Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından; kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı kadın ve müşterek çocuk yararına hükmolunan nafakanın dava tarihinden kararın kesinleştiği tarihe kadar tedbir, kararın kesinleştiği tarihten itibaren davacı eş işin yoksulluk, müşterek çocuk için iştirak nafakası olduğunun anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden...

    Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası.oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; davacının vefat eden babasından 900,00 TL ölüm aylığı aldığı, 550,00 TL kira ödediği, davalının ise .çalıştığı, 2.815,72 TL maaş ve değişen miktarda ikramiye aldığı, yeniden evlendiği, iki çocuğu daha bulunduğu, kendi evinde ikamet ettiği, anlaşılmaktadır. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, ekonomik göstergelerdeki değişiklikler ve .artış oranları dikkate alındığında davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarı fazla olup, doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

      Aile Mahkemesinin 14/02/2014 tarih, 2013/760 Esas, 2014/816 Karar sayılı kararı ile boşandıkları, kararın kesinleştiği, davacı yararına aylık 500 TL yoksulluk nafakası bağlandığı, aradan geçen zamanda tarafların sosyal ekonomik durumları, paranın alım gücünde davacı aleyhine meydana gelen değişiklik nedeniyle dengenin yeniden sağlanabilmesi nedeniyle mahkemece davacı yararına hükmedilen aylık 500 TL yoksulluk nafakasının aylık 2.200 TL'ye çıkarılarak, nafakanın her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında arttırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince nafaka takdirinde sağlanan denge TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranı oranında artırılarak sağlanmaya çalışılmış ise de; nafaka yükümlüsünün memur olduğu, ek işten elde ettiği gelirin net olarak tespit edilemediği, nafaka yükümlüsünün maaş gelirinin ÜFE oranında artmadığı gözetildiğinde, davacı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının miktarı çoktur....

      -TL yoksulluk nafakası ödemesine karar verildiğini, işbu nafakanın kaldırılması için İzmir 13.Aile Mahkemesinde açılan davanın yapılan yargılama sonucunda İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18.Hukuk Dairesinin 2019/118 Esas-2019/622 Karar sayılı, 21/05/2019 tarihli kararı ile aylık 1.000.-TL indirim yapılarak, 2.000....

      Buna göre, eldeki nafakanın artırılması davasının 21/03/2019 tarihinde açıldığı, henüz yoksulluk nafakası başlamadan önce bu nafakanın artırılması talebinde bulunulamayacağı, bağımsız tedbir nafakası davasında verilen kararın da kesinleştirilmediği, boşanma davasında kadın lehine tedbir nafakasına yeniden hükmedilmemesi (önceki nafakadan daha fazla miktar talep edildiği halde) ve hükmedilen yoksulluk nafakası miktarı yönünden kadın vekilinin istinaf başvurusu bulunmadığı dikkate alındığında, istinaf-temyiz yoluyla ileri sürülmesi gereken nafaka miktarına yönelik itirazların ayrı bir dava ile nafaka artırım yoluyla talep edilmesi mümkün olmadığından mahkemenin nafakanın artırılması talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir....

        Bu itibarla uygun miktarda iştirak nafakalarına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 4-Yoksulluk nafakası yönünden de mahkemece bozma öncesi verilen hükümle davacı kadın yararına aylık 600,00TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, Dairemizce tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre nafakanın az olduğu, Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur. Bozma sonrası davacı kadın lehine aylık 800,00TL olarak hükmedilen yoksulluk nafakası miktarı da bozmadan beklenen amacı karşılamaktan uzak olup, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre yine azdır. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

          Bu doğrultuda yerleşen Yargıtay uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....

          Açıklanan nedenlerle mahkemece verilen istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararın kaldırılarak davalının gerekçeli karara yönelik istinaf isteminin esastan incelenmesi gerekmiştir. 2- Davalılar vekilinin gerekçeli karara yönelik istinaf isteminin incelenmesinde; Davacı, kademeli (terditli) olarak dava açmış, öncelikle davalı kadına bağlanan yoksulluk nafakası ile müşterek çocuğa bağlanan yardım nafakasının kaldırılmasına, bu talebi kabul edilmediği takdirde ise her iki nafakanın azaltılmasına karar verilmesini istemiştir. Davacının nafakanın kaldırılması talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş ise de terditli taleplerinden olan nafakanın azaltılması talebi kabul edilmiştir. Davacının terditli taleplerinden olan nafakanın azıltılması talebi kabul edildiğinden diğer terditli talebi yönünden davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasında bir yanlışlık bulunmadığı anlaşılmaktadır....

          Açıklanan nedenlerle mahkemece verilen istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararın kaldırılarak davalının gerekçeli karara yönelik istinaf isteminin esastan incelenmesi gerekmiştir. 2- Davalılar vekilinin gerekçeli karara yönelik istinaf isteminin incelenmesinde; Davacı, kademeli (terditli) olarak dava açmış, öncelikle davalı kadına bağlanan yoksulluk nafakası ile müşterek çocuğa bağlanan yardım nafakasının kaldırılmasına, bu talebi kabul edilmediği takdirde ise her iki nafakanın azaltılmasına karar verilmesini istemiştir. Davacının nafakanın kaldırılması talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş ise de terditli taleplerinden olan nafakanın azaltılması talebi kabul edilmiştir. Davacının terditli taleplerinden olan nafakanın azıltılması talebi kabul edildiğinden diğer terditli talebi yönünden davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasında bir yanlışlık bulunmadığı anlaşılmaktadır....

          Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmediği gibi asgari ücretin üzerinde gelire sahip olunması da yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmemiştir. (...07.10.1998 gün, 1998/2–656 E, 1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2–1158–1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2–397–339 sayılı kararları).Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır. ./.. -2- Somut olayda; tarafların boşandıkları, boşanma ilamı ile davalı yararına 200 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, 16.02.2015 tarihinde açılan nafaka artırım davası ile yoksulluk nafakasının 350 TL'ye yükseltildiği sabittir....

            UYAP Entegrasyonu