Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, boşanmanın feri sonuçlarına ilişkin, hakim tarafından onaylanan sözleşmelerin hukuki sonuç doğurabilmesi için, anlaşmalı boşanmaya ilişkin protokol mahkemece uygun bulunsa bile, protokol hükümlerinin yerine getirilebilmesi bakımından, protokole atıf yapmakla yetinilmemesi, üzerinde anlaşılan bütün hususların ayrıca hüküm fıkrasında da gösterilmesi gerektiği (HMY 297/2), bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından istinaf isteminin HMK. 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİ gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

Aile Mahkemesi'nin 01/07/2014 tarih, 2014/434 Esas, 2014/503 Karar sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını ve bu kararın 11/07/2014 tarihinde kesinleştiğini, protokol gereği müvekkilinin davalıya her ay 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ödediğini, nafakanın ÜFE oranına göre her yıl artırıldığını ve müvekkilinin halen buna göre aylık 1.420,00 TL nafaka ödediğini, davalının gelirlerinin açlık ve yoksulluk sınırlarının üzerinde olduğunu sabit gelirinin olduğunu belirterek davalıya bağlanan yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında nafakanın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte bir değişikliğinin bulunmadığını ve günümüz koşullarında nafaka miktarının düşük kaldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulü ile, Eskişehir 2....

Davacı yan davalının dava dilekçesinde belirtilen ve aralarında eğitim-kırtasiye gibi gider kalemleride bulunacak şekilde ilgili nafakanın artırılmak suretiyle yeniden belirlenmesini talep etmektedir.Dolayısıyla bu talep sadece boşanma ilamında müşterek çocuk için miktarı belirlenen aylık 500 TL.iştirak nafakasının artırılması talebinden ibaret olmayıp bu miktar dışında da davalının üstlendiği giderler ve çocuğun tüm giderleri dikkate alınarak bir karar verilmesi,bir başka deyiş ile protokol hükümleri birleştirilerek nafakanın belirlenmesi talebini de içermektedir....

Protokol mahkemece onaylanmıştır....

-TL kadar nafaka ödeyeceğini protokolü başkasına okutması sonrasında öğrendiğini, protokol hazırlarken yargılama gideri ve davalı vekili lehine vekalet ücretini de davalı tarafından karşılayacağının belirtildiğini, ancak protokole bunun tam tersinin yazıldığını, bu durumu sonradan öğrendiğini, iradesi dışında aksi yönde protokolün hazırlandığını, davalı lehine verilen 1.000,00.-TL yoksulluk nafakasının iptal edilmesini İsmail'in velayetinin tarafına verilmesini, davalı eşinin sakatlık maaşı aldığını, davada kusurlu tarafın olduğunu, yoksulluk nafakasına hükmedilmesini kabul etmediğini, nafakanın 500,00....

Davacı sözü edilen kararda taraflar arasındaki "boşanmanın sonuçları ile ilgili anlaşma" başlıklı prokolün aynen tasdikine karar verildiğini belirterek, protokolde düzenlenen nafakanın icra yoluyla tahsilinin sağlanması için protokol içeriğinin karara geçirilmesini talep etmektedir. ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesi (... 10. Asliye Hukuk Mahkemesi mahzeni 6. Asliye Hukuk Mahkemesine devredildiğinden) dava boşanma davası olup, Aile Mahkemesinin görevine girdiğinden görevsizlik kararı ..., ... 1. Aile Mahkemeside de davacının istemi tavzih niteliğinde olduğundan mahkemenin görevsizliğine karar vermiştir. H.Y.U.Y.'nın 456. maddesi gereğince tavzih talebi hükmü veren mahkemeye yapılır. Açıklama istenen karar 13.10.2003 tarihinde kesinleştiğine göre tavzih talebinin ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesinde (10. Asliye Hukuk Mahkemesi dosyaları 6. Asliye Hukuk Mahkemesine devredildiğinden) incelenmesi gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 6....

    Aile Mahkemesinin 30/12/2008 tarihli ve 2008/746 E numaralı anlaşmalı boşanma kararı ile birlikte davalı kadın yararına protokol gözetilerek kararlaştırılan aylık 2500,00TL nafakanın, o karardaki artış oranıyla birlikte dosyanın dava tarihi itibariyle ulaştığı aylık 5026,00TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren 1026,00TL düşürülerek aylık 4000,00TL ye indirilmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.Türk Medeni Kanunu'nun 176/3.maddesinde; yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla nafakanın kaldırılacağı; 176/4.maddesinde ise, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde irad biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın artırılması yada azaltılmasına karar verilebileceği düzenlenmiştir....

      Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: YARGITAY KARARI Davalı vekili; davacı vekilinin kararın temyizinden sonra 10/03/2015 tarihli imzalı dilekçe ile taraflar arasında 24.01.2015 tarihinde taraflar arasında protokol imzalandığını ve bu protokol gereğince davacının davadan feragat etmesinin kararlaştırıldığını bildirdiğinden, taraflar arasındaki protokol hükümlerinin değerlendirilmesi ve oluşan duruma göre bir karar verilmesi için hükmün BOZULMASINA karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Davacının sosyal, ekonomik durumu araştırılmamış, tarafların nafakanın takdir edildiği zaman ile dava tarihindeki zamandaki tüm gelir ve mal varlıkları tam olarak tespit edilmemiş, varsa azalma ve artma tam ve sağlıklı olarak belirlenmemiş, nafakanın indirim şartlarının bulunup bulunmadığı tartışılmamış olup eksişk inceleme ve araştırma ile hüküm kurulmuş olup hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Mahkemece dayanak ilama konu boşanma davasında sunulan boşanma protokolünde artış hükmünün bulunduğu, bu protokolün mahkemece onaylandığı gerekçesiyle protokol kapsamında nafakanın arttırılmış miktardan talep edilebileceğinden şikayetin reddine karar verilmesi üzerine ;hüküm borçlu tarafından temyiz edilmiştir. Hukuk Genel Kurulu'nun 06.02.2013 tarih 2012/12-603 Esas, 2013/211 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere "İlamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümüdür. Diğer bir anlatımla, hükmün içeriğinin aynen infazı zorunludur." İcra Mahkemesi, ilamın hüküm fıkrasının aynen uygulanmasını denetlemekle görevli olup, gerek icra dairesi ve gerekse icra mahkemesi ilamın infaz edilecek kısmını yorum yolu ile belirleyemez....

            UYAP Entegrasyonu