"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada; davacı reşit evlat üniversite eğitimini devam ettirebilmek için davalı babasından aylık 1.000,00 TL yardım nafakası talep etmiş; mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek aylık 400,00 TL yardım nafakasının davalı babadan tahsiline karar verilmiş; hüküm davalı baba tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir.Dava; yardım nafakası talebine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 364/1 maddesine göre; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan alt soyuna nafaka vermekle yükümlüdür....
geçerli olmak üzere, davacı için aylık 600,00- TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine," karar verilmiştir....
Küçük reşit olduktan sonra da eğitimine devam ediyorsa, bu takdirde, yeni bir dava açarak kendisinden yardım nafakası talebinde bulunabilir. İcra takibinin dayanağı ilamda “Davanın kısmen kabulü ile; dava tarihi olan 03.04.2019 tarihinden geçerli olmak üzere aylık 2500,00 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, nafakanın her yıl TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında arttırılmasına" karar verildiği, yardım nafakasının artış tarihi hakkında açıkça bir hüküm bulunmadığı görülmektedir. 28/11/1956 tarih ve 15 E.-15 K.sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği üzere nafaka ve nafakanın artırılması davaları kanundan doğan bir alacağın tespiti ve tahsili niteliğinde olup, davanın açıldığı tarihten itibaren hüküm ifade eder....
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile aylık 175,00 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, hükmonulan yardım nafakasına faiz yürütülmesi talep edilmiş ise de, nafaka alacakları dava tarihinden itibaren her gün doğan ve yeniden işlemeye başlayan miktarı da hakim tarafından belirlenen inşai özelliğe haiz alacaklardan olup, işlemiş olanlar karar tarihinde, işleyecek olanlar ise her ayın başında muaccel hale geldiğinden nafakaya bu esaslar çerçevesinde yasal faiz yürütülmesine karar verilmiş, verilen bu karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, nafaka alacaklarına mahkeme hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren yasal faiz hükmedilmesi gerekmektedir....
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana-babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır....
Mahkemece kurulan hükümde yardım nafakası olarak ifade edilmiş olması doğru değil ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün birinci maddesindeki "aylık 100.000 TL yardım nafakasının" ifadesinin çıkartılarak yerine "aylık 100.00 TL yoksulluk nafakasının" ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 23.03.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana-babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır....
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana-babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır....
(TMK 328) Herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşücek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. Eş ile ana babanın bakım borçlarına ilişkin hükümler saklıdır.(TMK 364) Dava konusu olayda; davacı şehir dışında yüksek öğrenim görmekte olup herhangi bir geliri bulunmadığından davalı babasının desteğine ihtiyaç duymaktadır. Davacının dosyaya yansıyan barınma ve bir kısım eğitim giderleriyle günlük yaşamı için gerekli rutin giderleri dikkate alındığında hükmedilen nafaka miktarının yetersiz olduğu değerlendirilmiş ve mahkeme kararının miktar yönünden düzeltilmesi ile dava tarihinden başlamak ve mahkemece verilmiş dava süresini kapsayan tedbir nafakası infaz edilmiş ise tekerrür oluşmamak kaydıyla aylık 2.000,00 TL yardım nafakasının davalıdan tahsiline ve hükmedilen nafakanın gelecek yıllarda TÜFE oranında artışına karar verilmesi gerekmiştir....
Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir. Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde yoksulluğa düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Yoksulluğa düşme terimi açıkça çok sıkıntılı bir durumu ve ağır ekonomik koşulları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemelidir....