Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda, davacının ev hanımı olduğu, 406.00.-TL yetim maaşı aldığı, 400.00.- TL kira ödediği, davalının mühendis olduğu, 3.711.00.-TL maaş aldığı, 750.00.- TL kira geliri olduğu, 500.00.-TL kira ödediği anlaşılmaktadır. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, ekonomik göstergelerdeki değişiklikler ve ÜFE artış oranları dikkate alındığında davacı lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarı fazladır....
Anılan yasal düzenlemelere göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda, tarafların 2014 yılında kesinleşen karar ile boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte karşı davacı lehine aylık 250.00.-TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği,eldeki karşı davanın 09/05/2016 tarihinde açıldığı, karşı davacının ev hanımı olduğu, 246.00.-TL yetim aylığı aldığı, annesi ile yaşadığı, davacı karşı davalının ise emekli olduğu, 2.500.00....
Bu yasal hüküm gereğince iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre, nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durum araştırmalarına göre, davacının gelirinin olmadığı, babasının evinde kaldığı; davalının ise başka bir kadınla yaşadığı ve bu kadından bir çocuğu olduğu, düzenli işinin olmadığı, şoförlük yaptığı anlaşılmış; davalı tarafından, nafaka kararından sonra tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir....
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası ..in yayımladığı .. oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır Yukarıda izah olunan nedenlerle; somut davada, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, ekonomik göstergelerdeki değişim ile ...in yayınladığı... artış oranı ve nafaka yükümlüsünün (davalı) gelir durumu nazara alındığında; artırılan yoksulluk nafakası miktarı fazla olup, TMK.4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır....
Eşimden herhangi bir nafaka talebim yoktur" beyanında bulunmuş, takip eden celseye davacı gelmemiş, dosyanın işlemden kaldırılmasına ve takiben davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. HUMK.nun 92. maddesi uayrınca "kabul iki taraftan birinin diğerinin davada ki talebini kabul etmesidir ve kat'i hükmün sonucunu doğurur. Bu halde davacının celsede hazır bulunmamış olması nedeni ile dosyanın işlemden kaldırılmasına ve davanın açılmamış sayılmasına da karar verilemez, verilmiş olması da sonucu değiştirmez. Davalı nafakanın kaldırılması davasında dava edilmeyen bir konuda nafaka alacağının bulunmadığını da beyan etmiştir. Bu beyanı da "ikrar" mahiyetindedir. O nedenle nafakanın kaldırılması davasından önce doğmuş nafaka borcunun bulunmadığı da ikrar ile sabittir. Davanın yukarıdaki nedenlerle kabulüne karar verilmesi gerekir....
GEREKÇE : Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması, mümkün olmadığı takdirde aylık ödenmekte olan yoksulluk nafakası ile aylık olarak davacının maaşından kesilen birikmiş nafaka olmak üzere toplam (365,93+504,92) 870,85 TL nafaka kesintisinin aylık 400,00 TL'ye indirilmesi isteğine ilişkindir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Bundan ayrı karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri 8.000,00 Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir (6100 sayılı HMK m.341/2). Davacının öncelikli talebi, aylık 365,93 TL olarak ödenen yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine ilişkin olup, asıl talep yönünden reddedilen aylık 365,93 TL miktar üzerinden yıllık nafaka tutarı 8.000,00TL'yi geçmemektedir....
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının soyut olduğunu, davacının cin fikirli birisi olup, malulen emekli olabilmek için böyle bir arayış içerisine girdiğini, davacı ile boşanırken kendisinin çocuklar için nafaka talep etmediğini, 500 TL yoksulluk nafakası hususunda anlaştıklarını, boşanma tarihinden bu yana davacının kendisine toplamda 2.000 TL nafaka ödediğini, takdir edilen nafakanın kaldırılması durumunda zor duruma düşeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, tarafların Konya 3....
Aile Mahkemesi'nin 2021/197E. 2022/454K. sayılı kararının kaldırılmasını, tarafların mali durumunun ilk boşanma tarihi sonrası değişmiş olması ve yoksulluk nafakasının devamının hakkatiyete aykırılık oluşturacağı sebebiyle nafakanın kaldırılmasını, mahkeme aksi kanaatte ise nafaka miktarının, yalnızca emekli maaşı ile geçinen birinin ödeyebileceği nafaka bedeli oranında azaltılması yönünde hüküm kurulmasını istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda, Dava, protokole dayalı yoksulluk nafakasının kaldırılması, olmadığı takdirde indirilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verildiği, karara ilişkin davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....
Davalı vekili, 400,00 TL nafakanın yetersiz olmasına rağmen müvekkili tarafından nafaka artırım davası açılmadığını, müvekkilinin 2016 yılından itibaren aynı miktar nafakayla geçinmeye çalıştığını, sağlık sorunları nedeniyle çalışamadığını, davacının hâl-i refahta olduğunu, evinin ve emekli maaşının olduğunu belirterek kararın kaldırılıp davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava yoksulluk nafakasının kaldırılması olmadığı takdirde indirilmesi isteminden ibarettir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 6.4.2005 tarih ve 2005/3- 169 E- 235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 19/01/2021 NUMARASI : 2019/460 E 2021/7 K DAVA KONUSU : Nafaka (Nafakanın Azaltılması) KARAR : Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen mahkemenin kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiği ve istinaf isteminin süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmakla dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dosyanın incelenmesinde; tarafların 03/03/2003 tarihinde evlendikleri, müşterek evlilik birliğinden 2006 o.lu Umutsu'nun dünyaya geldiği, Adana 2....