-2- Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; taraflar .... Aile Mahkemesi' nin 17.07.2014 tarih ve....sayılı ilamıyla boşanmışlar, boşanma ilamı 01.10.2015 günü kesinleşmiş, boşanma ilamıyla davacı lehine aylık 350 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, eldeki artırım davası ise 12.11.2015 tarihinde açılmıştır....
Davada; evlilik birliği dışında doğan çocuk için davalı babadan aylık 600,00 TL nafaka talep edilmiş; mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek; aylık 300,00 TL nafakanın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Talep edilen nafaka niteliği itibari ile iştirak nafakası olup, mahkemece hükmedilen nafakanın kararın kesinleşmesine kadar tedbir nafakası; kararın kesinleşmesinden sonra yoksulluk nafakası olarak nitelendirilmesi doğru görülmemiş ancak bu husus sonuca etkili olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, ....80 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, ....01.2013 günü oybirliğiyle karar verildi....
İstinaf Sebepleri 1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; tedbir-iştirak ve yoksulluk nafakası miktarı ile tazminat miktarları yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur. 2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminat takdiri yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur. C....
Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; tarafların boşandıkları tarihten bu yana davalının yoksulluk nafakası ödediğini, müşterek çocuk için de iştirak nafakası ödendiğini, davacı-davalının iş göremez raporunun bulunmadığını, davacı-davalının nafaka, rahmetli babasından bağlanan maaşı, kira alacakları, gayrimenkullerin verdiği güç ile çalışmaya ihtiyacının olmadığını, bu nedenle nafakanın artırılmasının izahtan yoksun olduğunu, karşı dava durumunda ise davacı-davalının yoksulluk durumunun mevcut olmadığını, yoksulluk nafakasının kaldırılmasını, asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulune karar verilmesini dava ve talep etmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 08/05/2014 NUMARASI : 2014/95-2014/342 Taraflar arasındaki yoksulluk nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; boşanma davasında aylık 250 TL olarak hüküm altına alınmış olan yoksulluk nafakasının yetersiz kaldığını ileri sürerek; nafakanın 650 TL ye yükseltilmesini ve gelecek yıllarda nafakanın TÜFE oranında artışına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; elde ettiği gelirle ailesini geçindirmekte zorlandığını, talep edilen nafakayı ödeyecek mali gücünün bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda özetle; davacının asgari ücretle çalıştığı, kredi borcunun olduğu, davalıdan olma çocuğuna 200,00 TL, boşandığı ikinci eşinden olan çocuğuna da 200,00 TL iştirak nafakası ödediği, davalının ise 2100 TL maaş aldığı, kendisine ait evde oturduğu, bu haliyle davalının yoksulluğunun ortadan kalktığı, nafakanın ödenmeye devam edilmesi durumunda davacının yoksulluğa düşeceği ve zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayamacağı, müşterek çocuğun reşit olduğu ve eğitimi boyunca babasından yardım nafakası talep edebileceği, bu durumun yoksulluk nafakasının konusu olmadığı, reşit çocuk tarafından açılabilecek yardım nafakası davasında değerlendirilebileceği gerekçesi ile davacının davasının kabulüne, davalıya verilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasınakarar verilmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat miktarları yönünden; davalı erkek tarafından ise katılma yoluyla; kusur belirlemesi, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin tüm temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır....
Hal böyle olunca mahkemece; davalının çalıştığı işin sabit ve güvenceli bir iş olmadığı ve her an için sona erdirilebileceği de dikkate alınmak suretiyle, elde ettiği gelirin yoksulluk durumunu ortadan kaldırmayacağı ancak çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, nafakanın kaldırılması isteminin aynı zamanda nafakanın azaltılması istemini de kapsadığı ve davalının aylık düzenli olarak elde ettiği gelirin mali durumunu olumlu yönde değiştirdiği göz önünde bulundurularak, nafaka miktarında indirim yapılması hususu üzerinde durularak bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. ./.....
Davacı vekili dava dilekçesinde, yoksulluk nafakasının 150 TL’den 400 TL’ye, iştirak nafakasının 150 TL’den 500 TL’ye artırılmasını ve her yıl endekse göre artırılmasını talep etmiştir. Davalı cevabında, yeniden evlendiğini, miktarın fazla olduğunu beyan etmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile iştirak ve yoksulluk nafakalarının 150’şer TL’den 300’er TL’ye artırılmasına karar verilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir. Taraflar arasında görülen ve 25.05.2010 tarihinde kesinleşen boşanma kararında davacı kadın lehine 150 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuk lehine 150 TL iştirak nafakasına karar verildiği ve bu davanın ise 05.10.2012 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Davada, yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması talep edilmektedir. Dosya kapsamına göre davacı kadının ev hanımı olduğu, müşterek çocuğun ana okuluna gittiği, davalının ise infaz koruma memuru olup, 2.200 TL maaş aldığı, evlendiği ve çocuğu olduğu tespit edilmiştir....
Bu durumda davacı kadının yoksulluk nafakası (TMK m.175) talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 14.03.2018(Çrş.) KARŞI OY YAZISI Davalı erkeğin çalışmasına engel teşkil etmeyecek şeker hastalığının olduğu, süt satarak geçimini temin etmeye çalıştığı ve tapusuz bir evinin olduğu anlaşılmakla, TMK m. 175. gereğince davacı kadına yoksulluk nafakası ödemekle yükümlü olduğu ancak takdir edilen nafakanın fazla olması sebebiyle hükmün bu nedenle bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun bozma görüşüne iştirak edilmemiştir....