GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evli iken Konya 5.Aile Mahkemesi'nin 2019/77 Esas 2019/283 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanma aşamasında iken çalıştığı için lehine nafaka talep etmediğini, çalışmadığından kaynaklı geçim sıkıntısı nedeniyle nafaka talep ettiğini, yoksulluk nafakası hakkını kaybetmemiş davacı bir yıl içerisinde yoksulluk nafakası talep edebileceğinden bahisle nafakaya hükmolunmasını ayrıca müşterek çocuk Hakan Alıcıoğlu'nun velayetinin boşanma ilamı ile velayetinin annesine verildiğini, çocuk için 200.- TL iştirak nafakasına hükmolunduğunu, müşterek çocuğun büyümesi ve ihtiyaçlarının artması neticesinde hükmedilen nafakanın yetersiz kaldığını, bu nedenlerle davacı T1 için aylık 750.- TL tedbir nafakasına karar verilmesini, dava sonunda aylık 750.- TL yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesini, müşterek çocuk Hakan için takdir edilen aylık 200.- TL iştirak nafakasının...
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Yoksulluk nafakası; boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek eş için verilen ve boşanma davası kesinleştikten sonra işlemeye başlayacak olan nafakadır. Kural olarak yoksulluk nafakasının başlangıcı, boşanma kararının kesinleşme tarihidir. Nitekim somut olayda da, ...Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 2009/123 E., 2010/84 K., sayılı boşanma ilamında; dava tarihinden itibaren hükmedilen 150 TL tedbir nafakasının, karar kesinleştiğinde yoksulluk nafakası olarak devamına hükmedilmiş, hüküm 15.06.2011 tarihinde kesinleşmiştir....
Eldeki davada, davacı koca, lehine nafaka takdirine karar verilen davalı eşin öğretmen olarak 22.9.2005 tarihinde çalışmaya başladığını açıklayarak bu tarih itibarıyla nafakanın kaldırılmasına karar verilmesini istemiş; mahkemece talep yerinde görülmekle nafakanın 22.9.2005 tarihi itibarıyla kaldırılmasına karar verilmiştir. Dosya kapsamı ve toplanan delillere göre davalı kadının 22.9.2005 tarihinde öğretmen olarak göreve başladığı, gelir elde ettiği ve yoksulluk durumunun ortadan kalktığı anlaşıldığına göre mahkemece davalı kadın lehine hükmedilen nafakanın kaldırılmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, TMK.nun 176/3.maddesine göre ölüm ve evlenme halinde yoksulluk nafakası kendiliğinden sona erer, dava açılmasına gerek yoktur. Yoksulluk nafakasının diğer sebeplerle sona ermesi gereken hallerde mahkeme kararı ile ortadan kaldırılması gerekir....
Hukuk Dairesi'nin 25/11/2021 tarihli 2021/7263 Esas, 2021/8745 sayılı kararı ile " davalı kadın lehine takdir edilen yoksulluk nafakası azdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, tedbir nafakası miktarı ve yoksulluk nafakasına hükmedilmemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir, 2- Davacı kadın 22.09.2015 tarihli cevaba cevap dilekçesinde miktar belirtmeksizin nafakaya hükmedilmesi talebinde bulunmuş, nafakanın niteliğini ve miktarını belirtmemiştir. Mahkemece kadının yoksulluk nafakası talebi olmadığı gerekçesiyle yoksulluk nafakasına hükmedilmemiştir....
Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir. Somut olayda;tarafların müşterek çocukları 06.02.1995 doğumlu ...'in eldeki davanın açıldığı 29.04.2015 tarihi itibariyle reşit olduğu da gözetildiğinde,davacı ... lehine hükmedilen nafakanın tedbir nafakası olmayıp,yardım nafakası olduğunun gözetilmemiş olması da doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından iştirak ve yoksulluk nafakası miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocukların ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 2-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı-davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır....
Aile Mahkemesi'nin 2020/433 Esas, 2021/325 Kararı ile artırımına karar verilen yoksulluk nafakası miktarı ile nafakanın kaldırılması istemi reddedilen nafakanın yıllık miktarı itibarı ile kesinlik sınırı altında kaldığından HMK'nın 346. ve 352. maddeleri gereğince davalı- karşı davacının İSTİNAF DİLEKÇESİNİN REDDİNE, 2- Davacı-karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-2 maddesi gereğince kabulü ile, aşağıdaki şekilde YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, 3- Açılan davanın KISMEN KABULÜ ile, Soma 2....
Davacı vekili dilekçesi ile; Tarafların 03.03.2009 tarihli kararla boşandıklarını, davacı müvekkili lehine aylık 200 TL yoksulluk nafakası bağlandığını; ancak, bu nafaka miktarının günün ekonomik koşullarına göre müvekkilinin ihtiyaçlarını karşılayamadığını ileri sürerek; yoksulluk nafakası miktarının artırılarak aylık 500 TL'ye çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının dul-yetim aylığı aldığını, aldığı 200 TL nafaka ile birlikte durumunun, müvekkilinden daha iyi olduğunu belirterek; haksız ve kötü niyetli açılmış olan davanın reddini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BOLVADİN ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 15/05/2014 NUMARASI : 2014/127-2014/187 Taraflar arasındaki yoksulluk nafakanın artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı dava dilekçesinde, boşanma ilamıyla lehine aylık 200,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini; nafakanın, ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını belirterek, yoksulluk nafakasının 500,00 TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde davanın reddini istemiştir. Mahkemece, yoksulluk nafakasının aylık 400,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava; yoksulluk nafakasının artırılması istemine ilişkindir....