Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı dava dilekçesinin açıklamalar kısmında, davalı kızına olan nafaka ödeme yükümlülüğünün “Almanya Mönchengladbach Asliye Mahkemesi -Aile Mahkemesinin- 26.03.2015 tarihli 26 F 47/17 sayılı kararı” ile 2016 yılı Eylül ayından geçerli olmak üzere kaldırıldığını, bu kararın kesinleştiğini beyan etmiş, sonuç ve istem kısmında ise mahkeme adı ve numarası belirtmeksizin “Yabancı mahkeme tarafından verilen nafaka ödeme zorunluluğunun kaldırılması ve tarafından fazladan ödenmiş nafaka bedeli olan 3.756,00 Euro, mahkeme masrafı ve faiz için 1.430,58 Euro ve 2.261,91 Euro bedelin davalıdan tahsili kararının" tanıma ve tenfizine karar verilmesini talep etmiş, ancak dosyaya dava dilekçesinde bahsi geçmeyen “......

    Davalı vekili 25.05.2021 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle;ilk derece mahkemesince verilen kararın vicdani kanaate uygun olmadığını ,davalının nafaka ödeme gücünün bulunmadığını bu nedenlerle mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararında da değinildiği gibi "nafaka davalarında kanun yolu başvuru sınırı yıllık nafaka miktarı üzerinden hesaplanır." 6100 sayılı HMK m.341/2 maddesine göre karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Bu miktar karar tarihi itibariyle 5.880,00- TLdır. Buna göre; arttırılan nafaka miktarı aylık 125,00- TL'dan yıllık 1.500,00- TL olup kesinlik sınırının altında kalmaktadır. Karar tarihi itibarıyla kabul edilen nafaka arttırım miktarı yıllık beşbinsekizyüzseksen -TL'nı geçmemektedir....

    Dairemizce yapılan değerlendirmede; İncelenen icra dosyasına göre davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine nafaka alacağına ilişkin olarak takip yapıldığı, icra müdürlüğünce işleyen nafaka ve birikmiş nafakanın tamamı için borçlunun almakta olduğu emekli maaşının tamamı üzerine haciz konulduğu, Yargıtay 12....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu vekili tarafından icra mahkemesine yapılan başvuruda, nafaka alacağının zamanaşımına uğradığı, yapılan ilamlı takibin usule aykırı olduğu, ilamlı icra takibinde nafaka alacağı miktarının ne kadar olduğu, hangi yılları kapsadığı, hangi tarihten itibaren talep edildiğinin açıkça belirtilmediği,...’ye aylık 175,00- TL iştirak nafakasının her ay düzenli olarak ödendiğinden müvekkilinin nafaka borcu bulunmadığı, daha önce ... 5....

      Dairenin önüne gelen uyuşmazlık; 04/01/1949 doğumlu olan, 31/03/2004 tarihinden beri .... kalan ve (...) ayda bir ....166,36 TL emekli maaşı alan (bu maaşında tamamını nafaka alacaklısı adına davacı kurum kullanmaktadır) ... .... adına açılan yardım nafakası davasında, kız kardeşi olan ...... ... aleyhine yardım nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği noktasında toplanmaktadır. Nafaka alacaklısı ... ... ... 31/04/2004 tarihinden beri davacının resmî idaresinde olan Darülacezede kalmaktadır. Nafaka alacaklısının (...) ayda bir alınan ....166,36 TL emekli maaşı vardır ve bu maaşın tamamını (nafaka alacaklısının ihtiyaçları için) davacı kurum kullanmaktadır. Herşeyden önce; Türk Medenî Kanununun 364. maddesine göre “Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üst soyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri, refah içinde bulunmalarına bağlıdır.”...

