Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

/C maddesi uygulaması sonucu bedel arttırımı istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay ....Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek ....Hukuk Dairesine gönderilmesine, 31.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı/ karşı davacı erkek vekili hükmün; aleyhine hükmolunan nafakanın miktarı, reddedilen üzerinden takdir edilen vekalet ücretinin miktarı, yargılama giderlerinin hakkaniyetli olmadığı, karşı davada aleyhine hükmolunan vekalet ücretinin hatalı olduğu ve kendi taleplerinin kabulü gerektiği yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı/ karşı davalı kadın istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Asıl dava; davacı/ karşı davalı kadın tarafından açılmış iştirak ve yoksulluk nafakasının arttırımı istemine ilişkindir....

    Bu itibarla kıdem tazminatı dışındaki alacaklar bakımından dava dilekçesi ile istenen kısma dava, ıslah (talep arttırımı) ile artırılan miktarlar bakımından ise ıslah (talep arttırımı) tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

      nedeniyle geçen sene 2,48-TL ortalama ile aldığı 250.000 hisseye bir yıl önce ödediği bedelin 620.000,00-TL olduğunu, geçen bir yıllık sürede dövüzün 7,00-TL'lerden 18,00-TL'lere çıktığını ve enflasyonun da aynı düzeyde artığını, normalde 1.500.000,00-TL olması gereken yatırımının şu andaki değerinin 400.000,00-TL olduğunu, bunun sebebinin sermaye arttırımı kararı ile şirketin hisseye yaptığı bilinçli baskı olduğunu, sermaye arttırımı onaylanmadığı veya iptal edildiğinden bu baskınnı yapılamayacağı ve şirket yatırımcılarının da mağdur edilemeyeceğini, davalı şirketin 13/12/2021 tarihli yönetim kurulu toplantısında, şirket esas sözleşmesinin 8....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki dava, davalıların talebi ile kamulaştırılarak kendilerine satışı yapılan taşınmazların kamulaştırma bedeli arttırımı nedeniyle ödenen bedelin rücuan tahsili istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 19.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Bu itibarla kıdem tazminatı dışındaki alacaklar bakımından dava dilekçesi ile istenen kısma dava, ıslah (talep arttırımı) ile artırılan miktarlar bakımından ise ıslah (talep arttırımı) tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir. Mahkemece faiz başlangıcı yönünden dava tarihi ve ıslah(talep arttırımı) tarihi ayrımı yapılmaksızın ve dava tarihi de hatalı yazılarak hüküm kurulması hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3/2 maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

            nin tarafından belirtilen sürede sermaye arttırımı yapılmadığı şirketin terkin sonrası 27/11/2014 tarihinde sermaye arttırımı konusunda karar aldığı somut olayda yasanın istediği anlamda haklı sebep veya Ticaret Sicil Müdürlüğü'nce yapılmış usulsüz bir işlem bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, TTK'nın Geçici 7. maddesi çerçevesinde sicilden terkin edilen limited şirket ortağı tarafından açılan ve ortağı olduğu şirketin anılan yasa maddesi kapsamında bulunmamasına karşın sicilden terkin edildiği iddiasıyla şirketin ihyası talebinden ibarettir....

              karşılayamadığını, zorunlu giderleri bu denli yüklü olan müvekkil ek olarak çocuk atıcılık, tekvando, kursuna gitmek istese de gönderemediğini, zira çocuk için 240 TL servis gideri verdiğini, çocuk hem öğlen hem de akşam dışarıda yemek yeyip oradan da etüte geçtiğini, müvekkilinin 700- 800 TL apartman iadatı ödediğini, müşterek çocuk kpss sınavlarında hazırlık sürecine girdiğini, meslek okullarında ana derslerin eğitimlerinin ne denli olduğunun açık olduğu, davalı bu giderlerin hiçbirini düşünmediğini, müvekkilinin diğer çocuklarının üniversite okuduğunu, aylık 700 TL olan iştirak nafakasının 1300 TL arttırımı ile aylık 2000 TL'ye çıkartılmasına, dava tarihinden geçerli olmak üzere nafaka arttırımına, dava tarihi itibari ile tedbir nafakası sonrasında iştirak nafakası olarak devamına, nafakanın gelecek yıllarda üfe artış oranının esasa alınarak arttırılmasına, yargılama giderlerinin vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              , o tarihten bugüne kadar da çalıştığını, asgari ücret aldığını, ancak İstanbul gibi bir yerde hayatını devam ettirmenin günden güne zorlaştığını, müvekkilinin 1.000 TL kira ödediğini, maaşı ile evin faturalarını, ihtiyaçlarını ve kirayı karşıladığını, temel ihtiyaçlarını ise kıt kanaat karşıladığını, zaman zaman annesinin ve yakın akrabalarının yardımları ile geçindiğini, davalının ise geçen zaman içinde maaşında ve sosyal haklarında artış olduğunu, aylık gelirinin 6.000- 7.000 TL civarında olduğunu, refah içinde yaşadığını, müvekkilinin aldığı nafaka ile hayatını idame ettirmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin annesinin de dul aylığı aldığını, onun da maddi durumunun iyi olmadığını, bütün bu nedenlerle müvekkili lehine takdir edilen aylık 500 TL yoksulluk nafakasının aylık 1.500 TL'ye yüksetilmesine, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına karar verilmesini talep ederek dava açmıştır....

              Bu itibarla kıdem tazminatı dışındaki alacaklar bakımından dava dilekçesi ile istenen kısma dava, ıslah (talep arttırımı) ile artırılan miktarlar bakımından ise ıslah (talep arttırımı) tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün HMK.'nun geçici 3/2. maddesi yollamasıyla HUMK'un 438/7. maddesi uyarınca düzelterek onanmasına karar verilmiştir. Sonuç: Hüküm fıkrasının 1. bendinin çıkartılarak yerine; ''1- Davacının davasının kabulü ile "5.582,64 TL net yıllık ücretli izin alacağının 100,00 TL'sinin dava tarihi olan 05.08.2014 tarihinden itibaren, bakiyesinin talep artırımı (ıslah) tarihi olan 15.01.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,” bendinin yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 26.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu