Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının küçük Beril ile görüşme girişimi olmadığını, davacının küçüğün hiçbir ihtiyacı ile ilgilenmediğini, kendisinin ısrarlarına rağmen davacının kendi evlerine gelmediğini, yeni evlendiği erkeği Beril'in çok sevdiğini ve baba diye hitap etmeye başladığını, Beril'in babasının öldüğünü henüz bilmediğini, davacının oğlu ölmeden önce oğlu ile küs olduklarını, mahkememizin 05/08/2019 tarihli tedbiren verilen şahsi ilişki kararından rücu edilmesini, dosyanın Ankara Aile Mahkemelerine gönderilmesini, davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile, çocuk T5 ile T1 arasında şahsi ilişki tesisine telefonla şahsi ilişki kurulmasına ilişkin talebin reddine, davacı vekilinin tedbiren kişisel ilişki talebinin reddine, karar verilmiştir....
Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden küçükler ile davacılar arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması doğru bulunmadığı..." (Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2018/2720 Esas, 20218/6687 Karar sayılı 24/05/2018 tarihli kararı) Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden kişisel ilişki konusunda uzman raporları, küçüğün beyanları ile bu ilkeler dikkate alındığında, mahkemece kurulan kişisel ilişki süresi fazla olduğu gibi, yukarıda alıntılanan Yargıtay kararında belirtildiği üzere kademeli şekilde kişisel ilişki düzenlemesi de usul ve yasaya aykırı olmuştur....
Birleşen davacının, kişisel ilişki kurulması istenen çocukların annesi olan davalı kızı ile iletişim problemleri yaşadığı, aralarında sorunlar bulunduğu, çocukların babasının vefat ettiği ve davalı annenin çocuklar ile anneanne arasında kişisel ilişki kurulmasına izin vermediğinin anlaşılmasına göre, olağanüstü hâlin mevcut olduğunun kabul edilmesi gerekir. Birleşen davacı küçüklerin büyük annesi olup, torunlarını sevme ve onlarla kişisel ilişki kurulmasını isteme en doğal hakkıdır. Anne ile birleşen davacı arasında anlaşmazlık bulunması, birleşen davacının torunları ile kişisel ilişki kurmasına engel teşkil etmemelidir. Babasını kaybetmekle zor zamanlar geçirmiş olan çocukların, büyük aile bireyleri ile iletişim kurması çocukların yararına olacaktır. Dosya kapsamında bulunan sosyal inceleme raporu da bu durumu teyit etmektedir. O halde birleşen davacı ile torunları arasında kişisel ilişki kurulmasında ve belirlenen kişisel ilişki süresinde bir isabetsizlik yoktur....
Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Velayeti davacı anneye bırakılan müşterek çocuk ile davalı baba arasında kurulan kişisel ilişki babalık duygusunun tatminini sağlamaktan uzak olduğu gibi, yarı yıl tatilinde kurulan kişisel ilişkide başlayış ve bitiş saatlerinin gösterilmemesi de infazda tereddüt yaratacak niteliktedir....
Taraflar hükme karşı kişisel ilişki yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuş ve bölge adliye mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince velâyeti anneye verilen ortak çocuk ile baba arasında “Her ayın 2. ve 4. hafta sonları Cumartesi günü saat 10.00'dan saat 17.00'e kadar, dini bayramların 2.günü saat 10.00'dan saat 17.00'e kadar, her yıl 1 Temmuz saat 10.00’dan 15 Temmuz saat 17.00’e kadar” şeklinde kişisel ilişki düzenlenmiştir. Anne ve babasından veya bunlardan birinden ayrılan çocuğun ana veya babasıyla düzenli kişisel ilişki kurması ve sürdürmesi, çocuk için bir hak olduğu gibi, ana veya baba için de bir haktır. Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında analık veya babalık duygularını tatmin de önemlidir. Çocukla baba arasında tesis edilen kişisel ilişki süresi, babalık duygularını tatmine elverişli olmadığı gibi, çocuğun da baba sevgi ve şefkatini tatmasına da yeterli değildir....
Gerçekleşen bu durum karşısında eksikliğine işaret edilen hususlar araştırılmadan, tarafların aynı yerleşim biriminde oturmaları ve çocuğun yaşı da dikkate alınarak davalı anne ile çocuk arasında yatılı olmayacak şekilde kişisel ilişki kurulmasının nedenleri ortaya konulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde kişisel ilişki kurulmuş olması...." doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılamada ise bozma gereklerinin yerine getirilmediği anlaşılmıştır. Çocuğa, davalı anne ile kişisel ilişki kurulması ile ilgili tercihi mahkemece sorulmuş, ancak mahkeme nezdindeki aile mahkemesi uzman veya uzmanlardan rapor alınmamıştır. Kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talep edilen ortak çocuk idrak çağındadır....
dini bayramların 2. günü saat: 12:00 ile 3. günü akşam saat 18:00'e kadar ve her yıl 1 Ağustos sabah saat 10:00'dan 15 Ağustos akşamı saat 18:00 tarihleri arasında yatılı kişisel ilişki tesisine" şeklinde kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir....
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;tarafların boşandığını, kararın kesinleştiğini, boşanma ilamı ile ortak çocuğun velâyetinin davalıya verildiğini,davacı açısından çocuk ile kişisel ilişki kurulması kararı verildiğini, davalının davacının çocukla kişisel ilişki kurmasını kaldırmak için mahkemeye başvurduğunu, İstanbul Anadolu 13. Aile Mahkemesinin ilamı ile çocukla kişisel ilişki kurma hakkının kaldırıldığını, kişisel ilişkinin yeniden düzenlendiğini, düzenlenen yeni kişisel ilişki davacının çalışma saatleri nedeni ile gerçekleşemediğini belirterek yeniden çocuk ile baba arasında kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....
arasında boşanma kararı ile hem tedbiren hem de kesinleşmeden sonraya yönelik yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulmuş olup gerek davacılar gerek baba ve çocuğun aynı ilde yaşadıkları, babanın kişisel ilişki günlerinde çocuğun babaanne ve dede olan davacılar ile görüşmelerine engel bir durum bulunmadığı, davacıların babaya tanınan süre içinde torunlarıyla görüşme imkanlarının bulunduğu, davalı ile dava dışı baba arasındaki husumetin (öldürmeye teşebbüs olayı) davacılar yönünden olağanüstü hal oluşturmayacağı, kaldı ki baba ile kişisel ilişkinin sınırlandırılması sebebi ile davacılar lehine kişisel ilişki kurulması düşünülse dahi mevcutta babanın kişisel ilişki kurmasının sınırlandırmasının 6284 sayılı Yasa kapsamında geçici olarak uygulandığı, geçici kişisel ilişki sınırlandırmasının da ayrıca davacılar ile torun arasında kişisel ilişki hakkı tanınmasını gerektirecek olağanüstü bir durum olarak kabul edilemeyeceği, küçüğün yaşı da dikkate alınarak hem baba hem de davacılar ile kişisel...
Temyiz Sebepleri Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek kişisel ilişki yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesis edilmesinin ve kişisel ilişki süresinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı, kişisel ilişki kurulmamasını gerektiren bir olgunun ispat edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 323 üncü ve 324 üncü maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3üncü maddesi, 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası, 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi'nin 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri. Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 4 üncü maddesi. 3....