AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 15/06/2021 NUMARASI : 2019/919 ESAS - 2021/281 KARAR DAVA KONUSU : NAFAKA (NAFAKANIN ARTIRIMI) KARAR : Taraflar arasındaki davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen hüküm aleyhine süresi içerisinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Trabzon Aile Mahkemesi'nin 2013/369 esas 2014/327 kararı ile müvekkili hakkında 500,00.-TL tedbir nafakasına hükmedildiğini, nafaka davasından sonra müvekkili tarafından Akçaabat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne boşanma davası açıldığını, Trabzon Aile Mahkemesi tarafından tedbir nafakasına hükmedilmiş olması nedeniyle tahsilde tekerrür olmaması nedeniyle tedbir nafakasına hükmedilmediğini, nafaka hükmedilmesinin üzerinden 7 yıllık süre geçtiğini, paranın alım gücünün azaldığını, müvekkilinin hiçbir gelirinin olmadığını, eşinin dostunun yardımı ile geçindiğini, bu doğrultuda müvekkili adına 1.500,00....
ödediğini, Evkur'dan aldığı eşyanın parasını ödeyemediğinden evine haciz geldiğini, Tekirdağ İcra Müdürlüğünde takip olduğunu, 1.459,00 TL borcunun bulunduğunu, bu meblağdaki borcunu dahi ödeyemeyen müvekkilinin aylık 1.200,00 TL nafaka ödemesinin hayatın gerçekleriyle bağdaşmadığını, ortak çocuklarının büyüdüğünü, Büşra'nın 18 yaşında olup okumadığını, bu nedenle nafakanın kaldırılması gerektiğini, Beyza'nında 15 yaşında olduğunu, bu çocuk yönünden de nafakanın gözden geçirilmesi gerektiğini, müvekkilinin mevcut nafakayı ödemekte zorlandığını, nafaka şartını ihlal davasından sonra ödemeleri yaptığını, Bakırköy 6....
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı erkeğin, nafaka artışına yönelik istinaf talebinin REDDİNE, miktara yönelik istinaf talebinin KABULÜ ile, ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, -Davanın KISMEN KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 19....
Davalı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; boşanmalarının üzerinden 14 yıl geçtiğinden nafaka ödemek istemediğini, şu an çalışmadığını, gelirinin olmadığını, hükmedilen nafaka miktarını ödeme gücünün olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava; nafakanın arttırılması talebine ilişkindir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06/04/2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Yerel mahkemelerce verilen kararlar aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulabilir....
Davacı kadının nafaka artış miktarına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince infazda karışıklığa neden olacak şekilde ÜFE artışının hangi tarihten uygulanmaya başlanacağının belirtilmemesi ve davacının faiz talebi yönünden talepten farklı şekilde taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak "dava tarihi itibariyle biriken nafaka tutarlarına yasal faiz işletilmesi" şeklinde karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Tefhim edilen kısa kararda "Davacının İŞTİRAK NAFAKASININ KALDIRILMASI DAVASININ KABULÜ ile; müşterek çocuk Cuma yararına ödenen iştirak nafakasının 10/07/2019 tarihi itibariyle KALDIRILMASINA, " karar verildiği halde gerekçeli kararda "Davacının İŞTİRAK NAFAKASININ KALDIRILMASI DAVASININ KABULÜ ile; müşterek çocuk Cuma yararına ödenen iştirak nafakasının dava tarihi itibariyle KALDIRILMASINA," karar verilmek sureti ile kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 294/3. maddesi uyarınca, hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. (6100 s. HMK. m.298/2) Buna göre, tefhim edilen hüküm sonucu yanlış da olsa, gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna uygun düzenlenmesi gerekmektedir....
Numaralı Zeynep Cezan'ın velayetlerinin davacı Anneye Verilmesine, Velayeti annede bırakılan reşit olmayan müşterek küçükler ile davalı baba arasında kişisel ilişki tesisine, Davacının maddi ve manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 25.000 TL maddi, 25.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya İlişkin Talebin Reddine, Davacı lehine daha önce hükmolunan 250,00 TL tedbir nafakasının boşanmaya ilişkin kararın kesinleşmesine kadar devamına, kesinleşmeye müteakip 250,00 TL daha arttırılarak aylık 500,00- TL YOKSULLUK NAFAKASININ davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Müşterek çocuklar lehine, daha önce hükmolunan ayrı ayrı 200,00 TL tedbir nafakasının boşanmaya ilişkin kararın kesinleşmesine kadar devamına, kesinleşmeye müteakip 300,00 TL daha arttırılarak aylık 500,00'er TL olmak üzere toplam 1000,00- TL İŞTİRAK NAFAKASININ davalıdan alınarak velayeten davacıya verilmesine, Davacının çeyiz eşyası ve ziynet eşyası taleplerinin ayrı ayrı reddine,"...
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin 02.02.2002 doğumlu olup 02.02.2020 tarihinde 18 yaşını ikmal etmiş olmakla iştirak nafakası 02.02.2020 tarihinde kendiliğinden sona erdiğini, Davacı baba yeni bir nafaka davası açılmasına mahal vermemek için ve eğitimi (üniversite) devam eden müvekkili için kendince belirlediği ÜFE artışına göre Sakarya 1.İcra Müdürlüğü'nün 2008/ 837 Esas sayılı dosyasına kendi iradesiyle nafaka ödemeye devam ettiğini, Davalılardan müvekkili T4'nin, 29.04.2021 tarihinde evlendiğini, yoksulluk nafakası o tarihte kendiliğinden sona erdiğini, ancak Sakarya 1.İcra Müdürlüğü'nün 2008/837 Esas sayılı dosyasında, gerek birikmiş borç/nafaka gerekse velayeti altındaki diğer çocuğun devam eden iştirak nafakası dolayısıyla alacağı halen de devam etmekte olduğunu, davacının bu davayı açmakta hiç bir hukuki yararı olmadığını, bu nedenlerle davanın öncelikle hukuki yarar yokluğundan reddine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar...
Davalı, nafaka alacaklısı vekili 21.04.2021 tarihli beyan dilekçesiyle, davalının doktora eğitimini 2020 Aralık ayında tamamladığını, bu nedenle de hesabına fazladan yatan Aralık-Ocak-Şubat ve Mart aylarına ilişkin nafaka ödemesinin ilgili İcra Müdürlüğüne geri yatırıldığını, ancak 15.04.2021 tarihli İcra Müdürlüğü tarafından ödemelerin iade edildiğini, davalının nafaka ile zenginleşme gibi bir amacının olmadığını, eğitimi bitince iade ettiğini bildirdiği görülmüştür. İlk derece mahkemesince, dava tarihi olan 09.09.2020 tarihinden itibaren yardım nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş ise de, davalının eğitim sürecini 11.12.2020 tarihinde tamamladığı, bu tarihe kadar geliri olmadığı ve yardım nafakasına ihtiyacı bulunduğu gözetilmeksizin karar verilmesi doğru görülmemiştir....
ihtiyaçları, nafakanın bağlandığı tarihten itibaren aradan geçen süre ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında hükmedilen nafaka artırım miktarının yüksek olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, yerel mahkeme kararının tümden kaldırılmasına, yeniden hüküm kurularak müşterek çocuk yararına hakkaniyete uygun miktarda nafaka artırımı yapılmasına ve hükmolunan nafaka miktarının her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında artış uygulanmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve düşüncesiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....