        Yargıtay yerleşik içtihatlarına göre, nafaka borcunun ödendiğine ilişkin iddianın ispatı yönünde sunulan ödeme belgelerinin geçerli olabilmesi için, açıkça nafaka borcuna atfen yapıldığının belgede yazılı olması gerektiğine ilişkin koşul, yeni uygulamalarla yumuşatılmış olup; son içtihatlarında; nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarına ve bu miktarın katlarına denk gelecek şekilde düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin, nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmektedir. Zira, işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun, yaptığı ödemelerin bu borç dışında ahlaki bir ödeme olduğunu kabul etmek hak kaybına neden olacaktır. Bunun dışında, ödemenin okul ücreti vs gibi açıklamalar ile yapılması halinde ise, ödeme, nafakaya mahsup edilemez....

        Nafaka davalarında reddedilen kısım için avukatlık ücretine hükmedilemez." hükmünü içermektedir. Diğer taraftan; nafaka davalarında miktarı takdir hakime aittir. Bu nedenle iki tarafında kısmen haklı çıkması halinde yargılama giderlerinin taraflar arasında paylaştırılacağına ilişkin HMK'nun 326/2 maddesi hükmü nafaka davalarında uygulanmaz. Yapılan bu açıklamalar ışığında yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka yükümlüsüne göre ekonomik yönden güçsüz olan nafaka alacaklısı tarafından açılan nafaka bağlanması veya bağlanan nafakanın değişen şartlar nedeniyle artırılması istemli davaların kısmen kabul edilmesi halinde, yargılama giderlerinin (ve bu giderlere dahil olan vekalet ücretinin) davalı tarafa yükletileceği, ayrıca davanın reddedilen kısmı nedeniyle davalı lehine yargılama giderine (ve vekalet ücretine ) hükmedilmeyeceği kabul edilmiştir....

          Dosya kapsamından; önceki davanın açıldığı tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında yaklaşık 3 yıl geçtiği, bu süreçte nafaka yükümlüsü davacının ekonomik durumunda bazı değişiklikler olduğu, nafaka yükümlüsü davacının nafaka hükümlerine uymamak suçundan dolayı bir çok kez 3 ay tazyik hapsi ile cezalandırılmasına karar verildiği, cezanın infazı ile davacının 3 ay ceza evinde kaldığı, ortağı olduğu şirketlerle ilgili iflas davaları açıldığı, Özer İnşaat Taahhüt ve Ticaret A.Ş ile ...-Öztopuz Gayrimenkul Danışmanlığı'nın iflasına karar verildiği anlaşılmaktadır....

            dan ayrı ayrı 750'şer TL yardım nafakasının dava tarihinden başlamak üzere alınarak davacıya verilmesine ve nafaka miktarının her yıl yurt içi üretici fiyat endeksi doğrultusunda artırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalılar, kardeşleri Yüksel Pınar için davacı kuruma nafaka ödemesi yapacak maddi güçleri bulunmadığını, kendilerinin yaşlı ve bakıma muhtaç durumda olduklarını, bu yüzden aleyhine açılan nafaka davasını kabul etmediğini ileri sürerek davanın reddini talep etmişleridir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacı ... bünyesinde bakılan 02.06.1941 doğumlu, Mehmet ve Fatma oğlu, Yüksel Pınar için davalı ...'dan aylık 300-TL, Davalı ... ve ...'...

              Nafaka davası mirasçılıktaki sıra göz önüne tutularak açılır. TMK'nun 365/3. maddesinde nafaka davasının, nafaka alacaklısına bakmakta olan resmi veya kamuya yararlı kurum tarafından da açılabileceği; TMK'nun 366. maddesinde ise korunmaya muhtaç kişilerin bakımının yükümlü kurum tarafından sağlanacağı ve bu kurumların yaptıkları masraflarını nafaka yükümlüsü kişiden isteyebilecekleri hüküm altına alınmıştır. Mahkemece, nafaka takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile nafaka ödenecek kişinin yaşı ve ihtiyaçları gözetilmeli; nafaka yükümlüsü davalıların ödeme gücü ve geliri ile orantılı ve hakkaniyete uygun olacak şekilde bir nafakaya karar verilmelidir....

              UYAP Entegrasyonu