Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tarafların boşanma kararı 20.11.2018 tarihinde kesinleşmiş olmakla boşanma davasında kadın yönünden TMK 169.madde gereğince verilen 2.500,00 TL'lik tedbir nafakası aksi açıkça kararda belirtilmediğinden karar kesinleşmekle kendiliğinden kalkmıştır. Davacı kadın yönünden boşanma davasında hükmedilen yoksulluk nafakası da yoktur. bu haliyle davacı kadın tarafından dava açıldığı tarih itibariyle kadının kanunen devam eden bir nafakası mevcut değildir. Nafaka artırım talebinin reddine karar verilmesi usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olmakla davacı kadının kendisi yönünden verilen ret kararına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....

Dairemizin yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; taraflar ... .... Aile Mahkemesinin 2006/747 Esas ve 2006/720 Karar sayılı, ....09.2006 tarihli ilamıyla anlaşmalı olarak boşanmışlar, davacı lehine aylık 100,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, karar ........2006 günü kesinleşmiş, eldeki artırım davası 26.01.2015 tarihinde açılmıştır. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, önceki nafaka tarihinden itibaren geçen süre, nafakanın niteliği, ekonomik göstergelerdeki değişiklikler ve ÜFE artış oranları dikkate alındığında davacı lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarı fazladır....

    sayılıkararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Davacı vekilince dava dilekçesinde müvekkili lehine aylık 1.000 TL, müşterek çocuk lehine aylık 1.000 TL nafaka talep ettiği görülmüştür. Mahkemece davacı kadın lehine 550 TL, müşterek çocuk lehine 500 TL nafakaya hükmedilmiştir. Davacı kadın lehine verilen nafakanın yıllık 6.600,00 TL'ye tekabül ettiği, müşterek çocuk lehine verilen nafakanın yıllık 6.000,00 TL'ye tekabül ettiği, HMK 341/2 maddesi gereğince miktar veya değeri 8.000,00 TL'yi geçmeyen mal varlığına ilişkin kararların kesin olduğu, dolayısıyla davalının istinaf talebinin HMK 352 maddesi gereğince kesinlik sınırında kaldığı anlaşılmakla, davalının istinaf talebinin HMK 352 maddesine göre reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

    KARŞI OY YAZISI Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, yerel mahkemenin davacının nafakanın arttırılması talebini haklı bulmadığı, davacının bu talebini Türk Medeni Kanununun 197. maddesinde düzenlenen tedbir nafakası olarak değerlendirilip, bu talebin kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Değerli çoğunluk, yerel mahkeme kararını "Arttırma talebinde haklı bulunmayan bağımsız nafaka bakımından haklı sayılamaz" gerekçesiyle bozmuştur. Değerli çoğunluğun bu bozma görüşüne katılmam mümkün değildir. Davacı kadının, davalı eşi ile birlikte yaşadığı döneme yönelik tedbir nafakası talebi ve bu nafakanın artırılmasına ilişkin talebi, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup, bu taleplerin reddi doğrudur. Ancak, tarafların birlikte yaşadığı süreçte davalı koca, davalı eşine, kızının ve damadının yanında "Bu şerefsiz 16 yıldır birlikte yaşamamıza rağmen benden nafaka alıyor" şeklinde hakarette bulunmuştur....

      Aile Mahkemesinin 2017/662 Esas 2018/418 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanma ilamı ile müşterek çocuklardan Tuana Sude için aylık 300,00 TL iştirak nafakasına, müvekkili için aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, müvekkilinin 46 yaşında olduğunu, ev hanımı olduğunu, hükmedilen nafakanın müvekkilinin geçimini sağlamada yetersiz kaldığını, müşterek çocuğun eğitiminin devam ettiğini, eğitim ihtiyaçlarının arttığını, ülkede yaşanan ekonomik sıkıntılardan dolayı nafaka miktarlarının artırılması gerektiğini, müvekkili lehine hükmedilen nafakanın artırılarak aylık 6.000,00 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuk lehine hükmedilen nafakanın artırılarak aylık 3.000,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen herhangi bir cevap dilekçesi vermediği anlaşıldı....

