Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İki tarafın sosyal ekonomik durumları değerlendirildiğinde hakkaniyet ölçüsünde yoksulluk nafakasının indirilmesi gerekiyor iken davanın reddi hatalı olmuştur. Bu nedenle davacının yoksulluk nafakasının kısmen indirme talebi kabul edilerek aylık 200,00TL yoksulluk nafakasının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar vermek gerekmekle, Yargıtay 3. HD Yerleşik uygulamasına göre "nafaka yükümlüsüne göre ekonomik yönden güçsüz olan nafaka alacaklısı tarafından açılan nafaka bağlanması veya bağlanan nafakanın değişen şartlar nedeniyle artırılması istemli davaların kısmen kabul edilmesi halinde, yargılama giderinin (ve bu gidere dahil olan vekalet ücretinin) davalı tarafa yükletileceği, ayrıca davanın reddedilen kısımı nedeniyle davalı lehine yargılama giderine (ve vekalet ücretine) hükmedilmeyeceği kabul edilmiştir....

Boşanmayı sağlayabilmek için, bilerek ve isteyerek mali gücünün üzerinde bir yükümlülüğü protokolle üstlenen kişinin, sonradan bu yükümlülüğün kaldırılması ya da azaltılması yönünde talepte bulunması da iyiniyet, doğruluk-dürüstlük ve sözleşmeye bağlılık ilkeleri ile bağdaşmaz. Çünkü kendi kusuru (basiretsizliği vb.) ile mali imkanlarını zorlayan tarafın MK'nun 2.maddesinden yararlanması sözkonusu olamaz. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; taraflar arasında boşanma davasının 14.12.2017 tarihinde açıldığı ,kararın 11.01.2018 tarihinde verildiği ve bu kararın 20.02.2018 tarihinde kesinleştiği tarihten bu davanın açıldığı tarih arasında geçen zaman, davacının aylık 1.500,00- TL nafaka miktarını gelecek yıllardaki artış oranını da belirleyerek ödemeyi kabul etmesi sonucunda mahkemece davalı lehine yoksulluk nafakasına hükmedildiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında boşanma tarihinden sonra geçen dönemde de önemli bir değişiklik olmadığı anlaşılmıştır....

Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen Yargıtay uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....

Mahkemece; davanın iştirak nafakası yönünden reddine, yoksulluk nafakası yönünden kabulü ile nafakanın kaldırılmasına, karar verilmiştir. İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili kararı özetle, yoksulluk nafakasının kaldırılması hükmüne diyecekleri olmadığını, ancak davacının boşanma öncesi çalıştığı adliye şoförlüğünden çıkışının verilmiş olması, aldığı işsizlik maaşının bile 2021 ağustos ayından itibaren kesilmesi, hiçbir gelirinin olmaması, boşanma sonrası hakkında başlatılan 7, yargılama sırasında başlatılan 3 ayrı icra takibi sebebiyle toplam 68.837,53 TL borcunun bulunması, çocuğun devlet okuluna gitmeye başlaması, yemek ve servis ücreti ödenmemesi, anne çalıştığında çocuğa davacının anne ve babasının bakması gözetilerek iştirak nafakasının da azaltılması gerekmesine rağmen bu yöndeki taleplerinin reddine karar verilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğu gerekçesiyle, iştirak nafakası yönünden kararın kaldırılması talepli olarak istinaf etmiştir....

Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine ilişkindir. TMK’nun 176/3.maddesi uyarınca; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. Tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırmalarına göre; davacının emekli olduğu, 2847 TL aylık aldığı; davalının ise asgari ücretle işçi olarak çalıştığı anlaşılmıştır. Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" yoksulluk nafakası bağlanmasını veya yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olarak kabul edilmemiştir....

    Maddesinde, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği ve nafaka yükümlüsünün kusurunun aranmayacağı hükme bağlanmıştır. Yoksulluk nafakasına hükmolunabilmesi için nafaka talep eden eşin boşanmaya neden olan olaylarda, yükümlü olan eşe nazaran daha ağır kusurlu bulunmaması gerekir. Yoksulluk nafakası boşanma davası içinde ve onun devamı sırasında boşanma ile ilgili hüküm kesinleşinceye kadar istenebileceği gibi boşanma davası sonuçlandıktan sonra harcı verilerek açılmış ayrı bir dava ile de istenebilir. Ancak, sonradan açılan yoksulluk nafakası davalarında yoksulluk nafakasının koşullarının oluşup oluşmadığı boşanma hükmünün kesinleştiği ana göre belirlenir. Bu şartlar yoksulluk nafakası istemine ilişkin dava tarihine göre değil, boşanma tarihine göre araştırılması ve şartları varsa yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekir....

      Mahkemece davanın kısmen kabulü ile iştirak nafakasının 500TL'ye yoksulluk nafakasının ise aylık 600,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava; yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması istemine ilişkindir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2- TMK'nun 175.maddesine göre; "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. 176/4.maddesinde ise; "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir." denilmektedir....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Açılan davanın kısmen kabulüyle yoksulluk nafakasının 600 TL'ye, iştirak nafakasının 400 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Kararı nafaka miktarı yönüyle istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, iştirak ve yoksulluk nafakalarının arttırımı istemine ilişkindir. Tüm dosya kapsamından tarafların Konya 5.Aile Mahkemesinin 2016/701 Esas 2017/144 Karar sayılı ilamıyla boşandıkları, boşanmanın 31/03/2017 tarihinde kesinleştiği, davacı lehine 450 TL yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk Fatma Nur Öğdüm lehine 275 TL iştirak nafakasına boşanma ilamı ile karar verildiği anlaşılmaktadır. TMK 176/4 maddesine göre; Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir....

        HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2018/80 KARAR NO : 2018/76 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KARAPINAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/09/2018 NUMARASI : 2017/393 ESAS 2018/502 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Yoksulluk Nafakasının Arttırılması (Boşanma Protokolünden Kaynaklanan)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....

        Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" yoksulluk nafakası bağlanmasını veya yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olarak kabul edilmemiştir. Ancak, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olup, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Dosya kapsamına göre, davalının gıda mühendisi olduğu, özel bir hastanede çalıştığı, Mart ayına ait ücret bordrosunda 766 TL, Mayıs ayına ait ücret bordrosunda ise 1316 TL maaş aldığı, annesine ait evde oturduğu anlaşılmıştır....

          UYAP Entegrasyonu