Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/263 Esas ve 2019/718 Karar sayılı ilamına atıfta bulunularak, nafaka miktarının 350,00 TL olarak yazılmasının çelişki yarattığı ve bu haliyle kararın infaz kabiliyetinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu sebeple, belirtilen hususta çelişki oluşturmayacak şekilde infazı kabil bir karar verilmek üzere sair istinaf talepleri incelenmeksizin kararın kaldırılarak, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. Kabule göre de; Davacı-karşı davalı kadının, dava dilekçesinde ziynet alacağı yönünden faiz talebinin olmadığı, bilahare ıslah dilekçesinde faiz talep ettiği gözetilmeden ziynet alacağına, ıslah tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekirken dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru olmamıştır. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Davacı-karşı davalı kadının HMK'nın 337/1. maddesi uyarınca ADLİ YARDIM TALEBİNİN KABULÜNE. 2- Taraf vekillerinin istinaf taleplerinin KABULÜNE, Midyat 2....

Her ne kadar boşanma hükümünde yer almasa da, davacının tarafların gerçek iradelerini yansıtan protokole göre talep edilen nafaka artış miktarını ödedikten sonra iadesini talep etmesi hukukun temel ilkelerinden olan iyiniyet kuralı ile bağdaşmamaktadır. Kaldı ki, bir an için davacının talebinin yerinde olduğu düşünülse bile mahkememizce davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine karar verildiğinden davacının davalıya irat biçiminde ödemesi gereken nafaka borcu devam etmektedir. Dolayısıyla davacının irat biçimindeki nafaka borcu devam ettiğinden fazladan ödediğini iddia ettiği 3.683,25.-TL'nin devam eden nafaka borcuna mahsubunu talep etmek yerine kendisine geri ödenmesini talep etmesi de hukuken mümkün değildir. Sonuç olarak davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması veya indirilmesi ile 3.683,25....

Dava, yoksulluk ve iştirak nafakası istemine ilişkindir. 1- Davalı tarafın yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebi incelemesinde; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06/04/2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Yerel mahkemelerce verilen kararlar aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulabilir. Ancak; yerel mahkeme tarafından hükmün verildiği 19/09/2019 tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nın 341/2. maddesinde; "Miktar veya değeri Üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir." hükmü mevcuttur....

Somut olayda; davalı taraf kabul edilen nafaka miktarı yönünden, davacı taraf ise reddedilen nafaka miktarı yönünden istinaf isteminde bulunmuştur. Davalı tarafça istinafa konu edilen ve davacı kadın yönünden kabul edilen nafaka miktarının (300,00.-TLx12=3.600,00.-TL yıllık), istinafa konu edilen müşterek çocuk yönünden kabul edilen nafaka miktarının (500,00.-TLx12=6.000,00.-TL yıllık) hükmün verildiği tarih itibarı ile öngörülen kesinlik sınırının altında kaldığı anlaşılmıştır. Davacı tarafça istinaf konusu edilen ve reddedilen tedbir nafakasının 200,00.-TL (200x12= 2,400,00.-TL) hükmün verildiği tarih itibarı ile öngörülen kesinlik sınırının altındadır. Bu durumda, hüküm tarihi itibarı ile kesin olduğu yasada açıkça belirtilen bu karara karşı istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulamaz....

ilk evliliğinden olan kızına emanet ettiğini, ancak ziyaret sonrası eşini almaya gittiğinde kızının“ babamın artık seninle işi yok, ona artık biz bakacağız, emekli aylığını da biz alacağız, sen başının çaresine bak diyerek müvekkilini yalnız başına bıraktıklarını, kendisinin 71 yaşında olduğunu ve bir geliri olmadığını, kendisinin kolesterol ve şeker hastası olduğunu, müvekkilinin eşinden ayrı olduğu bu süreçte kızının tuttuğu evde 600 TL kira ödeyerek yaşamak zorunda kaldığını, bu nedenlerle davalarının kabulü ile müvekkili lehine 1.500 TL tedbir nafakasına, belirlenen nafaka için karar tarihinden sonra TÜFE artış oranları doğrultusunda artırım yapılmasının talep etmiştir....

HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : ADLİ YARDIM TALEBİNİN REDDİ KARARINA İTİRAZ Taraflar arasındaki davadan dolayı ... Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesinden verilen 17/02/2021 tarihli ve 2020/928 Esas, 2021/390 Karar sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmiş olmakla, dosya tetkik olunarak gereği düşünüldü. -KARAR- Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin ″adli yardım talebinin reddine″ ilişkin 09.12.2021 tarihli ve 2021/5846 E.- 11256 K. sayılı kararına karşı itiraz edilmesi üzerine, 6100 sayılı HMK′nın 337/2. maddesi uyarınca dosya Dairemize gönderilmekle, evrak üzerinden yapılan inceleme sonucunda: Davalı ... aleyhine ... 12. İcra Hukuk Mahkemesinde açılan şikayet davasının reddine ilişkin 2018/338 Esas, 2019/23 sayılı karara karşı yapılan istinaf başvurusunun ... Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesince kabul edilerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne ve ... 24....

    FAİLLİKTASARLAYARAK ÖLDÜRME SUÇUNA YARDIM 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 37 ] 5237 S....

      Somut olayda; mahkemece, noksan temyiz harcının tamamlanması için hükmü temyiz eden davalıya HUMK'nın 434/3. maddesi gereğince muhtıra gönderildiği, muhtıranın 16.01.2019 tarihinde davalıya tebliğ edildiği ancak temyiz harcının tamamlanmadığı, davalı tarafından sürenin son gününde adli yardım talebinde bulunulduğu ve dosyanın Yargıtay'a gönderildiği anlaşıldığından: 1- Davalının daha önce ileri sürdüğü adli yardım talebinin Dairece reddedildiği, mevcut durumda bir değişiklik de bulunmadığı gözetildiğinde, ADLİ YARDIM TALEBİNİN REDDİNE, 2- Eksik temyiz harcının muhtıraya rağmen yatırılmaması nedeniyle HUMK'nın 434/3. maddesi uyarınca davalının temyiz isteği hakkında yerel mahkemece bir ek karar verilmesi, anılan ek kararın temyiz edilmesi halinde Yargıtay'a gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 14/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Lehine nafaka takdir edilen davacı için kabul edilen nafaka miktarı yıllık 3.600,00.-TL'dir. Somut olayda; davacı taraf reddedilen, davalı taraf ise kabul edilen nafaka miktarları yönünden istinaf isteminde bulunmuştur. Davacı için kabul edilen ve davalı tarafça istinaf konusu edilen nafaka miktarı (300,00.-TL x 12 = 3.600,00.-TL) hükmün verildiği tarih itibarı ile öngörülen kesinlik sınırının altındadır. Bu durumda, hüküm tarihi itibarı ile kesin olduğu yasada açıkça belirtilen kabul edilen nafaka yönünden davalı taraf istinaf kanun yolu başvurusunda bulunamaz. Kesin olan kararların istinaf istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi (6100 sayılı HMK m.346) Bölge Adliye Mahkemesince de karar verilebilir. (6100 sayılı HMK m.352) Hal böyle olunca, 6100 sayılı HMK'nun 341, 346/1 ve 352. maddeleri gereğince, hüküm tarihi itibarı ile kesin olan, kabul edilen nafaka yönünden davalı tarafın istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir....

        BOŞANMATAZMİNATYOKSULLUK NAFAKASI 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 175 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 429 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki "boşanma,yoksulluk nafakası,maddi ve manevi tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 5.Aile Mahkemesince karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına,yoksulluk nafakası talebinin eşit kusur nedeniyle reddine,manevi tazminat talebinin kişilik haklarına saldırı ispatlanamadığından reddine,500,00 YTL.maddi tazminatın Bedrettin K....'...

          UYAP Entegrasyonu