Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava; iştirak ve yoksulluk nafakası istemine ilişkindir. 1-Davacıya ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; TMK'nın 175.maddesine göre; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla, geçimi için diğer taraftan, mali gücü oranında, süresiz olarak nafaka isteyebilir. Bu bağlamda, yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için, boşanma hükmünün kesinleşmesi ve nafaka talep eden eşin, boşanmaya neden olan olaylarda, diğer eşe nazaran daha ağır kusurlu bulunmaması gerekir. Eşit kusur halinde, yoksulluk nafakasının diğer koşulları oluşmuş ise yoksulluk nafakası talep edilebilir. Boşanmaya neden olan olaylarda, tamamen veya daha fazla kusurlu olan eş, yoksulluk nafakası talep edemez. Yoksulluk nafakası boşanma davası içinde ve onun devamı sırasında boşanma ile ilgili hüküm kesinleşinceye kadar istenebileceği gibi boşanma davası sonuçlandıktan sonra harcı verilerek açılmış ayrı bir dava ile de istenebilir....

    Ancak, her ne kadar davacı kadının yoksulluk nafakası talebi reddedilmiş ise de; kadının emekli olduğu, düzenli ve sabit geliri bulunduğu ancak davacı kadının elde ettiği gelir onu yoksulluktan kurtarmayacağı, boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmadığı, davacı kadın yararına TMK’nun 175.maddesi koşullarının oluştuğu anlaşılmakla davacı lehine yoksulluk nafakasına hükmetmek gerekmiş, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının zorunlu ihtiyaçları, tarafların yaşları, evliliğin süresi ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirilerek kadın lehine aylık 750 TL yoksulluk nafakası ödenmesine karar verilmiştir. Sonuç olarak, davacı kadının yoksulluk nafakasının reddi yönünden istinaf talebinin kabulüne, davalı erkeğin tüm istinaf taleplerinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

    Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, kusur durumuna, günün ekonomik koşullarına göre kadın lehine yoksulluk nafakası verilmesinin yerinde olduğu, hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğu anlaşılmakla, kadın yararına aylık 2.000,00TL yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında arttırılmasına karar verilmiş olup kadın vekili istinaf talebinin kabulüne karar verilmiştir....

    Sınıf öğrencisi olduğunu, iki yıl yurt dışında yaşadığı için yaşıtlarına göre geri olduğunu, davalı babasından 125 TL nafaka aldığını ve başka geliri olmadığını ancak nafakayla geçinemediğini, mağdur olduğunu ve nafakanın 500 TL'ye artırılmasını talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile de talebinin yardım nafakası olduğunu belirtmiştir. Davalı vekili, davacının 18 yaşını doldurmasına rağmen nafakanın artırılmasını talep ettiği, iştirak nafakası artırım talebinin mümkün olmadığından davanın usulden reddini gerektiği, Yargıtay kararlarına göre lüks harcamalara harcayan tarafın katlanması gerektiği, davacının özel okula gitmesinin zorunlu olmadığı, mahkemenin aksi kanaate olması halinde hakkaniyete uygun bir nafakanın takdir edilmesini talep etmiştir....

      Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili, tedbir ve iştirak nafakası, tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönlerinden, davalı erkek vekili, davanın kabülü, boşanma hükmü, kusur belirlemesi, ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası, davacı lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat ve miktarları yönlerinden temyiz isteminde bulunmuştur. 2....

        Davacı vekili dilekçesinde; tarafların 2009 yılında boşandıklarını, boşanma sırasında müşterek çocukların her biri için 100’er TL olmak üzere 200 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, nafakanın günün ekonomik koşulları ve çocukların ihtiyaçlarının artması sebebiyle yetersiz kaldığını belirterek, iştirak nafakasının her bir çocuk için 300 TL’ye çıkartılması ve müvekkili yararına aylık 500 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı cevabında, emekli maaşı ile geçindiğini, nafaka ödeyemeyeceğini belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; iştirak nafakasının artırılması talebinin kısmen kabulü ile yoksulluk nafakası bağlanması talebinin ise boşanma dosyasında davacının yoksulluk nafakası talebinden vazgeçtiği gerekçe gösterilerek, reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili ve davalı temyiz etmektedir....

          Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı- davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar ve hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden, davalı-davacı kadın yönünden ise kusur belirlemesi, hükmedilen nafakanın miktarı ve toplu olarak hükmedilmesi ve hükmedilen tazminatların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı-davalı erkeğin tüm, davalı-davacı kadının ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı-davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası azdır....

            Mahkemece müşterek çocuk için reddilen nafakanın yıllık (fark) miktarı 400x12=4.800,00 TL olup karar tarihi itibariyle istinaf kesinlik sınırı 5.390,00 TL'yi aşmadığından müşterek çocuk için reddedilen iştirak nafakası yönünden kararın kesin olması nedeniyle davacı-k.davalının istinaf dilekçesinin HMK'nın 341/2. ve 346. maddeleri gereğince reddi gerektiği, Boşanma kararının kesinleşmesinin üzerinden çok uzun zaman geçmemiş olması, tarafların mevcut maddi durumunda önemli bir değişiklik olmaması, tarafların sosyal ekonomik durumları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında davacı-k. davalı kadının yoksulluk nafakasının arttırılması talebinin reddi kararının yerinde olduğu, Anlaşılmakla; davacı-k.davalının istinaf dilekçesinin iştirak nafakası yönünden kesin karara yönelik olması sebebi ile reddine, yoksulluk nafakası yönünden istinaf başvurusunun ise HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereği esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen yoksulluk nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde, 450 TL olan yoksulluk nafakasının 1250 TL'ye çıkarılmasını talep etmiştir.Mahkemece, yoksulluk nafakasının 650 TL'ye çıkarılmasına ve bu nafakanın, hükmün kesinleşmesini takip eden yıllarda kesinleşme tarihi itibari ile her yıl TÜİK'in yayınladığı ÜFE artış oranında artırılmasına karar verilmiştir.Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından yoksulluk nafakası miktarı ile reddedilen manevi tazminat ve ziynet alacağı talebi yönünden; davalı erkek tarafından ise, kusur belirlemesi ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır....

                UYAP Entegrasyonu