Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemesinin 2014/351 esas 2015/233 karar sayılı ilamı ile davacıya 250 TL müşterek çocuğa 150 TL nafakaya hükmedildiğini, nafaka davasının üzerinden beş yıl geçtiğinden çocuğun büyümesi, paranın alım gücünün azalması gibi faktörlerle davacı lehine hükmolunan tedbir nafaka tutarının 500 TL ye çıkartılmasını, müşterek çocuk lehine hüküm altına alınan 150TL iştirak nafakasının 400 TL ye çıkartılmasını talep etmiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ: YOKSULLUK NAFAKASININ KALDIRILMASI Taraflar arasında görülen iştirak nafakasının kaldırılması-iştirak nafakasının artırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 03.12.2012 günü oybirliğiyle karar verildi....

    18 yaşından büyük olup eğitimine devam etmesi nedeniyle nafaka taleplerinin yardım nafakası talebi olduğunun açıklanması sonucunda, davanın yardım nafakası olarak değerlendirilip karara bağlanmasında usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı babanın yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun tüm yönlerden esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve düşüncesiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    (TMK.182/2) TMK'nun 331. maddesi uyarınca; “durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.” Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemelere göre, iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu gerektirmesi gerekmektedir. Tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları, nafaka yükümlüsünün gelir durumu, çocukların yaşları, annenin yapacağı katkı da dikkate alındığında ilk derece mahkemesinin karar ve gerekçesinin dosya kapsamı ile uyumlu olduğu anlaşılmakla davacının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

    AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 15/06/2021 NUMARASI : 2019/919 ESAS - 2021/281 KARAR DAVA KONUSU : NAFAKA (NAFAKANIN ARTIRIMI) KARAR : Taraflar arasındaki davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen hüküm aleyhine süresi içerisinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Trabzon Aile Mahkemesi'nin 2013/369 esas 2014/327 kararı ile müvekkili hakkında 500,00.-TL tedbir nafakasına hükmedildiğini, nafaka davasından sonra müvekkili tarafından Akçaabat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne boşanma davası açıldığını, Trabzon Aile Mahkemesi tarafından tedbir nafakasına hükmedilmiş olması nedeniyle tahsilde tekerrür olmaması nedeniyle tedbir nafakasına hükmedilmediğini, nafaka hükmedilmesinin üzerinden 7 yıllık süre geçtiğini, paranın alım gücünün azaldığını, müvekkilinin hiçbir gelirinin olmadığını, eşinin dostunun yardımı ile geçindiğini, bu doğrultuda müvekkili adına 1.500,00....

    ödediğini, Evkur'dan aldığı eşyanın parasını ödeyemediğinden evine haciz geldiğini, Tekirdağ İcra Müdürlüğünde takip olduğunu, 1.459,00 TL borcunun bulunduğunu, bu meblağdaki borcunu dahi ödeyemeyen müvekkilinin aylık 1.200,00 TL nafaka ödemesinin hayatın gerçekleriyle bağdaşmadığını, ortak çocuklarının büyüdüğünü, Büşra'nın 18 yaşında olup okumadığını, bu nedenle nafakanın kaldırılması gerektiğini, Beyza'nında 15 yaşında olduğunu, bu çocuk yönünden de nafakanın gözden geçirilmesi gerektiğini, müvekkilinin mevcut nafakayı ödemekte zorlandığını, nafaka şartını ihlal davasından sonra ödemeleri yaptığını, Bakırköy 6....

    HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı erkeğin, nafaka artışına yönelik istinaf talebinin REDDİNE, miktara yönelik istinaf talebinin KABULÜ ile, ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, -Davanın KISMEN KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 19....

    Davalı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; boşanmalarının üzerinden 14 yıl geçtiğinden nafaka ödemek istemediğini, şu an çalışmadığını, gelirinin olmadığını, hükmedilen nafaka miktarını ödeme gücünün olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava; nafakanın arttırılması talebine ilişkindir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06/04/2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Yerel mahkemelerce verilen kararlar aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulabilir....

    Davacı kadının nafaka artış miktarına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince infazda karışıklığa neden olacak şekilde ÜFE artışının hangi tarihten uygulanmaya başlanacağının belirtilmemesi ve davacının faiz talebi yönünden talepten farklı şekilde taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak "dava tarihi itibariyle biriken nafaka tutarlarına yasal faiz işletilmesi" şeklinde karar verilmesi doğru görülmemiştir....

    Tefhim edilen kısa kararda "Davacının İŞTİRAK NAFAKASININ KALDIRILMASI DAVASININ KABULÜ ile; müşterek çocuk Cuma yararına ödenen iştirak nafakasının 10/07/2019 tarihi itibariyle KALDIRILMASINA, " karar verildiği halde gerekçeli kararda "Davacının İŞTİRAK NAFAKASININ KALDIRILMASI DAVASININ KABULÜ ile; müşterek çocuk Cuma yararına ödenen iştirak nafakasının dava tarihi itibariyle KALDIRILMASINA," karar verilmek sureti ile kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 294/3. maddesi uyarınca, hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. (6100 s. HMK. m.298/2) Buna göre, tefhim edilen hüküm sonucu yanlış da olsa, gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna uygun düzenlenmesi gerekmektedir....

    UYAP Entegrasyonu