Tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, günün ekonomik koşulları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları ile özellikle nafaka yükümlüsünün gelir durumu, iştirak nafakasına her yıl ÜFE oranında uygulanan artışlar sonucu güncel nafaka miktarı birlikte değerlendirildiğinde; iştirak nafakasının artırılması koşullarının oluşmadığı, ilk derece mahkemesince verilen kararın isabetli olduğu anlaşılmış olup, davacının istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur" (TMK. 330/1). İştirak nafakası takdir edilirken, çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, nafaka yükümlüsünün ve velayet kendisine bırakılan tarafın mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir karar verilmelidir. Dosyadaki belgelerden ortak çocuk ....'in 2004 yılında doğduğu, davacı annenin ev hanımı olduğu, evlendiği, yeni evliliğinden 2009 yılında bir çocuğu daha olduğu; davalı babanın ise, özel şirkette çalıştığı, 1.252.68 TL aylık ücret aldığı, yeniden evlendiği anlaşılmaktadır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının nafaka artırım talebinin kabul edilebilir olmadığını, iddiaların yersiz olduğunu, tarafların her ikisinin de çocuğa karşı nafaka yükümlüsü olduğunu, nafaka dışında da kızı aracılığıyla davalının oğluna para gönderdiğini ve ihtiyacını karşıladığını, kızı Nihal'in dinlenmesi halinde bu durumun ortaya çıkacağını belirterek, nafaka artırım taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "Davanın kabulü ile ; Vize Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/30 Esas 2013/47 Karar sayılı kesinleşme tarihli ilamı ile tarafların müşterek çocuk Muhammet Sefa Kılınç yararına hükmolunan aylık 150,00 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 350,00 TL artırımı ile aylık 500,00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak müşterek çocuğun bakım ve ihtiyaçlarına harcanmak üzere davacıya verilmesine" karar verilmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 16/12/2014 NUMARASI : 2013/719-2014/578 Taraflar arasındaki iştirak nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davada, müşterek çocuk B. C. lehine daha önce hükmedilen 125 TL iştirak nafakasının 200 TL'ye,Nazlıcan lehine daha önce hükmedilen 75TL iştirak nafakasının 150TL'ye yükseltilmesi talep edilmiş,mahkemece, iştirak nafakalarının dava tarihinden itibaren 25'er TL yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK.nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2014 tarihinden itibaren 1.890 TL. ye çıkarılmıştır....
Nafaka alacaklısı (davacılar) isterse kendi yerleşim yeri mahkemesinde dava aça-bilecekler, isterlerse davalının ikametgahı mahkemesinde (HUMK 9. madde gereğince) dava açabileceklerdir. Mahkemece, boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında (yoksulluk veya iştirak) "davalının yerleşim yeri" mahkemesinin yetkili olduğu (TMK'nın 175. maddesi) belirtilmiş ise de; yukarıda da açıklandığı gibi olayımızla ilgili yetki kuralı TMK'nın 177. maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre de; "nafaka alacaklısının (davacının) yerleşim yeri" mahkemesi yetkili mahkemedir. Öte yandan bu yetki kesin yetki olmayıp, kanunun gerekçesinde de açıklandığı üzere genel yetki düzenlemesidir. Nafaka alacaklısına yukarıda belirtildiği gibi seçimlik hak tanır. Bu nedenle davalı tarafın yetki itirazı bulunmadığı takdirde mahkemece re'sen de incelenemez. Davacılar (nafaka alacaklıları) işbu davayı kendi yerleşim yerleri olan K.....
Mahkemece; davalının 585 TL nafaka ile 26 TL tahsil harcı ile toplamda 611 TL nafaka ödediği,tarafların gelirlerindeki artışın nafakanın artış oranı ile paralel olduğu,davalının ekonomik durumunda daha önceki artırım dışında ayrıca artırım yapılmasını gerektirir nitelikte önemli bir değişiklik olduğunun saptanamadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava;iştirak nafakası artırım istemine ilişkindir. TMK.nun 182. maddesine göre; boşanma kararı ile velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. TMK.nun 330.maddesindeki düzenleme, nafaka miktarının çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçlerine göre belirlenir, şeklindedir. TMK'nun 331.maddesi uyarınca da; durumun değişmesi halinde hakim nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırabilir....
İştirak nafakası; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları ile genel ihtiyaçlar ve ana-babanın mali durumuna göre takdir edilir. Ayrıca nafakanın takdirinde birlik devam ederken çocuğun alıştığı yaşama şekli ve gelirleri de dikkate alınır. Hâkim, nafaka takdirinde; tarafların ekonomik durumlarındaki değişikliği araştırıp, gelirleri arasındaki bir oranlama yaparak, önceki nafaka takdirinde taraflar arasında sağlanan dengeyi koruyacak bir karar vermelidir. TMK. mad. 176/4 hükmüne göre ''Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir." Aynı şekilde 331.madde uyarınca; "durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır." Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemelere göre, iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu gerektirmesi gerekmektedir....
Davalı cevap dilekçesinde; boşanma ilamının nafaka ve tazminata ilişkin kısmının davacı tarafından temyiz edildiğini ve dava tarihi itibariyle kararın henüz kesinleşmediğini savunarak,davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, yoksulluk nafakasının aylık 225,00 TL'ye, iştirak nafakalarının her bir çocuk için ayrı ayrı aylık 275,00 er TL'ye çıkartılmasına karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava; yoksulluk ve iştirak nafakalarının artırılması istemine ilişkindir. Somut olayda dosyadaki bilgi ve belgelerden; tarafların 09.01.2014 tarihli ilamla boşandıkları, müşterek üç çocuğun velayetinin anneye verildiği, davacı kadının boşanma kararını, nafaka ve tazminat miktarları yönünden temyiz ettiği, kararın 2....
Kanuna göre çocuğa fiilen bakan ana veya babanın, diğerinden çocuk için nafaka istemesi mümkündür (TMK. m.329/1). Bu sebeple ortak çocuk için “dava tarihinden geçerli" olacak şekilde davacı anne yararına nafakaya hükmedilmesinde bir yanlışlık bulunmadığı anlaşılmakla, davacının iştirak nafakasına ilişkin karar düzeltme isteği yerinde görüldüğünden kabulüne, Dairemizin söz konusu ilamının 2. bendinin nafaka yönünden kaldırılmasına, mahkemece ortak çocuk 22.02.1999 doğumlu Burak lehine verilen nafakanın tedbir nafakası niteliğinde olduğunun ve dava tarihinden ergin olduğu 22.02.2017 tarihine kadar geçerli olacağının tabi bulunmasına göre hükmün ortak çocuk yararına verilen nafaka yönünden de onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Diğer taraftan iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir....