Davalılar, emekli olduklarını, geçimlerini ancak karşılayabildiklerini, davacının ilk evliliğinden 2 çocuğu olduğunu, çocuklarından birinin çalıştığını, davacının ilk eşinden boşandığını, 2. evliliğini yaptığını, ikinci eşinin astsubay emeklisi olduğunu, davacının 2. eşinden de ayrıldığını, ayrılırken davacının nafaka talep etmediğini, davacıya nafaka ödeyebilecek güçleri olmadığını belirterek, davanın reddini talep etmişlerdir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davalı ...'dan 175 TL, davlı ...'dan 125 TL olmak üzere toplam 300 TL yardım nafakasının davalılardan ayrı ayrı tahsiline karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir. TMK'nun 364. maddesine göre; “Herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.” Yine aynı kanunun 365. maddesinin 2. fıkrasında; “Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir.” düzenlemesi yer almıştır....
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde yoksulluğa düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Buna göre, mahkemece, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve davacının her hangi bir gelirinin bulunmadığı, ve özellikle talep edenin üniversite eğitimine devam ettiği göz önüne alındığında nafaka yükümlüsünün (davalı baba) gelir durumu ile T.M.K. 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında hükmedilen nafaka miktarı azdır. Davacı yararına uygun miktarda yardım nafakasına hükmedilmesi gerekmiştir....
nafakasının dava tarihinden (10/04/2020) reşit olduğu 01/07/2020 tarihine kadar geçerli olmak üzere aylık 175,00- TL. artırılmasına, bu tarihler arasındaki üç aylık toplam 900,00- TL. iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....
nafakasının dava tarihinden (10/04/2020) reşit olduğu 01/07/2020 tarihine kadar geçerli olmak üzere aylık 175,00- TL. artırılmasına, bu tarihler arasındaki üç aylık toplam 900,00- TL. iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....
Aile mahkemesinin 2017/625 esas 2018/70 karar sayılı ilamı ile davacı lehine 400 TL yardım nafakasına hükmedildiği, bu nafakaya dayanak olan ilamın 10/04/2018 tarihinde kesinleştiği, davalının İzmir 14. Aile mahkemesinin 2021/8 esas 2021/375 karar sayılı yardım nafakasının kaldırılmasına dair açmış oluğu davanın İzmir BAM 2....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile; daha önce mahkemenin 18.06.2010 tarih ve 2009/590 Esas-2010/321 Karar sayılı ilamı ile davacı lehine hükmedilen 400 TL yardım nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 120 TL artırılarak 520 TL olarak davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosya kapsamından, davacı tarafından davalı aleyhine ... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2009/590 E. sayılı dosyası ile yardım nafakası talep edildiği, yapılan yargılama sonucunda; 18.06.2010 tarihli ilam ile davacı lehine 400 TL yardım nafakasının davalıdan tahsiline dair verilen kararın temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 27.12.2010 gün ve 2010/18723 Esas 2010/21705 Karar sayılı ilamı ile yardım nafakasının 350 TL olarak belirlendiği ve hükmün bu şekliyle düzeltilerek onandığı anlaşılmaktadır....
Davacı vekilinin, müvekkili lehine hükmedilen nafakanın azlığına dair istinaf başvurusu yönünden; Türk Medeni Kanununun 364/1. maddesine göre; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan alt soyuna nafaka vermekle yükümlüdür. Aynı kanunun 365. maddesinin 2. fıkrasında davanın; davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibaret olduğu düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 328/2. maddesine göre; çocuk ergin olduğu halde eğitime devam ediyorsa, ana ve babasının durum ve koşullarına göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler. Yardım nafakasına karar verilebilmesi veya hükmedilmiş olan yardım nafakasının artırılması yahut indirilmesi için nafaka lehtarının yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder....
Bu durumda, davalının yoksulluk halinin ortadan kalktığı ve davanın kabulü ile nafakanın kaldırılması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Davalı, 2011 yılından beri çalıştığından, davacıda dava tarihine karar nafaka ödemelerine devam ettiğinden bu süre içerisinde ödenen nafakalar iyiniyetli isteğe bağlı yardım olarak kabul edilmiştir, gerekçesiyle; nafakanın karar tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmiştir. TMK'nun 176/3.maddesine göre; irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla kaldırılması mümkündür. Yine, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir....
Davacı vekili dilekçesinde; tarafların anlaşmalı boşandıklarını, davacının emekli olması ve yüksek gelirli işinden ayrılarak daha düşük ücretle çalışıyor olması, nafaka ödemesi yapmak üzere bankalara 70.000 TL’nin üzerinde borçlanması nedeniyle ekonomik durumunun bozulması karşısında; ...’na ödenen 450 Dolar iştirak nafakasının reşit olduğu tarihten itibaren kaldırılması, öğretim hayatı sürdüğünden okul ücretleri ve sair giderlerini karşılamak üzere yardım nafakasının 500 TL olarak tayin ve tespitini, diğer çocuk Kaan Ayvazoğlu’na ödenmekte olan iştirak nafakası ile okul ve taşıma vs. her türlü giderlerini karşılamak üzere aylık nafakasının 500 TL’ye indirilmesini, ayrıca davacıya boşanma protokolü ve ek protokolle getirilen diğer yükümlülüklerin kaldırılmasını talep etmiştir....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacı için dava tarihinden itibaren aylık 125 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; yardım nafakası istemine ilişkindir. Temyize konu uyuşmazlık; mahkemece takdir edilen aylık 125,00 TL nafakanın, davacının ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek miktarda olup olmadığı hususunda toplanmaktadır. Kural olarak; anne babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa ana ve baba, durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdür. (TMK m. 328/2) Diğer taraftan; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür....