Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Bu bakımdan, babalık duygularını tatmine elverişli, çocuğun da baba sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli, yatılı olacak şekilde daha uygun süreyle kişisel ilişki tesisi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Ne var ki, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün kişisel ilişkiye yönelik bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMK m. 370/2) ....

    Çocuk ile annesi arasında yeterli kişisel ilişki kurulamadığı taktirde güven duygusunun oluşamayacağı açıktır. Çocukla anne arasında tesis edilen kişisel ilişki süresi, annelik duygularını tatmine elverişli olmadığı gibi, çocuğun da anne ... ve şefkatini tatmasına da yeterli değildir. Bu sebeple çocuk ile anne arasında iki haftada bir yatılı olacak şekilde yeniden kişisel ilişki düzenlenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMK m. 370/2). SONUÇ: Yukarıda 2-b. bentte gösterilen sebeple, bölge adliye mahkemesi kararının hüküm fıkrasının kişisel ilişkiyi düzenleyen 1-c bendinin hükümden tamamen çıkarılmasına; yerine “Davacı tarafın, müşterek çocuk ile arasında kişisel ilişki düzenlenmesi talebinin kabulü ile; Birecik 2....

      Mahkemece davacıların yaşadığı Mersin’de düzenlenen sosyal inceleme raporunda, davacıların kişisel ilişki konusunda istekli oldukları ancak kişisel ilişki kurulduğu takdirde bu ilişkinin çocuğun ikametinin bulunduğu Malatya’da kurulmasının gerektiği belirtilmiş, çocuğun yaşadığı yer olan Malatya’da düzenlenen sosyal inceleme raporunda ise; çocuğun babaannesiyle ve dedesiyle görüşmek istemediği, yaşadığı korku ve kaygı nedeniyle yaşam kalitesinin düştüğü, kaçırılmaktan korktuğu için okula dahi gitmek istemediği, uyku düzeninin bozulduğu, akademik başarısının düştüğü, günlük yaşamsal rutinlerini aksatacak düzeyde korku ve kaygı yaşadığı göz önünde bulundurulduğunda çocuğun ruh sağlığını korumak amacıyla çocuğun da beyanları neticesinde davacılarla kişisel ilişki kurmamasının uygun olacağı yönünde görüş beyan edildiği anlaşılmıştır. Çocukla kişisel ilişki kurulmasında asıl olan çocuğun üstün yararıdır....

        kurulmasının bu sebeple hatalı olduğunu, kişisel ilişki süresinin yetersiz olduğunu belirterek temyiz itirazında bulunmuştur....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çocuğun babasının vefat etmiş olması nedeniyle çocuk ile davacılar arasında kişisel ilişki tesisi için gerekli olağanüstü koşulun oluştuğu, taraflar arasında yaşanan olayların çocuğun davacılarla kişisel ilişki kurmasına engel teşkil etmeyeceği, uzman raporlarında kişisel ilişkinin çocuğun yüksek yararına uygun olduğunun belirtildiği, çocuğun davacılar ile akrabalık bağının oluşabilmesi, sağlıklı ve düzenli bir ilişki kurabilmesi amacıyla, yaşı ve psiko-sosyal gelişimine yönelik ihtiyaçları gözetilmek suretiyle, yatılı olmayacak şekilde kişisel ilişki kurulmasına karar vermek gerektiği gerekçesiyle; davanın kabulü ile davacılar ile çocuk arasında her ayın birinci hafta sonu cumartesi günleri saat 12.00'den 18.00'e kadar, dini bayramların ikinci günü saat 12.00'den 18.00'e kadar, ilk üç görüşmede uzman eşliğinde, sonraki görüşmelerde ise uzman eşliği olmaksızın kişisel ilişki tesisine...

            Ceza Daireleri Mahkemesi :Sulh Ceza Günü : 01.05.2007 Sayısı : 484-327 Sanıklar hakkında Üsküdar C.Başsavcılığının 26.02.2007 gün ve 1396-650 sayılı iddianamesi ile reşit olmayanla cinsel ilişki ve kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçlarından açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, Üsküdar 1. Sulh Ceza Mahkemesince 01.05.2007 gün ve 484-327 sayı ile; Sanık ...'un, reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan TCK'nun 104/1 ve 43/1. maddeleri gereğince 3 yıl 6 ay hapis, Sanık ...'in, reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan TCK'nun104/1. maddesi gereğince 2 yıl hapis, Sanık ...'un, reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan TCK'nun104/1. maddesi gereğince 2 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmalarına, ayrıca sanık ... hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan da TCK'nun 191/2. maddesi uyarınca tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilmiştir....

              sağlanması şeklinde'' kişisel ilişki düzenlenmesine ve her iki taraf lehine maktu vekalet ücretine karar verilmiştir....

                Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı dede ile torunu ... (2015) arasında ilk derece mahkemesince "Her ayın birinci ve üçüncü hafta sonları pazar günü sabah saat 10:00'dan akşam saat I7:00'ye kadar, dini bayramların ikinci günü sabah saat 10:00'dan akşam saat I7:00'ye kadar şahsi ilişki kurulmasına" karar verilmiş verilen karar taraflarca istinaf edilmekle bölge adliye mahkemesince tarafların itirazı esastan reddedilmiştir. Verilen karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Verilen kararda belirlenen kişisel ilişki süreleri, dede ve torun arasındaki sevginin ve iletişimin kurulmasına yeterli değildir....

                  Günü saat 10:00 ile 3. günü 17:00 arasında sömestr tatilinin ilk Pazar günü saat 10:00 ile takip eden Pazar günü saat 17:00 arasında, yaz tatilinde 1 Temmuz saat 10:00 ile 15 Temmuz saat 17:00 arasında ve yine yaz tatilinde 1 Ağustos saat 10:00 ile 15 Ağustos saat 17:00 arasında yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulmuştur. Değişen koşullar, çocuğun yaşı ve eğitim durumu gözetilerek kişisel ilişki düzenlemesi ileriki yıllarda her zaman yeniden istenebileceğinden ortak çocuk .... ile baba arasında kademeli bir şekilde ileriki yıllardaki ilişkinin ne şekilde gerçekleştirileceğinin belirlenmesi doğru olmamıştır. Ayrıca davalı baba ile çocuk arasında her hafta kurulan kişisel ilişki anneyi tüm hafta sonları eve bağımlı hale getirecek ve velayet görevini gereği gibi yerine getirmesine engel olacaktır....

                    Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Velayet hakkı kendisine verilmeyen eş ile müşterek çocuk arasında kişisel ilişki tesis edilirken, kişisel ilişkinin infazda tereddüt yaratmayacak şekilde düzenlenmesi gerekir. Davacı-karşı davalı ile müşterek çocuk arasında yarıyıl ve yaz tatillerinde kurulan kişisel ilişkinin başlangıç ve bitiş tarihleri ile saatleri hükümde gösterilmediği gibi, "aynı şehirde oturmaları hali" ve "farklı şehirde oturmaları hali" için ayrı ayrı kişisel ilişki düzenlenmesine gidilmiş ve farklı şehirde yaşamaları halinde de davacı-karşı davalı babanın istediği zaman müşterek çocukla kişisel ilişki kurmasına karar verilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu