Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkememizce nafaka ödemesinin yapıldığı bildirilen bankalardan hesap hareketleri celp edilmiş, dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, önceki sunulan rapor hüküm kurmaya elverişi, hükme esas alınabilir nitelikte olmadığı, hukuki yorum içerdiğinden, dosya başka bir bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişinin 12/04/2021 tarihli hüküm kurmaya ve denetime elverişli raporu dikkate alındığında davacının nafaka adı altında veya düzenli olarak belirli bir meblağ olarak takip alacaklısına ödeme yapmadığı anlaşılmakla, nafakanın başka isim altında nafaka ödemesi olarak kabul edilmeyecek olup, en azından miktar ve düzenli ödeme olarak yapılması ispatı uygun olup somut uyuşmazlıkta, ara ara para gönderildiği hiçbirinin nafaka adı altında ve belirli bir düzende olmadığı gibi davacı vekilinin 07/10/2021 tarihli celsesinde "bu ödemelerin arasında illaki nafaka vardır, biz zaten bütün ödemelerin nafaka olduğu iddiasında değiliz" beyanı dikkate alınarak ödeme hususunun ispatlanamadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır...

icra Müdürlüğünün 2016/ 80340 sayılı takip dosyası ile 2017 yılı Eylül ve Ekim aylarına ait nafaka borçlarını ödenmediğinden dolayı 20.10.2017 tarihinde şikayette bulunulduğu, sanığın şikâyete konu 2017 yılı Eylül ve Ekim aylarına ilişkin nafaka borçlarını nafaka alacaklısının banka hesabına havale ederek ödediğine ilişkin 22/09/2017 ve 08/11/2017 tarihli dekont örnekleri sunması karşısında sanık hakkında mahkumiyetine karar verilmesinde, isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği bu itibarla yerinde görüldüğünden, Alanya 1....

    Hukuk Genel Kurulunun 30.03.2005 gün ve 196-239 sayılı kararında da nafaka davalarında temyiz edilebilirlik sınırının belirlenmesinde, bağlanan yıllık nafaka miktarının gözetileceğini açıklamıştır. Benimsenen bu ilkeler doğrultusunda gerek temyiz, gerekse karar düzeltmeler de üst sınır yıllık nafaka miktarıyla belirlenmelidir. Somut olayda hükmedilen yıllık nafaka miktarı (1400 TL.'yi) aşmadığından Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/2. maddesi gereğince temyiz edilebilme sınırı altında kalan nafaka takdirine ilişkin karar kesindir. Bu itibarla, temyiz isteğinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Velayetin kaldırılması davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....

      taşıt kredisi borcu için yaptığı ödemeler nazara alınarak birikmiş nafaka borcunun itfa edildiği kabul edilmiş ve icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir....

        Gelir, aylık ve ödenekler; 88'inci maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez.'' hükmüne göre, nafaka borçları için haczedilmezlik kuralı uygulanmaz. Yine birikmiş nafaka borçları için emekli maaş haczinde de uygulanması gerekli, İİK'nun 83. maddesinde; borçlunun ve ailesinin geçimi için icra müdürlüğünce zorunlu olarak taktir edilen miktar tenzil olunduktan sonra kalan bölümünün haczedilebileceği ve bu miktarın maaşın ¼'ünden az olamayacağı belirtilmiştir. Somut olayda borçlu aleyhine birikmiş ve devam eden aylar nafakasının tahsili amacıyla ilamlı takip başlatılmış, alacaklı vekilinin 14.11.2012 tarihli talebiyle; borçlunun birikmiş ve devam eden nafaka alacağı için emekli maaşı üzerine haciz konulması talebi üzerine, İcra Müdürlüğü'nce talep gibi işlem yapılmasına karar verilmiştir. Bu haliyle haciz birikmiş nafaka yönünden de emekli maaşının tamamı üzerine konulmuştur....