      DAVA KONUSU : Nafaka (Önlem Nafakası) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının annesi ile babasının Samsun 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/11 esas 2001/447 karar sayılı dosyası ile boşandıklarını, davacının annesi ile birlikte yaşadığını, üniversite öğrencisi olduğunu, davacının Relapsing Remetting Multıpl Skleroz hastası olduğunu, ömür boyu tedavi almak zorunda olduğunu, hastalığı nedeniyle aylık ortalama tedavi masraflarının 700,00 TL olduğunu belirterek müvekkili için tedbiren 1.500,000 TL nafakanın davalıdan tahsiline karar verilerek, bu nafakanın her yıl TÜİK ' in yayınladığı ÜFE oranında arttırılarak karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA:Davalıya dava dilekçesinin tebliğ edildiği, davalının cevap vermediği, duruşmalara katıldığı anlaşılmıştır. DELİLLER: Dava dosyası....

      Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; takibe konu edilen nafakanın birikmiş nafaka olup davacının 'birikmiş değil toplu nafaka' şeklinde itirazının teknik anlamda bir farklılığa sebep olmayacağını, zira hacze dayanak 44.000 TL'nin 1 aylık nafaka bedeli olmadığı, birden fazla nafakanın toplamı yani birikmişi olduğunun davacınında kabulünde olduğunu, davacının kötü niyetli ve dürüstlük kuralına aykırı hareket ettiğini beyanla haksız ve mesnetsiz istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dayandıkları belgelerle, icra takibinin dayanağı ilamda hükmedilen yoksulluk nafakasının birikmiş nafaka niteliğinde olmasına, davacı alacaklı tarafından takip talebinde bu nafakanın birikmiş asıl alacak olarak belirtilmiş olmasına, istinaf edilen ilk derece mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan istinaf itirazlarının HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir....

      Kural olarak, nafaka davalarında; mahkemece hükmedilen nafakanın geçerlilik tarihi daima dava tarihidir. Bu husus, 28.11.1956 gün 15 E., 15 K. sayılı Y.İ.B.K.'da "nafaka ve nafakanın artırılması davaları kanundan doğan bir alacağın tespiti ve tahsili niteliğinde olup, davanın açıldığı tarihten itibaren hüküm ifade eder" şeklinde belirtilmiştir. Yine, belirlenen nafakanın aylık ödeneceği hususu da kanun hükmüdür. Mahkemece, hüküm altına alınması istenilen iştirak nafakasının "karar tarihinden itibaren aylık 200 TL tedbir, karar kesinleştikten sonra tedbir nafakasının iştirak nafakası olarak devamına " şeklindeki hükmü anılan İBK'na ve Yerleşik Yargıtay Kararlarına aykırıdır....

        AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 28/04/2021 NUMARASI : 2020/1736 ESAS 2021/711 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Önlem Nafakası) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile Konya 3.Aile Mahkemesinin 2017/901 Esas sayılı dosyası ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, bu dosyada davalıdan nafaka talebinde bulunulmamış ise de, günün ekonomik koşulları nedeni ile müvekkilinin nafakaya ihtiyacı olduğunu belirterek aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasının davalıdan tahsilini ve her yıl ÜFE oranında artırılmasını talep etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı süresinde cevap dilekçesi vermemiştir....

        Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir (TMK 329/1). Bu yasal düzenlemelerin bir yansıması olarak çocuklar için ayrı yaşamda haklılık sebebi aranmaksızın çocukların geçimi için gerekli, davalının geliri ile orantılı olacak şekilde, TMK.nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak uygun bir nafakaya hükmedilmesi gereklidir. Somut olayda davanın açıldığı sırada ve yargılama boyunca davacı anne yanında kalan çocuklar lehine uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken talebin reddi doğru bulunmamıştır. Müşterek çocuklar için aylık 825,00'er TL önlem nafakasının çocukların ihtiyaçlarına, nafaka yükümlüsünün ekonomik ve sosyal durumuna hakkaniyete ve ölçülülük ilkesine uygun olduğu değerlendirilmiş, davacı kadının çocuklar için talep ettiği önlem nafakasına yönelik istinafı kısmen kabul edilerek müşterek çocuklar lehine aylık 825,00'er TL önlem nafakasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

        UYAP Entegrasyonu