Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana-babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir....
Mahkemece, yanılgılı nitelendirme sonucu "tedbir nafakası" olarak hüküm oluşturulması doğru değilse de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün birinci maddesindeki "...karar tarihinden itibaren aylık 400 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,” cümlesinin çıkarılarak yerine "…karar tarihinden itibaren aylık 400 TL yardım nafakasının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine" sözlerinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 29.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 15/03/2021 NUMARASI : 2020/494 ESAS 2021/405 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Nafakanın Kaldırılması) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davasının kabulü ile nafakanın kaldırılmasına, mahkeme aksi kanaatte ise nafaka miktarının indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulü ile davalı lehine hükmedilen 380,00 TL yardım nafakasının 180,00 TL indirilerek aylık 200,00 TL'ye düşürülmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir....
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 Esas 2005/235 Karar sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Somut olayda; iştirak nafakasının kaldırılması davası kapsamında red kararına konu yıllık nafaka miktarı toplamı (200,00 TLx12) olan 2.400,00 TL ve yoksulluk nafakasının kaldırılması davası kapsamında red kararına konu yıllık nafaka miktarı toplamı (300,00 TLx12) olan 3.600,00 TL, 5.880,00 TL'nin altında olduğundan, hüküm davacı yönünden kesin niteliktedir. Öte yandan, iştirak nafakasının kaldırılması davası kapsamında kabul kararına konu yıllık nafaka miktarı (200,00 TLx12) olan 2.400,00 TL de 5.880,00 TL'nin altında olduğundan, hüküm davalı yönünden de kesin niteliktedir. Açıklanan gerekçe ile, hükmün her iki taraf yönünden kesin nitelikli olması nedeniyle, tarafların istinaf kanun yoluna başvurma talebinin usulden reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
Aile Mahkemesinin 2017/913- 2019/12 esas karar sayılı dosyasında görülen yardım nafakası davasında lehine 6.000,00 TL yardım nafakasına hükmedildiğini, yaklaşık 6 ay önce verilen kararın mevcut piyasa şartlarında yetersiz kaldığı gibi devam etmekte olduğu okulun yılık eğitim ücretinin 62.500,00 TL ye yükseltildiğini, yıllık okul ücreti dışında da giderleri olduğunu, nafakasının yetersiz kaldığını belirterek, okul ücretinin acilen ödenmesi için aylık 6.000,00 TL yardım nafakasının artırılarak aylık 12.000,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Aile Mahkemesinin 2013/117 E. 2013/438 K. sayılı ilamı müvekkili lehine yardım nafakasına hükmolunduğunu, iş bu karar verildiğinde üniversiteye hazırlanan müvekkilinin şu anda Elazığ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesinde öğrenci olduğunu, müvekkilinin eğitimini sürdürmesi için babasının ekonomik desteğine ihtiyacı olduğunu, davalının savcı olarak görev yaptığını, aylık geliri yüksek olan bir insan olduğunu, annesinin çalışmadığını belirterek 750,00- TL olan yardım nafakasının aylık 1.500,00 TL ye çıkartılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacı için Elazığ 2. Aile Mahkemesi'nin 2013/117 E. 2013/438 K. sayılı ilamı ile hüküm altına alınan aylık 750,00 TL yardım nafakasının dava tarihinden itibaren 50,00 TL arttırılarak aylık 800,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, yardım nafakası talebine ilişkindir. TMK.'...
Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davada, 2001 yılında anlaşmalı boşanma sırasında protokol ile belirlenen aylık 1500 USD yoksulluk nafakasının kaldırılması veya indirilmesi talep edilmiştir. Mahkemece, nafakanın kaldırılması isteminin reddine; indirilmesi davasının kısmen kabulü ile aylık yoksulluk nafakasının 1000,00 TL olarak belirlenmesi cihetine gidilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
Davalı cevap dilekçesi ile; çocuğun reşit olmasıyla iştirak nafakasının kendiliğinden sona ereceğini, çocuğun reşit olması sebebiyle de husumetin çocuğa yöneltilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; 4721 sayılı T.M.K'nun 328/1 maddesine göre; babanın çocuğuna bakma mükellefiyeti onun reşit olmasıyla sona erer. Küçük reşit olduktan sonra da eğitimine devam ediyorsa, kendisi yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabilir. Müşterek çocuk Taha dava tarihi olan 13.12.2011'de reşit olduğuna göre artık, davacı (baba) iştirak nafakasının kaldırılması talebiyle velayeten anneye karşı dava açamaz....
Ne var ki, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazının kabulü ile hüküm fıkrasının 1. maddesinde yer alan "...davanın kesinleşmesinden itibaren aylık 600,00 TL yardım nafakasının davalıdan alınıp davacıya verilmesine..." ifadesinin hükümden çıkartılarak yerine "...dava tarihinden itibaren aylık 600,00 TL yardım nafakasının davalıdan alınıp davacıya verilmesine..." ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, HUMK'nın 438. maddesinin 7. bendi uyarınca, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 28.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....