          Her ne kadar Dairemizin son içtihatlarında; nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarına, bu miktara yakın ve düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmekte ise de; somut olayda borçlu tarafından sunulan ve alacaklı adına gönderilen ödeme belgelerinin birbirini takip eden, düzenli ödemeler olmadığı da anlaşılmaktadır. Alacaklının ödemelerin nafaka borcuna ilişkin olduğu yönünde kabul beyanı da yoktur. O halde mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

            Kararı, şikayet olunan vekili temyiz etmiştir. 1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre şikayet olunan vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2) 2004 sayılı İİK'nın 101. maddesi uyarınca hacze takipsiz iştirak koşullarını taşıyan şikayet edenin İİK'nın 206/4-C maddesi uyarınca, son bir yıl içinde tahakkuk etmiş olan nafaka alacağı rüçhanlı olacağından (İİK m. 140/3), şikayetçi alacağının nafaka kısmına münhasır olmak üzere imtiyazlı kısmının son bir yıllık süre içinde doğan bölüm olduğu, bir yıllık dönem dışında doğan nafaka alacağı bulunduğu takdirde ise rüçhansız olarak hacze iştirak edeceği hususu nazara alınarak, buna göre; alacağa esas diğer kalemler yönünden ise takipsiz iştirak hakkı bulunmadığı gözden kaçırılmadan hükme varılması yerine, nafaka alacağı diğer alacaklardan ayrılmadan ve son bir yıl içinde tahakkuk etmiş eden nafaka miktarının...

              İcra Dairesinin 2020/2081 esas sayılı takip dosyasında borçlunun emekli maaşı üzerindeki birikmiş nafaka ve işleyen nafaka ile bunlara ilişkin faiz dışında kalan miktarlar yönünden haczin kaldırılmasına karar verilmiştir....

              İcra Müdürülüğü dosyası (2018/4610) incelendiğinde, davacı borçlu T1 hiç bir zaman nafaka borçlarını zamanında ödemediğini, icra dosyasına sundukları 22.07.2018 tarihli beyanlarında da belirttikleri gibi nafaka borçlusundan 11.000,00 TL tahsil edildiğini, müvekkilinin, nafaka borçlusu ve aynı zamanda çocuğunun babası olan T1 bundan böyle nafaka borcunu muntazam ödeme vaadi nediyle ( borcun tamamını ödemediği halde ) borçlunun önceden hazırladığı belgeleri imzaladığını, müvekkili tarafından imzalanan belge nedeni ile nafaka borcunun 17.02.2012 tarihine kadar ödendiğini kabul ettiklerini, buna rağmen nafaka borçlusunun muntazam ödeme yapmadığının dosyaya sunduğu ödeme belgeleri ile de sabit olduğunu, bu durumu kendisi de kabul ettiğinden Ağustos 2018 aylık nafakasını dosyaya 1.500,00 TL olarak yatırdığını, bu nedenle toplam nafaka alacağının 17.02.2012 tarihinden başlayarak bu tarihiden sonra 11.032,00 TL düşülerek birikmiş nafaka alacağının belirlenmesi gerektiğini belirterek bilirkişi...

              Hukuk Dairesinin uygulamasına göre; nafaka yükümlüsüne göre ekonomik yönden güçsüz olan nafaka alacaklısı tarafından açılan nafaka bağlanması veya bağlanan nafakanın değişen şartlar nedeniyle artırılması istemli davaların kısmen kabul edilmesi halinde, yargılama giderlerinin (ve bu giderlere dahil olan vekalet ücretinin) davalı tarafa yükletileceği, ayrıca davanın reddedilen kısmı nedeniyle davalı lehine yargılama giderine (ve vekalet ücretine ) hükmedilmeyeceği kabul edilmiştir. Ancak, ekonomik yönden daha güçlü olan nafaka yükümlüsü tarafından nafaka alacaklısı aleyhine açılan nafakanın kaldırılması veya indirilmesi istemli davalarda ise, HMK’nun 326. maddesinin uygulanması gerekmektedir. Buna göre, mahkemece; nafaka alacaklısı davacı tarafından, nafaka borçlusu davalı aleyhine açılan davanın kısmen kabul edilmesi nedeniyle, reddedilen kısım yönünden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir....

              UYAP Entegrasyonu