenebilmesi için yasada belli bir zamanın geçmesi aranmamıştır. TMK'nın 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılmasına veya azaltılmasına karar verilebilir. Bu yasal hüküm gereğince iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre, nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası....’in yayınladığı ... oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....