-2- Tüm bu maddeler ışığında, okumakta olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Somut olayda; ergin olan davacının okuduğu tesbit edilmiş olup, takdir edilen nafaka miktarı hakkaniyete uygun bulunmuştur. Ancak, hükmedilen nafakanın niteliği yoksulluk değil, yardım nafakasıdır. Nafakanın nitelendirilmesinde yapılan bu yanlışlık mahal mahkemesince her zaman düzeltilebileceği için bozma sebebi yapılmamıştır. Mahkeme kararının hüküm kısmında yer alan "yoksulluk" ibaresinin çıkarılarak "yardım" şeklinde yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 8.70 TL fazla alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.12.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi. .......
Mahkemece yapılacak iş; tarafların ekonomik sosyal durumları değerlendirilerek davacının giderleri ile nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı şekilde hakkaniyet ilkesi de gözetilerek daha yüksek bir nafakaya hükmetmek olmalıdır. Bununla birlikte,davacı ... vekili dava dilekçesinde; davacı için aylık 1000 TL yardım nafakasının davalıdan tahsilini talep etmiş, mahkemece hükmün 1 numaralı bendinde davacı ... için aylık 1000 TL tedbir nafakasının davalıdan tahsiline şeklinde karar verilmiştir. Mahkemece, talep tedbir nafakası olarak isimlendirilmiştir. Eldeki davada talep edilen nafaka, dava dilekçesinin içeriğine göre, yardım nafakasının istemine ilişkin dava mahiyetindedir. Mahkemece nafaka türünün yanlış nitelendirmesi talebin esasını değiştirmez. O halde, mahkemece; davanın yardım nafakası davası olarak nitelendirilmesi gerekirken, tedbir nafakası olarak nitelendirilmesi ve yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru görülmemiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Isparta 2.Aile mahkemesinin kesinleşmiş 2019\202 E., 2019\539 K. sayılı kararı ile davalı lehine aylık 1.400,00 TL yardım nafakası ödenmesine hükmedildiğini, ancak mevcut hal içerisinde müvekkilinin ilgili nafakayı ödeme gücünün kalmadığını, gelirinin gerilediğini, bakmakla mükellef olduğu başka bireylerin de yaşamına dahil olduğunu, müvekkilinin geliri ile hükmedilen nafaka arasında ciddi orantısızlık olduğunu, nafakanı takdir edildiği yargılama esnasında Şehir Hastanesinde doktor olarak görev yapan müvekkilinin gelirinin kat be kat düştüğünü, nafaka alacaklısının daha iyi şartlarının oluğunu belirterek, davalı lehine takdir edilen yardım nafakasının kaldırılmasına, nafakanın kaldırılmasına karar verilmeyecek ise hakkaniyet ölçüsünde ilgili nafaka bedelinin düşürülmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Yukarıda açıklanan nedenlerle; arttırılan nafaka miktarı itibarıyla mahkeme kararı kesin olduğundan davalının bu yöne ilişkin istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. b-Yardım nafakası yönünden yapılan istinaf incelemesinde; Müşterek çocuk İzel, yargılama sırasında 18 yaşını doldurmuş ve vekili duruşmadaki beyanında; davalının ödemekte olduğu iştirak nafakasının artırılarak 1.000,00 TL'ye yükseltilmesine,ayrıca, aylık 1.000,00 TL'ye yükseltilen iştirak nafakasının müşterek çocuğun ergin olduğu tarihten itibaren yardım nafakası olarak devamına karar verilmesini talep etmiştir....
Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana-babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir. 28/11/1956 tarih ve 15E-15K sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre nafaka ve nafakanın artırılması davaları kanundan doğan bir alacağın tespiti ve tahsili niteliğinde olup, davanın açıldığı tarihten itibaren hüküm ifade eder....
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca sözkonusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinmelerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey, kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise; ana babasından, öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için, belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Türk Medeni Kanun'un 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 25/11/2014 NUMARASI : 2014/1065-2014/1457 Taraflar arasındaki yardım nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesi ile;tarafların baba kız olduklarını, Ankara 1.Aile Mahkemesinin 2009/253 Esas-2009/1533 Karar sayılı kararıyla davalı lehine yardım nafakasına hükmedildiğini, davalının 31.07.2014 tarihi itibariyle G... Üniversitesi T... Fakültesini bitirdiğini, sosyal ekonomik bakımdan her türlü ihtiyacını karşılayabilecek hale geldiğini belirterek, davalı lehine hükmolunan yardım nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Bu durumda, mahkemece; 4721 sayılı TMK’nun 328/1.maddesi uyarınca tedbir nafakasının davalının ergin olduğu 19.07.2012 tarihinde kendiliğinden sona erdiği, yasa gereği kendiliğinden sona eren tedbir nafakasının kaldırılması ve 19.07.2012 tarihinden sonra davalının nafakayı alma hakkının kalmadığının tespiti istemi yönünden, davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı gözetilerek istemin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davalı lehine hükmedilen tedbir nafakasının davalının reşit olduğu tarihten sonra alma hakkının kalmadığının tespitine ve bu tarih itibariyle kaldırılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. Bundan ayrı; yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulü ile; dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 500,00 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verildiği görülmüştür. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili davanın kısmen kabulüne dair kararı ile davacı lehine hükmedilen aylık 500- TL 'lik yardım nafakasının artırılması ayrıca davalı adına verilen vekalet ücretine itirazına ilişkin istinaf yasa yoluna başvurduğu görülmüştür. Davalı istinaf dilekçesi ile davanın kısmen kabulüne dair kararın davalı müvekkili lehine kaldırılması ile davanın tümden reddine karar verilmesi gerekçesi ile istinaf yasa yoluna başvurulduğu görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; TMK'nın 364. maddesine dayalı yardım nafakası talebine ilişkindir....
Dava dosya içeriğine, dosyadaki yazılara göre; her ne kadar ilk derece mahkemesi tarafından davacı için aylık 750,00TL yardım nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında davacı için bağlanan yardım nafakası miktarının düşük olduğu, daha yüksek bir miktarda nafaka tayinin gerekeceği anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının tüm sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırılarak davacı yararına aylık 1.500,00TL yardım nafakasının davalıdan tahsiline, yukarıda belirtilen gerekçelerle davacının ergin olmasına rağmen eğitiminin devam ettiği, davalının da yurt dışında çalıştığı, gelirinin bulunduğu, davacının yardım nafakası almasının hakkaniyete uygun olduğu, ayrıca ilk derece mahkemesince davacı için takdir edilen yardım nafakası miktarının düşük olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar...