Davalı cevap dilekçesinde, nafaka artırım davası üzerinden henüz 2 yıl geçtiğini, şu an aldığı maaşının 1.931 TL olduğunu, başka geliri olmadığını, kirada oturduğunu, talep edilen nafaka miktarının fahiş olduğunu belirterek, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile aylık 150 TL olan iştirak nafakasının 500 TL'ye çıkarılmasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katkıda bulunması gerekir. Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin ana-baba tarafından müşterek karşılanması da ilke olarak kabul edilmiştir (TMK. 327 md.). Bu nedenledir ki, iştirak nafakasının çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşullarındaki paranın alım gücü ile genel ihtiyaçlarına uygun olarak ana-babanın mali durumları da gözetilerek takdiri gerekir. ......
Aile Mahkemesi'nin 2011/1 Esas- 2011/5 Karar sayılı ilamı ile belirlenen 100'er TL iştirak nafakasının 150'şer TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 327/1. maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 328/1. maddesi hükmü gereğince ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.( TMK. nun 329/1. maddesi ) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur. ( TMK. nun 330/1. maddesi ) TMK.'nun 331. maddesine göre; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler. Somut olayda; tarafların Kayseri 2....
Tüm dosya kapsamı nazara alındığından ilk derece mahkemesinin " Müşterek çocuklar T1 ve Merve Gamze Kayabaş'a iştirak nafakasının tayin olunduğu 2015 yılından bu yana dört yaş büyümüş, infak/iaşe/eğitim giderleri artmıştır. Keza davacının katkı yükümlülüğü devam etmektedir. Nafaka meblağı,davacının belirlenen ekonomik durumu ile orantılıdır. Bu nedenle iştirak nafakasının azaltılması isteminin reddine " karar vermek gerekmiştir. şeklindeki karar ve gerekçesinin dosya kapsamı ile uyumlu olduğu kanaatine varıldığından davacının istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Davacının aylık 200,00 TL olarak belirlenen artış oranı ile 266,20 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği, mahkemece yoksulluk nafakasının kaldırılmasına hükmedildiği, davanın kabul edilerek kaldırılmasına karar verilen yoksulluk nafakası yönünden nafaka değerinin yıllık (fiilen ödenen) 3.194,40 TL olduğu anlaşılmıştır....
Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir. İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun karar verilmelidir. Dosya içeriğinden; tarafların 27/10/2014 tarihinde kesinleşen karar ile boşandıkları, müşterek çocuk Egehan yararına aylık 300,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, davacı ve davalının birbiri ile uyumlu beyanlarına göre dava tarihi itibariyle müşterek çocuk Egehan yararına davalı babanın aylık 425,00 TL nafaka ödediği anlaşılmaktadır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükmedilen nafaka miktarlarının çok yüksek olduğunu, karşılayamayacağını, öncelikle davanın reddine, aksi kanaatte ise hakkaniyet ilkesi gözetilerek uygun bir nafaka miktarına hükmedilmesi gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. GEREKÇE : Dava; iştirak ve yoksulluk nafakasının arttırılması isteğine ilişkindir. Yoksulluk ve iştirak nafakaları aidiyetleri, nitelikleri itibariyle ayrı nafakalar olup, bu nedenle davacı eş ve çocuklar ihtiyari dava ortağıdır. Her nafaka ayrı ayrı değerlendirilir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2011/22147 Esas, 2012/4699 Karar ve 27.02.2012 tarihli kararı- Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2012/4119 Esas, 2012/7991 Karar ve 26/03/2012 tarihli kararı) Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka( farkı) miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır....
(YHGK 11.4.2007, E. 2007/12-179, K. 2007/198), (YHGK 19.1.1974; YHGK 1.5.1991) Somut olayda, davacı dava dilekçesinde; müşterek çocuk Batu Toprak için iştirak nafakası talep etmiş, mahkemece hükmün 2 numaralı bendinde müşterek çocuk Batu Toprak için dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan tahsiline şeklinde karar verilmiştir. Mahkemece, müşterek çocuk için talep edilen nafaka yoksulluk nafakası olarak isimlendirilmiştir. Eldeki davada müşterek çocuk için talep edilen nafaka, dava dilekçesinin içeriğine göre, iştirak nafakası mahiyetindedir. Mahkemece nafaka türünün yanlış nitelendirmesi talebin esasını değiştirmez. O halde, mahkemece; müşterek çocuk Batu için takdir edilen nafakanın iştirak nafakası olarak nitelendirilmesi gerekirken, yoksulluk nafakası olarak nitelendirilmesi ve yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru görülmemiştir....
Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir. ./.. Nafakanın takdirinde, nafaka yükümlüsü (babanın) hayat koşulları ve ödeme gücünün de dikkate alınması zorunluluğu var ise de; davalının gelir seviyesinin düşüklüğü nafakanın artırılması gerekliliğini büsbütün ortadan kaldırmaz. Hakim, nafaka takdirinde; nafaka alacaklısı çocuğun ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalı babanın gelir durumu arasındaki dengeyi kurarak, hakkaniyet ölçüsünde nafakayı artırmalıdır....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/39 E. 2008/11 K. sayılı ilamı ile velayetleri anneye verilen müşterek çocuklar için 150’şer TL iştirak nafakasına hükmedildiği, 05.01.2010 tarihinde açılan dava ile de iştirak nafakalarının 200’er TL ye çıkartıldığı, nafakaların artırılmasına ilişkin eldeki davanın ise 29.07.2011 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. TMK. nun 327/1. maddesi “Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler anne ve baba tarafından karşılanır” hükmünü içermektedir.Aynı kanunun 330/1. maddesi ile nafaka miktarının, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirleneceği, 331. madde ile de durumun değişmesi halinde hakimin, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirleyeceği hüküm altına alınmıştır....
İştirak nafakası; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları ile genel ihtiyaçlar ve ana-babanın mali durumlarına göre takdir edilir. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir. Somut olaya bakıldığında; yukarıdaki ilke ve esaslar gözetilerek, makul oranda ve hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmesi gerekirken, ilk nafakanın takdir edildiği tarihe, tarafların gerçekleşen ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına, müşterek çocuğun yaşı ve nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alındığında; artırılan iştirak nafakası miktarı fazla olup, TMK'nun ....maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine aykırı görülmüştür....
Mahkemece; nafakanın yetersiz kaldığı değerlendirilerek günün ekonomik koşullarına göre yıllık ÜFE ortalaması gözönüne alınarak hakkaniyet ölçüsü gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, iştirak nafakasının 150 TL'ye artırılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. TMK. nun 327. maddesinin 1. fıkrası; "Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır.” hükmünü, 330. maddesinin 1. fıkrasının ilk cümlesi; “ Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir.” hükmünü, 331. maddesi ise; “Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.” hükmünü içermektedir. Yukarıda açıklanan yasa maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, iştirak nafakası; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları ile genel ihtiyaçlar ve ana ile babanın mali durumlarına göre takdir edilir....